• (bkz: notosoloji)
  • bu ayki sayısında son zamanlarda yeniden revaçta olan ütopya ve distopya türlerine değinilmiş.

    seçilen konu oldukça sağlam olmasına rağmen içeriğinin beni tatmin etmediğini belirtmek isterim. çünkü genellikle distopik eserlere ağırlık verilmiş (gerçi pesimizmin tavan yaptığı şu günlerde başka ne beklenebilir ki).

    özellikle üç roman üstüne eğilmişler: orwell'ın nineteen eighty-four, huxley'nin brave new world ve hepsinin ilham kaynağı olan zamyatin'in " biz" adlı romanları. bilindiği üzere üçü de distopik yapıt.

    makaleler aslında sağlam ve doğal olarak biraz ağır. ardından en sona da temel ütopya ve distopya klasiklerinin listesini vermişler. iyi hoş da en azından birkaç satırlık bilgi verilebilirdi, biraz havada kalmış o liste.

    bu ayki sayısında beni daha çok tatmin eden yazı ise çevirmenler buluşması üstüne olandı. sıradışı tolstoy resimlerinin eşlik ettiği yazıda çok ilginç detaylar var.
  • yılda 6 defa yani iki ayda bir çıkan dergidir.geçen ay facebook sayfalarından anket başlatmışlar ve konularını ona göre seçmişlerdir. aslında güzel konu önerileri çıkmıştı ama bana sorarsanız çocuk edebiyatında ideoloji konusunu işlemeliydiler.
  • aralık-ocak sayısında "edebiyatta intihar" kapak konusuyla okuyucularını bir hayli heyecanlandırmış olan dergi.
    29 kasım perşembe günü temin etmek mümkün olacakmış.
  • bütün sayılarının hiç olmazsa (kısa tanıtım yazılarıyla birlikte) vitrinine yeni açılan http://notoskitap.com/notos/ adresinden artık ulaşılabilmektedir.
  • şubat mart sayısı hiç doyurucu olmayan edebiyat dergisidir. ayrıca birileri dosya konularının "en iyi bilmem ne" soruşturmalarının çok daha ötesinde olması gerektiğini hatırlatmalı kendilerine.
  • kemal tahir'in 40. ölüm yıldönümü için bile kemal tahir sayısı çıkarmayan, edebiyata yaşar kemal - orhan pamuk penceresinden bakan edebiyat dergisi.
    şubat - mart sayısında hala nobelden bahsediyorlardı.
    tamam yahu tamam, adamınız aldı nobeli anladık ama biraz açılın artık başka mecralara.
  • gezi parkı eylemlerine kayıtsız kalmadığı için eleştirilen dergi. ideolojisi nedir ne değildir bilmem. savunduklarınız iktidarın, muktedirlerin hoşuna gitmediğinde, onlara ters düştüğünde illa bir ideolojinin savunucusu mu olursunuz? ya da özgürlüklerden yana olunca mı? (gerçi her tavır ideolojiktir, kabul. ama bunların anladığı anlamda değil. bunlar dedim, başbakan gibi konuştum.) gezi parkına da geldiler, notos dergisini ve kitaplarını dağıttılar. sağ olsunlar. zaten o dergiyi alanlar gezi parkındaki insanlar, kadınlar, erkekler, gençlerdir. kayıtsız kalsalardı daha da almazdım, diyemem ama buruk olurduk. evet edebiyatı için alıyorum bu dergiyi. ama edebiyat da hayattan kopuk bir şey değil ki! bunu en iyi gezi parkı eylemlerinde, duvardaki, yerlerdeki yazılamalarda, atılan sloganlarda gördük.
  • gezi direnişini konu aldığı son sayısı gayet başarılı olmuş ve siyasi olaylara yer vermesinden ötürü eleştirileceğini bilir gibi edebiyat-siyaset ilişkisini konu alan bir yazıya da yer vermiştir. gezi'ye yer vermesi nedeniyle eleştirenler direnişi ntv'den izlemiş olsa gerek ki, bunun sınırlı bir eylem biçimi olmadığından ve hatta hayatın tüm alanlarına dair değişim-dönüşüm talep eden tavırdan bihaberler. 'siyasal' olanın edebiyat dahil her şeyi kapsadığını ise hiç bilmiyorlar. edebiyat,siyaset,direniş,hayat,toplum.. siz bunları nasıl bir çizgiyle ayırıyorsunuz merak ediyorum; bahsettiğiniz her şey birbirinin içinde zaten. dolayısıyla böyle bir edebiyat dergisinin, gezi gibi her açıdan tarihi bir olaya yer vermemesi düşünülemezdi.
  • türkiye'de edebiyata dair en iyi şeylerden biridir. tabi benim farkında olmadığım ve/veya değerlendirecek kapasitede olmadığım başka oluşumlar da vardır ama benim gözümde notos'un yeri bambaşkadır. bir kere derginin içeriği çok dengeli. nasıl mı? son çıkan kitaplara da yer veriyorlar, eski klasiklere de; popüler yazarları da ele alıyorlar, daha az bilinen ya da sanat kaygılı yazarları da; öyküye de yer veriyorlar, romana da... bu dergi ile hem güncel edebi gelişmeleri takip edebiliyor hem de edebiyat tarihi konusunda bilgimi artırabiliyorum. ben bir tıp fakültesi öğrencisiyim ve edebiyatın pek çok yönünü severim, ancak zamansızlıktan yeteri kadar ilgilenemiyorum. bu dergi benim için bir çeşit "hap". iki ayda bir, notos'umu alıyorum, bir kaç gün içinde kayboluyorum, edebiyata aç ruhumu doyuruyorum ve mutlu bir şekilde diğer sayılarının yanına koyuyorum. notos'un bir güzel yanı da şu: bir zaman canım öykü okumak istediğinde elime rastgele bir notos alıyor ve içinden öyküler okumaya başlıyorum ve ilk okuduğum zamanki tadı alabiliyorum.

    derginin siyasileşmiş olduğuyla ilgili eleştirileri ise saçma buluyorum. neden bir şey apolitik olmak zorunda ki? aslında doğası gereği hiç bir şey apolitik olamaz, ancak apolitikmiş gibi davranır, yani rol yapar. amma edebiyat ve sanat değil apolitik, özellikle politik olmalıdır, özellikle siyasi olmalıdır. çünkü bizim basit şekilde ifade edemediğimiz isyanımızı, değişiklik isteklerimizi katbekat büyüterek ve etkisini artırarak sunma yeteneğine sahiptirler.
hesabın var mı? giriş yap