• nba apayrı bir lig. dünyanın en yetenekli oyuncuları burada. ancak şöyle bir gerçek var ki bu oyuncuların euroleague’de avrupalı koçlarla oynadığını düşünün. bana efsane olur gibi geliyor.
  • euroleague'i kazanırsanız avrupa şampiyonu, nba'yi kazanırsanız dünya şampiyonu olursunuz.
  • tarz farkından dolayı x ligi daha çok seviyorum dersin anlarım. lakin euroleague daha iyi diyenlerin kullandıkları argümanlara gel: zenci basketçi (sene sanırım 83), nba'de maçlar hep 1e 1 üzerinden (hö?) falan filan. neyse her şey yazılmış zaten gerekli olan, uzatmayayım. euroleague harika diyenlerin yorumlarından dahi her bok belli bence. ayrıca durant adamsa real madrid'de oynasın peeh.
  • entry'yi acan arkadaşa ne yedirip içirdiniz de bu düşüncelere gark oldu merak ettim. 2011 dallas finalinden sonra bırakmıstım nba 'i ama son iki-üç sezondur beni yine aldı içine.inanılmaz bir basketbol transformasyonu görmekteyiz. bunu anlamak için blake griffin'in end to end transition hücümlarına,yüzü dönük potaya drivelarına,antetekumponun dominasyonuna,crossoverlarına,donçiç'in tmac vari son bir dakikada 11 sayısına,klasik3 numaraların pf oynamalarına vb bircok devrimsel değişimin yaşandıgı ,tadından yenmez bir nba dönemindeyiz. adam hala gelmis euroleague diyor amk.

    edit:entry'yi acan arkadas derken bugün uzunca bir roman yazıp euroleague 'ü öven arkadas demek istedim
  • nba'de bir sezon icerisinde 82 tane mac var ve sonrasinda play-off'lar oynaniyor. euroleague ise hali hazirda basketbolun sampiyonlar ligi. kiyaslama yapilacaksa en azindan nba play-off'lari ile euroleague kiyaslanmali.

    tanim: elma ile armutun kiyaslamasidir.
  • nba'in normal sezon maçları keyif vermez. yurolig'in çoğu maçı keyiflidir. ancak bu oyuncu kalitesinden ileri gelmez. daha ateşli taraftarlar, daha tutkulu basketbolcular ve koçlar, daha zeka kokan hücum ve savunmalar vardır. ayrıca playoff ve final four maçlarında kan gövdeyi götürür.
    ancak bu yazdıklarım yurolig takımları nba takımlarını yener demek değildir.
    not: işbu entry iki organizasyonun seyir zevki açısından karşılaştırılmasını içerir.
  • yıllardır ekşiyi takip ederim yüzlerce vs gördüm bu kadar saçma sapanını görmedim.
    bir basketbol ligini 100 kategoriye bölsek (organizasyon, seriyci, altyapı, oyuncu atletizmi, şov kısmı vb. gibi) nba 95-5 fln alır sanırım. gece 4'te kalkıp jordanı, kobeyi, lebronu izlemeyen basketbol sever duymadım ben. euroleague denk gelinirse izlenir. yada takımının maçı varsa. euroleague tblden hallice kaliteli bir lig işte.
  • bu euroleague diyenlerin %90ı fenerlidir. nba ile bu ligi nasıl kıyaslıyorsunuz ? sizin liginizde senelerce en iyi oyunculardan olan teodosic udoh s.rodriguez spanoulis gibi adamlar nba de oynayamıyor bile. orda oynayamayıp gelen adam burda coşturuyor burdan bile mi anlamıyorsunuz farkı ? bu bildiğin şampiyonlar ligi vs türkiye 2.lig kırmızı grup gibi bi şey olmuş.
  • nba ve euroleague çok farklı organizasyonlar. evet her ikisi de basketbol organizasyonu ancak o kadar farklılıkları var ki adeta farklı iki spor dalının organizasyonları gibiler.

    oynanan basketbol evet çok farklı. nba normal sezon maçları hazırlık maçlarıdır. asıl nba ise playofflardır. nba'de bazı takımlar kaybetmeye oynarlar hatta draftta iyi yer kapabilmek için. euroleague'de ise her maç önemlidir ve amaç hep kazanmaktır.

    oynanış olarak euroleague nba gibi olmaya çalıştı ve onu takip etti hep. çünkü basketbolda trendi nba belirliyor. atletizm, tempolu oyun ve pace & space günümüzde basketbolun geldiği nokta. euroleague de bu tarza yaklaştı ancak nba burada büyük farkla önde. nba oyuncuları çok daha yetenekli ve siyahi oyuncuların genetik avantajları var. çok daha atlet ve hızlılar.

    nba'de bench oyuncusu olan ekpe udoh euroleague'de çok büyük fark yarattı ve şampiyon olan fenerbahçe'nin en değerli oyuncusuydu. bu da aradaki farkı göstermeye yeter de artar bile.

    ayrıca oyuncuların aldığı paralar bakımından büyük uçurum var ve nba birçok açıdan euroleague'den çok daha çekici. euroleague nba ile para, şov, tv yayıncılığı, reklam gibi konularda baş edemiyor ve etmesi de mümkün değil.

    ancak ben kesinlikle euroleague'i tercih ederim. çünkü ben dişe diş oynanan maçları seviyorum. partizan, panathinaikos, zalgiris gibi takımların taraftarlarının yarattığı atmosferi, pana-oly gibi rekabetleri seviyorum. bir euroleague maçını bir nba maçına her türlü tercih ederim. bu benim kişisel tercihim.

    euroleague ve nba organizasyonel olarak o kadar farklı ki genel bir karşılaştırma yerine spesifik alanlarda karşılaştırmak daha mantıklı. bu spesifik alanların çoğunluğunda da nba ezici üstünlüğe sahip. fakat hangisini izlemek daha zevkli derseniz buna cevabım kesinlikle euroleague olur.
  • nba çok iyi pazarlanmıştır. bunu burada bazı genç arkadaşlar allayıp pullayıp süsleme olarak görüp eleştiriyorlar ama aslında bu iyi bir şey. elinde iyi malzeme varsa bunu pazarlamakta zorluk çekmezsin. lebron james'e mi vitrin yaratmak kolay, vesely'e mi? mesela michael jordan 15 yıldır basketbol oynamıyor ama nba hala ekmeğini yiyor. bu michael jordan'ı abartılmış mı yapar? kesinlikle hayır, sonuna kadar hakediyor. michael jordan'ı asla abartamazsınız.

    burada defalarca anlatılmış ama bir kere daha fazladan yazılırsa belki anlama problemlerine yardımcı olabilirim:

    - nba'de 6 ay maç yapılır, 6 ay yapılmaz. eğer final oynarsanız bu 8 aya 4 ay olur.

    - her takım bir sezonda 82 maç yapar.

    - her takım kendi division'ındaki takımlarla 4 maç, aynı conference'ta olan fakat farklı division'daki takımlarla 3 maç, diğer conference'taki takımlarla 2 maç yapar.

    - deplasmandaki maçlar için ciddi uçuşlar söz konusudur. mesela new york - los angeles uçuşu 5 saattir.

    - takımların sık sık back-to-back fikstürü (2 günde 2 maç) olur. hatta bu maçlar alakasız deplasmanlarda olabilir. mesela bir gün denver'da 1500 rakımda maç yaparken sonraki gün miami'de maça çıkmanızı engelleyen bir düzenleme yok bildiğim kadarıyla.

    - mesela galatasaray futbol takımı antremanlarını geniş geniş florya tesislerinde yapabilirken back-to-back fikstüre sahip bir takımın bu kadar geniş antreman yapamayacağı barizdir. yani ben elbette futbol antremanıyla nba antremanını karşılaştıracak kadar eblek değilim ama burada gündeme gelmiş o yüzden dikkat çekeyim dedim.

    - maçlar 48 dakikadır. euroleague'de bu süre 40 dakikadır.

    - nba'deki basketbolcular çok çok daha elittir. nba'de maça çıkana kadar bir dolu seçmelerden geçerler. lisedeki en iyi sporcuları üniversiteler kapmak için yarışırlar. üniversite takımlarının maçları da gayet ciddidir. ncaa (üniversite ligi) maçlarını izleyen sayısı bile, büyük olasılıkla euroleague'den daha fazladır. burada duke'ün ncaa takımı bile euroleague'de başarılı olur denmiş. katılmamak elde değil. nihayetinde nba draft'ında seçilemeyen duke oyuncuları avrupa'ya gelip takımlarının yıldızı olacak.

    - nba'deki bir takımın bütçesiyle, euroleague takımının bütçesi kıyaslanamaz bile.

    - nba'deki normal sezon maçları ikincil öneme sahiptir ancak gazozuna da değildir. çoğu sezon, sıralamalar son maça kadar netleşmez. aynı şekilde euroleague'de de play-off mantığı vardır. nba normal sezonuna gazozuna diyen birinin euroleague'deki final four harici maçlar hakkında görüşü şiddetle merak edilmektedir.

    - nba 40'lardan beri düzenli olarak yapılan oturmuş bir organizasyondur. lakers, celtics, spurs, bulls, sixers gibi inanılmaz geçmişe sahip takımlardan oluşur. bir çok efsanevi sporcu bu takımlarda mücadele etmiştir. yine efsane sayılabilecek, hikayesi olan onlarca play-off eşleşmesi, final serisi olmuştur. larry bird - magic johnson, jordan-thomas, jordan-barkley, lebron-anthony gibi bir çok sayısız çekişmeler ve jordan-pippen, malone-stockton, bryant-o'neal, robinson-duncan gibi efsane ikililer nba için her daim hikaye üretmiştir. euroloeague'in de elbette tarihi, efsaneleri vardır ama belki kişisel fikir olacak ama nba yanında sönük kalmaktadır. nerede hakemleri bile hall of fame'e sokan, yıllardır inanılmaz istatistik toplayan ve forma emekli etmek gibi bir adeti olan nba, nerede euroleague.

    - nba'de parayı basıp şampiyon takım kuramıyorsunuz. maaş limitleri var. bu limitler geçildiğinde ciddi vergiler var. draft ve takas sistemi sayesinde takımı yeniden yapılandırmak mümkün. bu sene en düşük galibiyet oranına sahip olan takım, doğru yapılanmayla 5 yıl içerisinde final oynayabilir. euroleague'de her sene en başa oynayacak takımlar üç aşağı beş yukarı belli.

    elbette euroleague'den keyif alınabilir. bir insan euroloeague'i nba'den daha çok sevebilir. yeri gelir insan mahallenin halı sahasındaki turnuvayı izlemekten de inanılmaz keyif alabilir. ama aradaki sıklet farkı devasa. sportif açıdan bu iki ligi karşılaştırmanın hiç bir mantığı yok. arada avrupa milli takımlarının amerikan milli takımını ezdiğini falan iddia eden entriler gördüm. bir kaç örnek dışında bahsi geçebilecek bir avrupa üstünlüğünden söz etmek mümkün değil. bir kere avrupa'da basketbolu geçtim, spor amerika'daki kadar takip edilmiyor ki. amerika'daki spor kültürü gerçekten çok farklı.
hesabın var mı? giriş yap