• izlandali baba ve turk anneden olma seyis, antropolog ve balikci..

    babasi eidur gudjohnsen 1954'de turkiye'ye mal almak icin gelen 'my sweet blond 3' adli ingiliz bandıralı kuru yuk gemisinde tayfa olarak calismaktadir.. geminin izmir'de mola verdigi sicak bir temmuz aksami sehri gezmek ve ihtiyaclarini gidermek icin birkac tayfa arkadasiyla gemiden inip alsancak'in arka sokaklarinda dolasmaya baslarlar.. her gemici gibi onlarin da ihtiyaci olan sey kadin ve ickidir.. cat pat ingilizce bilen bir kahvecinin yardimiyla alsancak'tan tam iki saat yuruyerek tepecik'teki geneleve ulasirlar.. orada safiye adli bir bayani begenen izlandali eidur, odaya ciktiklarinda bayanin aglamaya baslamasi uzerine ne edecegini sasirir.. safiye aslinda bir hristiyan'la cima etmek istemedigi icin aglamaktadir ama bir turlu anlatamaz derdini.. hisli bir genc olan eidur'un ici kiyilir ve safiye'nin derdini ogrenmek ister.. birbirlerini anlamayip oylece bakisirlarken los isikli odada, eidur yildirim askina tutulur ve bir sekilde safiye'yle evlenmek istedigini anlatir.. safiye ise dogru durust anlamadigi bu teklife saf saf basini sallar..

    eidur o gece gemiye donmez ve kordon palas'ta kalir.. ertesi gun ilk is, geneleve gider ve safiye'yi himayesine alir.. eidur'un ne yapmak istedigini anlayan safiye muslumanliga gecme sarti koyar evlenmek icin.. hemen o gun musluman olmaya karar veren eidur ertesi gun de fenni sunnetci fevzi'nin basarili operasyonuyla fazlaligini aldirir.. 28 temmuz 1954'te buca'daki o sirin tek katli osmanli evinde, sahitlerin huzurunda imam nikahiyla evlenirler.. daha sonra eidur'un israri uzerine belediye nikahi da kiyilacaktir..

    eidur gudjohnsen ve safiye'nin evlilikleri 4 yil surer ve iki cocuklari olur.. iste nurettin gudjohnsen bu evlilikten dogan ilk cocuklaridir ve safiye'nin babasinin adini tasir..
  • izmir buca'daki o tek katli osmanli evinde dogmustur nurettin.. 3 yasindayken annesiyle babasinin bosanip babasi eidur'un izlanda'ya geri donmesi yuzunden zor bi cocukluk gecirir.. annesi yeniden geneleve donmek zorunda kalmistir.. nurettin 7 yasindayken onlari ziyarete gelen babasi, cocugunun genelevde buyudugunu gorunce dayanamaz ve onu da yanina aldirir.. ilk gencligi izlanda'da gecen nurettin soguk havadan nefret ettigi icin pek fazla evden disari cikmaz.. ara sira babasiyla baliga gitmektedir sadece.. babasi ve arkadaslari nurettin'in garip bir bicimde balik konusunda cok talihli oldugunu fark ederler.. nurettin kimi gunler tek basina 10 kilo, 15 kilo balik tutmaktadir..

    bu arada nurettin bir yandan da reykjavik merkez ilkogretim okulu'na baslamistir.. derslerinde cok basarili olmasina ragmen, babasi onun okumasini istememektedir aslinda.. oglunu bir balikci olarak yetistirmeyi kafasina koymustur.. nurettin 12 yasina geldiginde onu okuldan alir ve profesyonel balikcilikla istigal eden sturla usta'nin yanina tayfa verir.. nurettin oyle sanslidir ki cok gecmeden sturla usta'nin yanindan ayrilir ve tek tufek calismaya baslar.. 15 yasina kadar balikcilikla mesgul olduktan sonra yeniden okula donmek istedigini soyler babasi eidur'a.. babasi karsi cikinca da bir gun pilini pirtisini toplayip, kalkan ilk gemiyle iskocya'ya kacar.. edinburgh limani'nda gemiden indigi gibi cebindeki parayla bir olta alir ve balik tutup satmaya baslar..
  • yeterli parayi kazandiktan sonra iskocya'da bir okula kaydolur ve ogretim hayatini surdurur nurettin.. hem izlanda gunlerinde ogrendigi ingilizcesini mukemmel hale getirir hem de ornek bir ogrenci olur bu yillarda.. 20 yasina geldiginde turkiye'de lise dengi denilebilecek okulunu bitirmistir nurettin ve ani bir kararla yuzunu hayal meyal hatirladigi annesini bulmak icin yollara duser.. once bir yolcu gemisiyle mans uzerinden fransa'ya gecer ve buradan da kendisini ucuza goturecek bir yuk gemisiyle anlasir ve 1 aylik akdeniz sefasi baslar.. 1 ay sonra izmir'dedir nurettin ve babasinin anlattiklarindan hatirladigi kadariyla annesini tepecik'de bulacagi inanciyla dogruca tepecik'e gider.. tepecik'te bu 10 kelime turkce konusan kara gozlu sarisin adami bir hayli garip karsilar herkes.. 'safiye safiye' diye ortalikta dolanirken iyi kalpli bir pezevenge rastlar ve bu pezevenk kendisini artik bir hayli yaslanmis olan ve vizitesi en dusuk hayat kadinlarindan biri haline gelmis safiye'nin bulundugu eve goturur..

    camin onunde beklesen ac gozlulere 'gel gel' diye bagiran safiye, gorur gormez tanir biricik oglunu ve kosarak boynuna sarilir.. tepecik kerhanesi'nin gorup gorebilecegi en duygusal, en ic giciklayici sahnelerden biri yasanmaktadir 17 numarali evin onunde.. ana ogul dakikalarca aglasirlar oylece.. 17 numaranin mamasi 'hayriye abla' pecete yetistirmekle mesguldur ana ogula ve bir anda hayat durmustur 1974'un o sicak 7 eylul aksami tepecik'te.. herkes onlari seyretmekte, bogazlar dugumlenmekte, gozyaslari saklanmaktadir..
  • ana ogul o gun oracikta, bir daha ayrilmamaya karar verirler.. safiye yillar once oldugu gibi bir kez daha ne dedigini anlamadigi iyi kalpli bir sarisin tarafindan genelevden cikartilir.. nurettin bir kuru bavuluyla buca'daki eve yerlesir ve birlikte yasamaya baslarlar.. nurettin bir yandan turkce ogrenmekte, bir yandan da izmir'in sayili zenginlerinden tirelizade mehmet efendi'nin harasinda seyislik yapan salih dayisi'na yardimci olmaktadir.. her ikisi de konusmayi pek sevmeyen, susukun mizacli insanlar olduklarindan herhalde, nurettin ve dayisi cok iyi anlasirlar.. nurettin gunduzleri dayisinin yaninda vakit gecirmekte, aksamlari da anasinin dizinin dibinde oturmaktadir.. bir yandan da ara sira sokaklarda gordugu, duvarlara yazi yazan, sert yuruyen, ciddi ifadeli, parkali gencler dikkatini ceker.. annesi onlarin anarsist oldugunu soyler ama bunlar nurettin'in iskocya'da gordugu anarsistlere benzememektedir..

    nurettin bir gun utana sikila yan komsularinin kendi yasindaki oglu huseyin'e duvardaki yazilarin anlamini sorar.. once buca'nin orta yerinde ingiliz aksaniyla turkce konusan bu sarisin gencin casus oldugundan suphelendiyse de huseyin, 'bu derece aleni bir casusluk yapacak kadar salak olamazlar' diye dusunup elinden geldigince aciklamaya calisir dertlerinin ne oldugunu ve onu ertesi gun yapilacak bir ev toplantisina davet eder..
  • serin bir mart gecesi ilk yazilama eylemine cikar nurettin.. biraz da onun cesaretini ve adanmisligini sinamak icin verilen bu gorevden alninin akiyla cikan nurettin annesinin israrlarina karsin toplanti ve mitinglere gitmeyi surdurur.. bu arada bir gece ansizin dayisinin olum haberi gelir.. bunun uzerine, dayisiyla birlikte calisirken onu takibe almis olan ve isi ogrendigine kanaat getiren tirelizade mehmet efendi nurettin'e seyislik teklif eder ve ingiltere'den getirdigi sterlinler suyunu cektiginden, bu teklife 'evet' der nurettin..

    nurettin 1976'ya gelindiginde gozunu karartir ve konak'taki bir banka soygununda gozculuk yapar.. ancak, uzun suredir gozlem altinda tutulan nurettin'i fark eden polisler eve baskin duzenlerler ayni gece.. tehlikeyi onceden fark eden nurettin o geceyi harada atlarla birlikte gecirir.. daha sonra, isin boka sardigini goren annesinin aglamalarina daha fazla dayanamaz ve babasina mektup yazip kendilerine para gondermesini ister.. parayi alip annesiyle birlikte izlanda'yi gitmeye karar vermistir.. babasindan cevap gelene kadar orgutun ona sagladigi guvenli evlerde, izmir ve manisa'nin koylerinde gecirir gunlerini..
  • 3 ay sonra babasi gereken parayi gondermistir.. nurettin annesini de alir yanina ve solugu alsancak limani'nda alirlar.. orada nurettin'in orgutten en yakin arkadasi olan huseyin'in onceden ayarladigi bir turk gemisine alinirlar gizlice yuksek bir para karsiliginda ve bu gemi italya'da birakir ana ogulu.. oradan iskocya'ya gitmekte olan bir baska gemiye binerler ve ulasirlar ingiltere'ye.. oradan babasini arar nurettin ve edinbugh'ta bulusurlar.. yillar evvel kavga edip bosanan eidur ve safiye bunca yil gizliden gizliye sevmislerdir birbirlerini ve yillar sonra kavusmalari da dillere destan olur.. biribirlerini ilk godruklerinde sicim gibi inen yagmurun altinda etkilenmemis gibi yapsalar da nurettin israri uzerine sarildiklarinda cocuk gibi aglamaya baslar ikisi de.. eidur, 'hadi reykjavik'e gidiyoruz' dese de nurettin buna razi degildir.. o iskocya'da kalip universite egitimi almak istedigini soyler.. bunun uzerine, babasi eidur eger kabul ederlerse onlarin yanina tasinmak istedigini soyler.. nurettin annesinin de onayini alir ve neredeyse 25 yil sonra yeniden bir aile olmuslardir..

    nurettin ve babasi ufak bir tekne alip balikcilik yapmaya baslarken annesi safiye de tek goz evlerinde her aksam onlara yemek yapmakta, kendisi agzina surmese de ozene bezene yaptigi domuz eti yahnisine hayran olmaktadir oglu ve eski kocasi.. nurettin cocukken oldugu gibi yine cok sanslidir balik konusunda ve iyi para kazanmaktadir baba ogul bu isten.. nurettin bir yandan da haril haril ders calismakta ve universite basvurulari icin hazirlanmaktadir..
  • azimle calisan nurettin 1978 yilinda university of leeds tarafindan antropoloji bolumune kabul edilir.. aile edinburgh'ta duzenini kurmustur ve leeds'e tasinilmasi gerekip gerekmedigi uzun sure tartisilir ve yillar sonra yeniden mutlulugu yakalayan eidur-safiye cifti edinburgh'ta kalmaya karar verirler.. nurettin sicak bir agustos sabahi, cantasinda henuz dumani tutan kol boregi ve ay coregi, elinde butun akdeniz'i kat etmis tahta bavulu ve ustunde gurcesmeli terzi suleyman efendi'nin diktigi mintaniyla ellerini oper annesinin babasinin ve onu leeds'e goturecek olan trene biner..

    beklenenin aksine nurettin'in cekingen ve utangac karakteri cok zorluk cikarmaz ona universitedeki ilk yillarinda.. hatta derslerine daha iyi konsantre olmasini saglar.. nurettin bir yandan haril haril ders calismakta, bir yandan da buldugu her firsatta annesi ve babasini gormeye edinburgh'a gitmektedir.. universitedeki ilk yilini son derece basarili notlarla tamamlayip yaz tatili icin eve dondugunde onu bir surpriz beklemektedir.. 45 yasindaki annesi hamiledir.. once sasirsa da daha sonra cok sevinir bu habere nurettin o yasindan sonra kardes sevgisini tadabilecegi icin.. yaz tatilinde bir yandan babasina yardim ederken, bir yandan da gelecek yilki derslerine hazirlanmaktadir..
  • ancak o yaz tatili pek de hayirli olaylara gebe degildir nurettin ve ailesi icin.. babasi bir yil once isi buyutmeye karar vermis, teknesini satip daha buyuk bir tekne almis ve izlanda'dan tanidigi iki arkadasini da yaninda calistirmaya baslamistir.. ancak isler istedigi gitmez, bir yandan butun ulkeyi etkileyen iktisadi buhran, diger yandan gunden gune dusen balik rekoltesi perisan eder eidur'u.. yeni tekneyi almak icin bankadan kucuk isletme kredisi almistir ve her gecen ay taksidi odemekte daha da zorlanir.. okul acilmis ve nurettin egitimine devam etmektedir ve tum bunlardan habersiz bicimde dersleriyle ilgilenmektedir.. ozellikle antropolojinin teorik kokenleri ve diger disiplinlerle ilisikisi cok ilgisini cekmekte ve yavas yavas bu noktaya odaklanmaktadir..

    christmas zamani edinburgh'a doner nurettin ve evdeki kimi esyalarin satilmis oldugunu gorur.. caresiz, durumu anlatirlar eidur ve safiye ogullarina.. nurettin cok sinirlenir daha once anlatmadiklari icin ve bir hal caresi dusunmeye baslar..
  • nurettin balikciliktaki sansina guvenip okuldaki kaydini dondurur ve babasiyla baliga cikmaya baslar yeniden.. ilk gunler, isler kotu gitse de, nurettin'in ayagi alistikca tuttuklari balik miktari da artmaktadir.. bu arada, soguk bir subat gecesi annesi dogum yapar ve nurettin bir kiz kardes sahibi olur.. ilk cocuklarinin adini turkce koyduklari icin eidur'un israrina dayanmaz safiye ve kizlarina thorbjorn adini verirler.. thorbjorn'un kocasi eidur'un cocukluk askinin adi oldugunu hicbir zaman ogrenmeyecektir safiye..

    balik isinin acilmasiyla birlikte yavas yavas borclarini odeyecek seviyeye gelir gudjohnsen ailesi ve nurettin eylul'de okula donmeye karar verir.. nurettin okumakta, thorbjorn buyumekte ve babasinin isleri de oldukca iyi gitmektedir.. 1982 yilinda mezun olur nurettin.. annesi ve babasi yasli gozlerle seyrederken onu alir diplomasini edinburgh'a doner.. nurettin is ararken, babasi da kac zamandir aklinda olan bir seyi en sonunda acar ailesine.. geri donup reykjavik'e yerlesmek istemektedir.. yaban ellerde yapamadigini, arkadaslarini, memleketini, koyunun buz kokusunu ozledigini soyler.. nurettin annesine birakir karari, annesi de kiramaz yillar sonra yeniden asik oldugu eidur'u ve 1982 yazinda reykjavik'e geri donerler.. eidur tekneyi satar ve parasiyla reykjavik'te guzel bir ev alirlar kendilerine.. artik aile nurettin'in eline bakmaktadir..
  • nurettin universitedeki hocalarina kendini sevdirmistir ama bir tanesiyle, profesor james redwood ile iliskisi hepsinden ote, baba-ogul iliskisi gibidir.. nurettin eidur ve safiye'yi yeni evlerine yerlestirip, evin boya, badana, bakim islerini hallettikten sonra hocasi james’i arar ve is aradigini bildirir.. professor redwood kadirsinasligiyla, comertligiyle bilinen bir insandir ve tam da o gunlerde kapsamli bir alan arastirmasi icin okyanusya yoresinde bir dizi adayi ziyaret edecegi bir projeye hazirlanmaktadir.. nurettin’i bu calismada kendi ozel asistani olarak gormek istedigini soyler ve nurettin de baliklama atlar bu firsata.. ne de olsa balikcidir.. yeri geldiginde olaganustu esprilerle susledigimiz bu tefrikanin donum noktalarindan biridir 1982’nin eylul ayi.. nurettin leeds’te toplanacak olan james redwood ve ekibine katilmak uzere yagmurlu bir sonbahar gunu ebeveynlerine ve minik kardesi thorjborn’a veda eder..

    okyanusya’da isler beklendigi gibi gitmez.. cook adasi yerlileri nurettin’in suskun, icine kapanik halini son derece tedirgin edici bulurlar ve ekiple olan isbirligini mumkun oldugunca azaltirlar.. aslina bakilirsa, ironik bir bicimde nurettin’in bu tavrinin bir sebebi vardir yerlileri de yakindan ilgilendiren.. ekiptekilerin yerlilere karsi irkci, asagilayici yaklasimlari huzursuz etmistir nurettin’i.. 'boyle bilim olmaz olsun' diye dusunmektedir.. gelmeden evvel cantasina attigi edward said adli genc akademisyenin 'orientalism' isimli calismasini tam da o gunlerde okumaktadir.. professor redwood’a derdini anlatamayip iyiden iyiye huzursuzlasan nurettin ancak 2 ay dayanabilir ve sonbaharin son gunlerinde reykjavik’e geri doner suklum puklum.. parasal problemler yeniden bas gostermistir haliyle..
hesabın var mı? giriş yap