• manifesto'nun 8. maddesi hakkında biraz daha açıklama yapma gereği hissettiğim platform.

    madde 8: uygulama, yazar sayısı yeterli hale geldikten sonra, formata uygun olmayan içerikleri yazarların uyarılarına göre tespit ederek yok edecek şekilde geliştirilmiştir. her yazar kayıt işleminden sonra standart bir etki değerine sahiptir. sistem, platforma kazandırdıkları eserlerin beğeni durumları, tepki ve şikayetlerindeki basiret gibi değerleri baz alarak, yazarların etki değerlerini artı ya da eksi yönde değiştirir. bu şekilde; hem dağdaki çobanla sizin oyunuz bir olmaz hem de platform aristokrasiye yakın bir nispi demokrasi ile yönetilmiş olur.

    burada amaçladığım; yönetimi moderatör insiyatifine devretmemek. daha doğrusu yönetimi bireylerin insiyatifine bırakmamak. hepimizin aklına gelecek ilk çözüm, şikayet sayısına göre aksiyon almak. e ama şikayetlerin niceliğine göre hareket etmek sizce de silinen yazıya ya da uçurulan yazara haksızlık değil mi? formata uygun olmasına rağmen, sizinle aynı şekilde düşünmüyor diye şikayet ettiğiniz yazıları silmek doğru mu? bu sorunu şu şekilde çözmeye karar verdim. yazarların bir etki değeri olsun. formata uygun yazıyı şikayet eden yazarın etki değeri düşürülsün. haklı şikayetleri bulunan yazarların değeri yükseltilsin. insanların takdir ettiği eserler ortaya koyan yazarların değeri yine yükseltilsin. ve bu yükseltme ve düşürme işlemlerinin bazı parametreleri olsun. sonuç olarak şikayet değeri bana nicelikten çok niteliği sunsun.

    başka algoritması olan benimle paylaşırsa elbette üzerine düşünürüm. ancak doğru olanın bu olduğunu düşündüğüm için bu yöntemi seçtim.
  • içinde hikayeler,
    denemeler,
    söyleşiler,
    mektuplar,
    eleştiriler,
    dostoyevskiler,
    ah muhsin ünlüler,
    birbirini hiç tanımayan insanların art arda yazdığı paragraflardan doğan hikayeler,
    2 kişinin birlikte yazdığı kitaplar,
    5 kişinin birlikte yazdığı kitaplar,
    hepimizin birlikte yazdığı kitaplar barındıran sosyal medya oluşumu.

    manifesto
  • değişen arayüzüyle ve yeni eklenen birkaç özelliğiyle canlılık kazanmış, okuması zevkli hikaye ve denemelerin paylaşıldığı platform.

    boş goygoy, dedikodu, magazin ve saçma trollemelerden sıkıldığımızda gidip okunası ve dahası yazılası güzel mekan.
  • manifestosunu beğendiğim, burada takılırım ben dediğim platform.
    umarım jedi mind trick çıkmaz.
  • potansiyel vaadeden platform.
  • potpori fikrine bayıldığım uygulama. biraz inceleyeyim bakayım. sonra düzenleme gelir buralara bir yerlere.
  • 8'inci maddedeki "dağdaki çobanla sizin oyunuz bir olmaz" benzetmesiyle kalitenin doruk noktalarını işaret eden platform zannımca.

    herkesin tamamen eşit seviyede olmadığını bile bile herkese eşit "oy" hakkı neden verilmeli ki zaten? veyahut şöyle bi benzetmeyle söyleyeyim : en başta filozof kralların olduğu ve herkesin kendi seviyesine göre söz hakkına sahip olduğu bir yönetim şekli, başıboş insanların kendileri gibi olan insanlara "eşit oy hakkı" tanımlamasıyla oy verip onları "baş" yapmasından daha iyi değil mi?

    nikomakos'a etikte aristo da bir yerde şöyle soruyor : insanların seni övmesi hoş güzel bir şey ama seni kimin övdüğünün hiç mi önemi yok ? saçma, boş beleş insanların övgülerini almak bir insan için gerçekten kıstas olmalı mı ?

    neyse fazla dağıtmadan, bu sitedeki yazarların beğeni durumlarına göre söz hakkına sahip olması bence gayet yerinde bir karar. her metod gibi bu da suistimale tabi ki açık. fakat sırf bu yüzden bundan vazgeçilmemeli diye düşünüyorum. yaşamımızın her noktasında ihtiyacımız olan meritokrasi , liyakat sistemi umarım mevzu bahis sitede gerektiği gibi işler.

    go 8'inci madde go.
  • 8'inci maddedeki "dağdaki çobanla sizin oyunuz bir olmaz" benzetmesi ve aristokratik bir anlayışın ucundan da olsa varlığını hissettirmesi dışında, ilgimi çeken platform. gelecek vaadi olduğuna inanıyorum.

    bu bahsettiğim tam aydın kişi tanımını bir türlü yapamamaya benziyor. bunu elitize etmek benim kabul etmediğim bir şey.

    ekleme: şu kısma açıklık getireyim. ben yöntemin site için manasız olmasından bahsetmedim. bence yöntem yerinde ve mantıklı. söylemin retoriğiyle ilgili bir pürüzden bahsettim.

    bahsedilen felsefenin geneli için de böyle düşünmüyorum. buna dayandırdığım şeyler de var. bir iki örnekle açıklanacak gibi de değiller. bunların hepsine ek olarak zaten bunu yazacağım yer de, ortakkitap.com başlığı değil.

    not: bu entry'ye herhangi bir şeye cevap olarak ekleme yapılmamıştır. fark edilen, olası bir yanlış anlaşılmayı engellemek için ekleme yapılmıştır.
  • kaydımı oluşturduğum ve ilk hikayemi paylaştığım platform. *
  • telefon ve/veya bilgisayar başında saatlerce internet kullanarak vakit geçirmek günümüzün bir gerçeğidir. biz bu gerçeği kabul ederek, bunun toplumumuz için bir handikap olmamasını sağlamaya çalışmanın gerekliliğini savunmaktayız. alışkanlıklar egzersiz yaparak ortaya çıkar. empati yapabilme, kendini ifade edebilme, karşıdakini anlayabilme alışkanlıkları, süphesiz yaşamak istediğimiz toplum fertlerinin sahip olmasını temenni ettiğimiz alışkanlıklardandır. ortakitap platformu, bu alışkanlıkları kazandırmaya yardım edecek egzersizler bütünüdür.

    kendini bu şekilde tanımlayan platform.
hesabın var mı? giriş yap