• aristo erdemin temeline phronesis diye bir kavram oturtuyor.
    o kadar çok çevirisi var ki... hangi birini saysam bilemiyorum.

    en sevdiğim güncel çevirisi ölçülülük.
    aslında karşılamıyor ama.. ölçülülüğün ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından önemli.

    ölçülülük erdemin temeliyse işte ölçüsüzlük de erdemsizliğin temeli.

    erdem listesi yapmalarıyla meşhur eski filozoflar.

    örneğin cesaret... ölçüsüz cesaret ya pervasızlıktır ya pısırıklık..
    ya da merhamet... ölçülü iken güzeldir.
    ölçsüzse ya hak etmeyene karşı duyulur ya da katı kalplilik anlamına gelir.
    ölçülü cömertlik en güzel erdem...
    fazlası savurganlık, azı pintilik.

    tabi her erdem buna uymuyor. örneğin doğru sözlülük.. ya doğru sözlüsündür ya yalancı. bazı erdemler ya hep ya hiçtir ve böyle skalaya girmez ama çoğu girer.

    işte huy ve karakterde, hareketlerde, duygu gösteriminde ölçülülük kişinin erdemliliğinin, olgunluğunun göstergesidir.

    ölçüsüzlük de hamlığının, erdemsizliğinin ve yontulmamışlığının...
  • ölçülü insan erdemli insandır. kendi kendinin sahibi olma yolunda ilerler (bu hiçbir zaman tam bir sahiplik olamayacak olsa da-toplum). bana göre bu hayatta bir insanın erdemli olmaya çalışmak ve bilmeye çalışmak (entelektüel bilgi edinmek) dışında yaşaması saçmadır, boşadır. doğup ölüp giden milyonlarca canlıdan (hatta cansız varlıklardan bile) farksız olduğunu bilmek, bu kainat için birileri için herkesle aynı olduğunu kabullenmek, özel biricik bir tek olmadığın için kendine dönerek sıradan yaşamını ölçülülükle ve meşgale ile sonlandırmaktır yaşamak. rastlaştığımız, sevdiğimiz insanları değersizleştirmek değil amacım. her zaman birilerinin bizim için değerli olacağı kesin. tek fark kesilip biçildiğimiz kumaşların (siz bu benzetmeyi kafa yapısı olarak alabilirsiniz) aynı olup olmamasıdır. bir de bir söz okumuştum “ederini bulamayan her şey ziyan olur”
    ölçüsüzlükten uzak tut beni tanrım (tanrı bir metafor olarak kullanıldı)
  • "...siyasette zorlama ve abartının çok yeni bir eğilim olmadığı söylenebilir. ancak, hem “dönem ruhu”, hem de yaşadığımız pratik, ölçüsüzlüğün kim tarafından hangi dozda kullanıldığını önemsiz kılacak bir seviyeye yaklaştığını gösteriyor. ölçüsüzlüğün kime karşı ve kim tarafından yapıldığına bakılmadan konuşulabilmesi, ölçüyü geri çağırabilecek olan tek yaklaşım. bu açıdan, inönü’yü elinde sadece abd bayrağı varmış gibi gösteren ölçüsüzlük ile, mckinsey üzerinden abd mandası iddiası arasında pek bir fark kalmıyor. “kriz psikolojik” iddiasındaki ölçüsüzlük ile, “yarın banka kapılarında kuyruk olacak” ayarsızlığının farkı olmaması gibi. her iki durumda da, gündeme getirilirken de, dayanaksız hatta yalan olduğu ortaya çıktığında da geçerli olan ölçüsüzlük, ölçüyü yok etmekten başka bir sonuç üretmiyor. gerçekten sonuç almak isteniyorsa ölçülü olmak lazım, ölçüden bahsetmek lazım. ölçü herkesçe kabul edilir olmasa bile, herkesin hiç olmazsa kendi ölçülerinde ısrarcı olması, ölçüden vazgeçmemesi lazım."

    kemal can
    https://www.gazeteduvar.com.tr/…8/10/10/olcusuzluk/
  • arkadan sinsice gelip, enseye tokati basan arkadasin olcusuzdur mesela.

    agir olcusuzdur o.c
  • "ne kadar garip; bütün hayâtını boşa harcayarak güldüğün halde ufacık bir şeyi kaybedince ağlıyorsun!"

    ibn kayyım(rahimehullah).
  • az/çok, büyü/küçük, zayıf/şişman, geniş/dar, uzun/kısa, süpermen/men gibi ekstra durumlara işaret eder.

    (bkz: normal)
    (bkz: makul)

    kardeşim bilmem kaç yaşındayım zıt* olan terimlere* dikkat edeceksin.
hesabın var mı? giriş yap