• okulların ödenek ihtiyacı olduğunu kabul ediyorum. ama toner parası diye 50 lira istenmesini kabul edemem. hele de 'getirmeyenler elle yazacak.' denmesini hiç kabul edemem. eğer tam olarak böyleyse soruşturmalık bir durumdur.
    kaldı ki ortalama bir hesapla, talepteki çarpıklık anlaşılabilir. bir öğrenci sene içerisinde toplam kaç kağıt harcayabilir? her gün 1 kağıt harcasa okulların açık olduğu gün sayısı 180 zaten. olmaz ama biz 200 diyelim.
    duruma göre bütün öğrencilerden bu parayı alacaklar. okulda misal 300 öğrenci olsa ellişer liradan 15000 lira eder. tonerin orijinali bile olsa, 250 lira civarında. bu toplamda 60 toner parası eder. bir toner minimum 2000 sayfa çıkarır. bu da öğrenci başına 400 sayfa demektir. oysa her gün 1 kağıt hatta daha fazlası kullanılsa bile 200 sayfa ediyor. bu da demektir ki toplanan paranın yarısı başka yere harcanacak.
    o zaman da okul idaresinin sadece toner parası topladığını söylemesi yanlış. ya tüm harcama kalemlerini şeffaf biçimde açıklayacak ya da bu miktarda toner parası toplamayacak.
  • çoğu devlet okulunda durum böyledir. devlet 1 görevli, atanmış öğretmen, elektrik su ısınma dışında pek birşeyi karşılamaz. son üçünden de çok emin değilim. koca elli derslikli, 4 katlı 8 tuvaletli okul, ama hepsini tek kişi temizleyecek. normal mi bu? sınıfının giderini cebinden karşılayan öğretmenler var. (evet, 3 ay tatil yapanlardan)

    para vermeyeni tehdit etmek doğru değil elbette. istenen tutarlar bazısı için büyük bazısı için komik rakamlar. masrafı her sınıfa bölüp bir havuz oluşturmak daha mantıklı. ya da cüzzi bir aidat olsun, herkes onu versin.

    bu amk hükümeti koyunlarına yaranmak için bunların hepsini "sözde" kaldırdı. ama okulların ihtiyaçları eskisinden daha da fazla.

    bu arada kayıtta üç bin beş bin isteyip aylık iki yüz üç masraf çıkartan devlet okulları da var hala. bir arkadaşım "lan ben de özele mi verseydim?" diye hayıflanıyor.
  • öğretmenlerimiz tepki göstermiş.
    şunı ayırt edelim: parayı cebe indiriyor diyen yok, para lazım değil diyen de yok, devlet veriyor diyen de yok, ortaokul çağındaki çocukların -ki hâliyle ergen bunlar- arkadaşlarının önünde zor duruma sokulması var, tehdit edilmesi var
    veremeyene anlayış göstermek lazım zaten ona itiraz eden yok
    elle yazdırma işi blöf bile olsa veremeyecek olan çocuğun düştüğü psikolojiyi bi düşünün
  • okulu ödeneksiz bırakanları değil okulu çevirmeye çalışanları eleştiren ekşici piçler doluşmuş başlığa. sebebi değil sonucu tartışın olur mu. verdiğin 25 tl yi müdür götüne sokuyor sanki.
  • eskiden öğretmenler, ihtiyacı olan, durumu olmayan öğrencilerine ceplerinden bir şeyler alır ya da durumu görece iyi olan velilerden çocukların ne ihtiyacı varsa onu isterlerdi.
    gelen ya da alınan şeyler, müdür odasında çocuğun velisine verilirdi çocuk rencide olmasın diye.
    bizim zamanımızda ünite dergileri olurdu ve eğer dergi alamayacak durumda çocuk varsa, öğretmen yine cebinden alır ya da öğretmenlerden toplanan aylık çay-şeker parasından ödenirdi.
    okula gelen kitapçılardan 50 kitap alınıyorsa, kitapçıdan +3 ya da 5 neyse, ücretsiz istenirdi.
    2 sene önce bir bekleme salonunda beklerken, 2 sınıf öğretmeninin tebeşir konulu iğrenç muhabbetine maruz kaldım.
    biri, veliler tebeşir almadığı için (durumumuz yok diyormuş her biri) artık dersi tahtada işlemediğinden bahsediyordu. diğeri de veli toplantısında topladığı paralardan aldığını, dönem sonunda para kalırsa da öbür döneme aktarmadığını anlatıyordu.
    evet öğretmenler çok fazla maaş almıyor; ama bunun parayla değil, merhametle ilgisi var. çocukları rencide ederek toner parası isteyeceklerine, sosyal medyada bir iki satır bir şeyler karalasalar bile toplanır o para. kimsede para yoksa, öğretmende de yoksa, destek de bulunamıyorsa, otur elinde yaz ne yazacaksan... o öğrencilerin de tıpkı annemin minikleri gibi 30 yıl sonra da öğretmenler gününde "öğretmenim seni çok seviyorum" diye çiçek göndersin evine.
  • sadece toner için 25 lira istediyse öp başına koy dediğim rezalet. devlet sadece okul binasını veriyor ve faturalarını ödüyor. hizmetliler, güvenlik kim varsa onların maaş ödemesi, sgk odemesi aile birliğinde toplanan paralarla yapılıyor.
    oğlum birinci sınıfa başladı. projeksiyon, bilgisayar, perde, yazıcı, peçete, ıslak mendil, top, holahoop, zeka oyunları allah ne verdiyse aldık. ayrıca yüz lira aidat ödedik.
    okul açıldığından beri verdiğim para 350 lira.
    gelmiş 25 lira diye ağlıyor.
  • evet her şeyin olması gerektigi olan bir okulda bu kabul edilemezdir ancak bu gibi durumları rezalet olarak sunanlar hangi ülkede yaşadıklarını zannediyorlar merak ediyorum.ulkedeki çoğu sistem gibi eğitim sistemi de yerlerde ve buna benzer vakalar sorunlardan sadece bir tanesi.

    o öğretmenlere sırf daha fazla katkı payı toplasın diye mobbing uygulayan idarecilerden de bahsedin bir ara mesela. çoğu öğretmenin buna benzer okullarda çoğu şeyi cebinden ödediginden de bahsedin mesela. daha onlarca yanlış sıralanabilir ama herkes gücünün yettigine sallıyor işte.
  • ekonomisi süper, hızla büyüyen yüce devletimizin okullara gerekli ödeneği vermemesinden kaynaklı durum. bu okuldaki üslup yanlışlığı açık.

    ama endişye mahal yok yüce devletimiz ahiretinize yatırım yapmayı ihmal etmiyor. o sebeple diyanet bütçeleri daha önemli. camide yerden ısıtma olmazsa olmaz. o ısıtma olmazsa akşama kadar kim nasıl bir yandan tesbih çekerken hayvan gibi esneyecek, sığır gibi yatacak orada.
    bir tataftan da şöyle bir sahne; müdüre hanımın odasına girdim telefonla konuşuyor. karşıda esnaf veya işadamı. nerdeyse yalvarıyor "lütfen yardımcı olun sınıflarda klimamız yok çocuklar yanıyor. yeni geldim kimseyi de tanımıyorum. varsa arkadaşlarınız söyleyin. ikinci el de olur"
    sahne aslında tüm okullarda aynı, buna rağmen bazı orospu çocukları çıkıp "ekonomi çoh iyi yüzde bilmem kaç büyüdük" demiyorlarmı arsızca.
    evet rakamlarla oynayarak gerçekleri manipüle ediyorsunuz fakat bütün veliler bu gerçekle yüzleşiyor.
  • gayrıresmi olarak devlet tarafından bizzat teşvik edilen rezalettir. bugün okullara ayrılan ödenekler o kadar zayıf kalıyor ki, müdürler sanki vakıf işletir gibi velilerden ve çevre esnaftan yardım dilenmek durumunda kalıyorlar.

    emin olun o okulun fotokopi masrafı problem olmasa o müdür de o parayı istemek durumunda... yani belki gene isterdi, emin değilim. ama bu durum okulun ödeneklerinin yetersiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    müdürlere sempati duyulmasını sağlayacak bir entry girmek zorunda kaldığımın farkındayım ama malesef durum bu. o ödeneklerle idare edilmeye çalışılsaydı, şu an "bilmemnerde okulda donarak ölen öğrenci" ya da "okulda yakıt olmadığından zatüre olan öğrenciler" gibi başlıklara yazıyor olurduk. bazı yerlerde durum gerçekten bu kadar ciddi.

    ama bi yandan da diyorum keşke böyle daha büyük rezaletler yaşasak da devlet bi silkelense, kendine gelse... idare ede ede büyütüyoruz problemi, cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşeniyor. daha kötüsü olmadan aklımız başımıza gelmeyecek.
  • meseleyle kısmen alakalı olarak şunu söylemek isterim. bizde toner parası toplanmıyor. onun yerine senelik 50 tl aidat toplanıyor. gayet ilgili velilerden oluşan bir sınıfım olmasına rağmen çok az sayıda veli kısa süre içinde aidatını gönderdi sağolsunlar.

    geçtiğimiz haftalardan birinde okula fotoğrafçı geldi, çocukların fotoğraflarını çekip hepsine kişiye özel bir şeyler hazırladı set halinde, detaya girmeye gerek yok 30 tl, gerçekten güzel şeyler ve parasına da değer orada da sıkıntı yok. isteyen alıyor istemeyen geri gönderiyor. inanır mısınız 2 günde neredeyse bütün sınıf 30ar liraları getirdiler. veli ziyaretine gittiğimizde durumumuz iyi değil biz aidat vermesek olur mu diyenler dahil.

    yanisi arkadaşlar sanıyorum o ceketimi satar okuturum devri geçmiş. banane devlet versin devri başlamış. evet bence de zaten devlet versin ama vermiyor işte. e vermeyince mabud neylesin mahmut? hayırlı forumlar dilerim.
hesabın var mı? giriş yap