• allah'ın itaatkar olunmasına karşılık olarak inananlara kadın vadettiği ayeti.
  • açıklamasında o zamanın arap toplumu argümanının kullanılması tutarlı olmayacak ayettir. kuran kitabı iddiaya göre tüm zamanlara ve toplumlara gönderilmiştir. sadece araplara gönderilmediği gibi sadece o zamanın araplarına da gönderilmemiştir.
  • arkadaş ben bu ayeti muhammed esed gibi "harika esler" "uyumlu esler"den bahsediyor şeklinde yorumluyorum. uyum derken de erkeğe uyumu değil karşılıklı uyumu anlıyorum.

    lakin şu nasıl bir zihniyettir?
    "genc kizlar da siradan bir erkek icin en cok arzu edilen seylerden birisidir." miş.

    arzu edilen şeymiş. şey ne? genç kız. kadın yani. şey. meta. bir de geleneksel yorumlarda "göğüsleri yeni tomurcuklanmış kız" ibaresi var ki iş pedofiliye gidiyor. aslında şaşırmamak lazım. karşımızda hz. muhammed'in hz. ayşe ile hz. ayşe 9 yaşında iken evlenmesi iddiasını mantığa bürümeye çalışan bir zihniyet var.
  • öyle çok uzun uzadıya üzerine yazılacak bir ayet değildir.

    bütün evreni yaratan yüce allah; kendisine inanmasını emrettiği insanları ikna etmek için "ortam var" demektedir.

    gerçek anlamda medeni toplumların ortaya çıkmasına neden olmuş bu yüce dinin mensuplarından "cennette dedeler olsa da gideriz" diyecek bir babayiğit neden çıkmıyor?

    varsa yoksa "hacı doğamızda var, yaradılışımız böyle". de haydi get.
  • şüphesiz ki eleştirenlerin 'üff sana ne be salak' tepkisi alacağı ayettir.
  • ayet gayet kısa: "ve kevâıbe etrâbâ"

    önceki ayetlerle birlikte cennette müminlere verilecekler sıralanıyor: kalbinin istekleri doyurulacaktır, bahçeler, üzümler, ve "kevaıbe etraba", ve dolu bir kâse.

    ibn kesir tefsirinde burayı abdullah bin abbas'a ve mücahid'e (tam kim bilmiyorum) dayandırarak bugün yaygın olarak bilinen "tomurcuk göğüslü yaşıt kızlar" olarak açıklıyor.

    ayette tam olarak denen ise yaklaşık olarak "küp gibi eşler". sanırsam birileri "taş gibi hatun" betimlemesi nevinden, bu küp gibi olma durumunu bir şekilde memeye bağlamış. (meme deyince akıl baştan gidiyor malum)

    muhtemelen abdullah bin abbas'a bana güvendiğinizden çok güvenmeniz gerekir, ama kuran'ın "apaçık" olmasına istinaden burada fantastik metaforik bir okuma yapmaya gerek olmasa gerek. "ve endamlı eşler" diye çevirebilirdi ibn okkam bu ayeti. ki birileri de zaten böyle çeviriyor:

    "companions of equal age" http://www.muslimaccess.com/quraan/arabic/078.asp

    şu anda, en azından türkçe meallerde "tomurcuk göğüs" kalıbını kullanmayanlar iskender ali mihr, edip yüksel gibi biraz heterodoks kaçan kişiler. islam'ın büyük falsosu da bu. katoliklerin papası gibi yanılması mümkün olmayan sahabeleri var, tavşanın suyunun suyu var, az akıl çok taklit var. olmasın bence, ama kendileri bilirler, beni çok ilgilendirmez.
  • ingilizce çevirileri inceliyorum. hadi türklerin hiçbiri arapçadan o kadar iyi anlamıyor diyelim. aşağıdaki arap/arapça bilen uzmanlar da mı anlamıyor?

    "and full breasted maidens of the same age" (laleh bakhtiar)

    "and full-breasted [companions] of equal age" (ıbrahim walk)

    "and buxom maidens of equal age," (royal aal al-bayt ınstitute for ıslamic thought, jordan)

    "and buxom maidens of matching age," (taqi uthmani)

    "and splendid companions well-matched" (muhamamad asad)

    "and maidens with swelling breasts, like of age" (arthur j. arberry)

    "companions of equal age" (abdullah yusuf ali)

    "and maidens for companions" (marmaduke pickthall)

    yorumlara bakacak olursanız, kimisi hurileri birbiriyle aynı yaşta diye yorumlamış, kimisi oraya gidenlerle aynı yaşta demiş. tomurcuklanan meme meselesi gerçek anlaşılan. böyle bir anlaşılım mevcut.

    kaynak: ingilizce çeviriler
  • muhammed esed'in tefsir ve mealinde "harika esler" "uyumlu esler" seklinde cevrilmis / yorumlanmistir. yani belli bir cinsiyet belirtilmedigine deginir esed.

    bir agnostik olan bendeniz, musluman arkadaslardan bu kiyagimi unutmamalarini rica ederim. artik bir gemicik falan mi alirsiniz bana, ne yaparsiniz bilmem.
  • kelimenin yanlış çevrildiği söyleniyor, orada kastın kadın memesi değil, üzüm tanesi olduğu dile getiriliyor. fakat işin garibi, en saygınından en az muteber olanına kadar tüm tefsirlerden kadın ve memesi şeklinde çevrilmiş.

    toplu halde böyle büyük bir hata yapılabilir mi? olur, niye olmasın?

    "ikra" kelimesini yanlışlıkla "oku" diye çeviren müfessirler, toplu halde bu hatada ısrar ediyorsa, üzüm tanesini de meme olarak çevirmelerinde bir gariplik yok. ama, yanlışlıkla yapılan ve devam ettirilen ikra=oku tercümesi, "işinize geldiği için" görmezden gelinirken, buradaki çeviri hatasına; "hayır meme değil, üzüm tanesi" diye veryansın etmek ne derece doğrudur bilemem...

    şunu açıkca itiraf edelim o zaman; kur'an'ın ilk emri oku olmadığı gibi, cennette kimseye turunç memeli cariyeler de verilmeyecek.
hesabın var mı? giriş yap