• 1924'te trotski için yazdığı şiir ile yan yana koyunca şaşırılabilir. ancak nazım hikmet'in politik tutarsızlığını ve basiretsizliğini bilenler için şaşırtıcı olmayacaktır.

    “veda”

    sevdik,
    seviyoruz seni,
    nasıl severse kurşun yaralı duvarların
    marks’ın resmini…
    rusya!
    senden ayrılırken kafamızda,
    engels’in materyalizmi gibi ölmez
    hatıralar
    var!
    rusya,
    lenin’in memleketi,
    gördük ki sende nasıl kemale ermiş
    şaha kalkan kütlelerin kudreti!
    senin 1 mayıslarını gördük!
    uğultularla duyduk
    kocaman bir çan gibi haykıran troçki’yi!
  • şiir değil, masal; berbat şiir.
  • yunus günçe yi yerin dibine batıranlar vardı.

    trrrrum,
    trrrrum,
    trrrrum!
    trak tiki tak!
    makinalaşmak istiyorum!.

    iş de bunlar vera, piraye, münevver.
  • nazım hikmet'in şiirlerini kim sevmez?
    lakin mevzubahis sorun bundan ibaret değil, nazım hikmet'in politik bir şair oluşu onun bu yolda emin adımlarla yürüdüğünü göstermiyor bizlere. eğer birazcık şiirleriyle içli dışlıysanız dönemsel farklılıkları sezeceksinizdir. kendisi sosyalizm ile bütünleşememiştir. bunca zaman şiirleri seyahatleri gibi gidişli gelişlidir. ilerlediği yolda yalpalayarak, bir sağa bir sola giderek hatta bazen zik zaklar çizerek adım atmıştır.
    herkesin kendi içinde bir nazım'ı vardır.
    önemli olan dolu tarafını gördüğümüz kadar boş tarafını da görmemizdir.

    ''...yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın...''
hesabın var mı? giriş yap