• (bkz: l o v e)
  • dinlerken insani istedigi her yere goturen buyulu insan ve sesi.
  • şimdi demokrasi ve insan hakları savunucusu kesilen, tek dişi kalmış medeniyette sırf renginden dolayı hayatının büyük bir bölümünde horlanmış, itilmiş, kakılmış, saldırılara uğramış yetenektir.
    hayatının büyük bir bölümünde albümleri sadece siyahlar tarafından alınmış ve dinlenmiş, beyazların da geldiği yerlerde şarkı söylemekte ısrar edince her seferinde fiziksel şiddete varan aşağılanmalara maruz kalmış, (hatta bir keresinde böyle bir saldırıda yaralanmasına rağmen şarkısına devam edip programını tamamlamıştır), siyahlara ve bu arada kendisine de uygulanan ayrımcılık nedeniyle tepkisini göstermiyor diye diğer siyahlarca eleştirilmiş ve hatta yüz çevrilmiştir. ancak o, ben onların bize yaptığı gibi davranamam, onlar kötüyken ben iyi olursam, iyiniyetli davranırsam onlar da hatalarını anlayacaklardır, diyerek inancından ödün vermemiştir. hatta zenginlerin oturduğu mahalleden ev aldıklarında tüm komşular bundan rahatsızlık duymuş ve onu mütemadiyen taciz etmişler, rahat bırakmamışlardır. kimse onu televizyona çıkarmadığı için kendi programını yapmak istemiş buna da bir tek nbc sıcak bakarak ona bu şansı vermiştir. ancak bir problem vardır, asil ve üstün beyazların tepkisinden korkan hiçbir firma bu programa reklam vermemektedir. mali sorunlar başlar, daha sonra cole onların bişi demesine fırsat vermeden kendisi bitirir programı ve ayrılır.
    bu arada kennedy’e ve johnson’a insan haklarının hassas olduğu konularda, medeni haklar konusunda danışmanlık yapmıştır.

    2 evlilik yapmıştır ki ikisinin arasında 6 gün vardır.
    hiç portekizce bilmediği halde bu dilde albüm yapmıştır.
    kral lakabını da çıktığı bir barın sahibinin sahnede altın rengi bir taç takmasını istemesi ve grubuyla birlikte bu şekilde bir süre king cole trio olarak sahneye çıkmalarından sonucunda almıştır.

    bir de günde 3 paket sigara içermiş. akciğer kanserinden de ölmüş.
  • (bkz: nat king kong)
  • sarki soyleyisiyle adami duvara cakan tas gibi kadin carmen mcrae tarafindan "bir parcayi tam olarak yazildigi gibi soyleyip hala kulaga guzel gelebilmesini saglayan yegane insan" benzeri bir cumle ile tarif edilmis kisidir. bu kadinin haksiz oldugu bi zaman var midir.
  • başrollerinde errol flynn ve cornell borchers'ın oynadığı 1957 yapımı istanbul filmi ile geniş kitlelere ulaşmış ve bu filmde istanbul'daki bir gece klübünde çalışan danny rice adlı bir piyanisti canlandırmıştır.

    nat king cole when i fall in love şarkısını bu film sayesinde bütün dünyaya tanıtmıştı. tıpkı casablanca filminde dooley wilson'ın as time goes by'ı dünyaya tanıtması gibi.
  • autumn leaves'i eşsiz sesiyle kulaklara kazımış şarkıcı. çal bana autumn leaves'i nat.
  • kadife seslidir. fly me to the moon şarkısı hakkaten aya çıkarabilecek cinstendir.
  • unforgetable parçasıyla insanı anlamlandırılamayan duygulara sokan, muhteşem bir sese sahip sanatçı.

    (bkz: king)
  • bilerek çok fazla sigara içen ve bu yüzden akciğer kanserinden ölen sanatçıdır. ancak ironik kısım ise; sesinin güzelliğini sigara içmesine bağlaması ve zararlı olduğunu kabul ederek sesini korumak için sigara içmesidir.
hesabın var mı? giriş yap