• not düşüyorum ekşiye…
    gencecik bir çocuğun aile baskısı yüzünden kendini 8. kattan atarak hayatına son verdiği bu utanılası zamanlarda, ana haberlerde “avusturalyalı bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre erkeklerin kadınlardan daha fazla aynaya baktığı ve bu sürenin tam 80 sn. sürdüğü” haberi verildi. üstelik işlerinin hakkını vermek için sokak sokak gezip röportaj da yapmışlar…

    ey kelime neden hacmim bu kadar dar. söylemek istediğim hiçbir şeye neden yetmiyorsun
  • 'sağlıklı' olmak istemediğimi biliyorum. sadece sahip olanlara bakıp gerçekleştirmişim gibi olmak daha yakın benim için. her duyguyu kurulmuşlardan öğrenmek. yenilerini yaratmak için gücüm olmasa dahi hepsini teker teker izleyeceğim. ne için burada olduğumu bilmediği belirtmekten burada olduğumu hatırlamak oldukça zorlu.

    başarıyı elde etmek sadece kendine yarar. oysa durum kendinden de fazla. elde edip toplum tarafından saygı duyulmak özünde bir başarı olmamalı. başarı elde edip hayalini kurduğum kişi tarafından sevilmek amaç hiç olmamalı. aslında iz bırakmanın da pek kabul edilebilir olduğunu düşünmüyorum. toplumun bazı kesimleri hain ilan ederken hazıları kahraman diyecekler. kimse gerçeği öğrenmeyecek. durumun amaçsızlığını.

    yok olmayı hep başarı olarak gördüm. halüsinasyonlar bunu reddetmem konusunda beni ikna etmeye çalışsa da hepsi bu. en azından şu an için, şu saniye. geri dönüp baktığımda bunu neden yaptım demek istemiyorum. duygularımdan arınmam gerek. modern her şeyden.

    bir kez sınırsız paran olduğunu düşündüğün zaman bile elde edebileceğin her şey sınırlı. tüm problem burada. hiçbir zaman sınırsızlığı elde edemeyeceğim. uzun bir uyku bunları anlamama yetiyor. sürekli gidip geliyorum, her saniye. bir istediklerimde, bir istemediklerimde. kusmak istiyorum. midemdekileri değil, varlığımın nedenini. anlamak için çok şey yapıyorum. içimdekinin ne yapmak istediğini anlayamıyorum. anladığımda söyleyeceğim tek şey "işte bunu arıyordum." olacak. bu belki kan, cesetler veya medikal şekilde önü alınamaz bir baş ağrısı.

    ne için yanıyorum? kurallara püskürürken bazı anlar geliyor ki onların yeterliliğini sorguluyorum. günlerce uyumak veya günlerce hiç uyumamak istiyorum. günlerce uyursam hiç uyanmamayı, uyumazsam da hiç uyumamayı. işte bu noktada bir şeyler yanıyor. iç dünyamın yansıttığı sanrılar. her saniye benimleler. bunlarla varacağımı düşünüyorum. başım ağrıyor. kaybolduğum ortada, kaybolduğumu kabul etmemek için kayboluyorum. silmeye çalıştığımda bir ağaç gibi yeniden dallar veriyor ve o dallar yeniden çoğalıyor. sonsuza dek.

    insanların nefret etmesini umursamıyorum. sadece bunu onlara yaptıran gücün ne olduğunu ele geçirmek istiyorum, bilmek istiyorum. şu ana kadar en sevdiğim albüm bu sanırım. beni bana çeken tek şey. diğerleri gibi yaşamak mı? bildiğini okuyup diğerlerinin sözlerine mahkum kalıp nefes almayı bırakmak mı? yaşamımın her saniyesi olayların derinine inmekle geçiyor. birkaç ay-sene içerisinde hastaneye kapatılacağımın farkındayım. belki de oradan çıktığımda her şey diğerlerine göre 'olağan' olacak. olağan olmayanın farkına varmak. damarlarımda hissetmek istediğim şey bu.

    kendime verdiğim en büyük ve en küçük hasar bile bu konuda bilgi edinemeyeceğim konusunda ısrarcı.
  • arkadaşlar sikerim belanızı bak.
    12 nisana kadar çaylağım lanetlendim. bir sürelik yazar olamicam benle önceden konuşmuş veya konuşmaya devam ettiğimiz ama artık konuşamadığımız veya yeni yazanlar. sikerim lan belanızı? çaylaklara kapatmışsınız yazınızı benden mesaj bekliyorsunuz.

    12 nisana kadar çaylak olarak sizlere mesaj atamam. diyeyim. cevap vermemeyi de sevmiyorum ayıp oluyor `:(`
  • online alışveriş uygulamasından verdiği siparişe, müşterimiz şöyle bir not düşmüş:

    - siparişi vermeden önce beni ararsan sevinirim.

    "sen" dili beni çoğunlukla rahatsız etse de adrese vardığımda uygulama üzerinden müşteriye telefon açtım. tahmin ettiğim gibiydi. müşteri, kız öğrenci evinin sakinlerinden birine hediye olarak abur cubur göndermiş. kapıyı tarif ettiği kız açarsa onu sevdiğini söylememi istedi. kibar bir genç olduğu için kabul ettim. zili çaldım. kapıyı tarif ettiği kız açmadı. anlık bir çelişkide kaldım. belki de sadece sevdiği kızın duymasını istiyordu. bir şey olmaz diyerek, müşterinin ismini verip, tarif ettiği kızı sevdiğini söyledim. arkadaşı önce bir kahkaha patlattı, sonra da ileticem diyip paketi aldı.

    gece gece, aşk meleği görevini yarım yamalak da olsa yerine getirmiş oldum.
  • balkonda yalnız oturduğun geceleri unutma.
  • erkeğim.
  • bana ihtiyacınız olursa, olmasın.
  • ertelemeyin. hiçbir şeyi.
  • “çok kötüydüm sormadın, hastaydım merak etmedin, sevdiklerimi toprağa verdim yanımda seni göremedim. çok istediğim bir şey vardı başardım ama seninle paylaşmadım. beni gör diye çırpındığım günler oldu görmek istemedin. şimdi sen gelsen ne olur gelmesen ne olur…”
  • yazın bol su içmeyi unutmayın.
hesabın var mı? giriş yap