• lale devrini sonlandıran isyandır kendileri. eğlence yerleri yakılıp yıkılırken matbaaya dokunulmamıştır.
  • tarihte adı anılan ilginç şahsiyetlerdendir. devletin ciddi ciddi har vurup harman savurduğu kaynaklardan pay almak isteyip, hani bize hani bize diyenlerin seçtiği bir piyondur. bu isyanı çıkaranlar kimse (ufak bir araştırma bir sonuç getirecektir) gerçekten zekilermiş. halil'in tellak olması isyanın ateşlenmesi için oldukça mantıklı. işi gereği pek çok insanla muhatap oluyor. osmanlı dönemi içinde hamamlar bugün avmler ne kadar yoğunsa o kadar yoğundu denebilir. bu nedenle halil çok iyi bi seçim. kavukluların kullandığı her piyon gibi onun sonu da aynı oldu ne yazık ki... piyonlar hep aynı...
  • isyana ismini veren patrona halil'in gerçekte bir tellak veya natır mı olduğu, yoksa bayezit hamamı'nda gizlenmesi ve isyanı burada tertiplemesi yüzünden mi böyle anıldığı bilinmemektedir. ancak reşad ekrem koçu'nun tarihimizde garip vakalar kitabında aktardığı kadarıyla isyana kadar hamam tellaklarının ekserisi arnavut iken isyan sonrasında hamamlarda yeni arnavut tellak istihdamı yasaklanmış, mevcut olanların da isimleri yanına kırmızı mürekkep ile "arnavut" diye şerh düşülmüştür.

    bu konuda istanbul kadılığı'na hitaben yazılan ve kitapta yer alan hüküm şu şekildedir:

    <<badelyevm hamamlarda tellak ve natır alınmak iktiza ettikte arnavut taifesinden kebir ve sagir ferd-i vahdidi uğratmayıp anadolu yakasından gelme türk uşaklarından ve nefs-i istanbul'dan zimmi cinsinden olunup yarar kefilleri alındıktan sonra isim ve cisimleriyle (yani şekl ü şemailin tarifiyle) deftere kayıt ve kadimden hamamlarında mevcut bulunup hin-i tahrirde isimleri deftere kaydolunan arnavut taifesinden vefat edenlerin yerine ve bir tarik ile hamamlardan çıkıp vilayetine gidenler, sonra gelip tellak olmak murat eyledikte asla alınmayıp yerlerine ecnas-ı saireden tellak alınmak hamamcıların cümlesine muhkem tembih ve tekit olundukta...>>
  • patrona halil isyanı prof m.münir aktepe nin ellilerde yazdığı bir kitap olan patrona isyanı-1730 adlı kitaptan iyi izlenebilir..
    isyannın nedenleri iyi tahlil edilmiş olup gayet toplumsal sebeblerdir bunlar..
    1730 un 29 eylül günü isyan patlak verir ve halil ve adamları saraya yürürler nevşehirli damat ibrahim ve onun damatları öldürülür cesetleri sokaklarda sürüklenir ve bu öfke karşısında 3.ahmet tahtı yeğenine ,talep üzerine terk eder...49 gün sonra saraya iran seferi konuşulacak bahenesi ilen çağrılan halil ve önde gelen 10 admından kendisi dahil 4 adamı orada öldürülür,yer revan köşküdür...teslim alınanlar sonradan bir biçimiyle ortadan kaldırılır..
    patrona halkın öfkesini iyi kanalize etmiş ama çok övündüğü ve güvendiği 12 bin arnavutu örgütleyemediği için kaybetmiştir...
    bir hareketin dünü anı-yarını iyi örgütlemesi lazımdır,zira bizanstan tevarüs edilen saray entirikası patronaya kellesine mal olmuştur..25 kasım 1730 da revan köşkünde sonradan yeniçeri ağası olan pehlivan halil ağa önce patronanın kolunu sonra da kafasını bir kılıç darbesiyle vucudundan ayırmıştır..
  • patrona halil isyanı'nda bir süre boyunca patrona halil istanbul'u yönetiyor, istanbul dışı kararları 1. mahmut yürütüyormuş. osmanlıda isyancıyı iç etmek, yalnız bırakmak ve öldürmek zorunlu olduğu kadar bir de isyan bastıranın bertaraf edilmesi belki zorunlu ama sektirmeden yürütülen gelenektenmiş.
  • hamam tellağının başlattığı ve 12 yıl sürmüş isyandır.
  • bu isyanın başı olan ve de isyana ismini veren patrona halil'in asıl mesleği tellaklık değil levendlik idi. darbe planı hamamda yapıldığı için kendisi de tellak sanılıyor.
  • isyanın yıkımı, istanbul'un haritasını değiştirecek kadar büyük olmuştur. başta sokullu sarayı olmak üzere, pek çok köşk, yalı ve benzeri lüks konut yıkılmış, pek çok iş yeri yağmalanmış ve pek çok kişi istanbul'u terk etmiştir. şehrin yeniden eski nüfusunu ve rafahını bulmasıon yıllar almıştır. istanbul'da 1730 öncesi yapıların yok denecek kadar az olması, bu ve buna benzer isyanlar yüzündendir. yaklaşık yüz sene sonra olacak olan vakayı hayriyenin habercisi gibidir.
  • prof münir aktape patrona isyanı(1730) diye bir kıtap yazmış 50 lerin sonunda..sahaftan bulunabilir.
    halilden bağımsız- zira halil okuma yazma bilen birisi değildi..ama devrin devlet politıkaları ,iran seferleri ve konulan artı vergiler lale devri ve har vurup harman savurmak gibi politikalar sonucu kentin nabzını tutan bir başkaldırıdır..2 ahmet tahtı bırakmak zorunda kalmıştır,1. abdulhamit bir komplo sonucu patrona ve yakın adamlarını kılıçtan geçirmiştir..
    patrona arnavuttu,patrona ismi gemici olarak bulunduğu bir osamalı gemisi olan patronadan gelmektedir..isyan dolayısya kaçarak istanbula gelmiş,arnavutları etrafında toplamıştı..tellak olarak çalıştığından ölümü sonrası hammalara sıkı takıp getirilmiştir..
  • klasik biçimini 15. yüzyılda alan yeniçeri ocağı, 16. yüzyılda en güçlü zamanlarını yaşadı. askerlik dışında bir iş yapmaları yasak olduğu için seferlerden elde ettikleri ganimetleri yahudi tüccarlar acılığıyla işletiyorlardı.

    sultan 3. murad döneminde yeniçeri ocağı’na müslümanlar da kabul edilmeye başlandı. yeniçerilerin evlenmelerine, askerlik dışındaki mesleklerle ilgilenmelerine göz yumulması da bu dönemde başlamıştır. çünkü osmanlı ekonomisinin temelini oluşturan savaş ganimetleri bu dönemde yetmez olmuştu.

    17. yüzyıldan itibaren yeniçeri ocağı silahlı bir kurumdan ziyade toplumsal ve ekonomik ilişkiler içine giren bir örgüt özellikleri göstermeye başladı. yeniçeri ocağı artık aynı zamanda bir esnaf grubu yani bir sermaye örgütlenmesiydi. yeniçeriler, osmanlı pazarındaki ilk müslüman-türk sermaye birikimini oluşturdular. boyacılık, marangozluk, terzilik gibi iş alanlarında aktifleşmişler, eminönü'nde dükkanlar açmışlardır.

    1719'da paranın değeri düşürüldü. osmanlı'nın mali durumu artık birer “esnaf” olan yeniçerileri yakından ilgilendiriyordu. halkla iç içe olduklarından sorunları yakından biliyorlardı. örneğin, osmanlı yöneticileri savaş hazırlıklarına başladıklarında halka imdad-ı seferiye adında yüksek vergiler salıyordu. ancak vergi alındığı halde savaşa gidilmiyor, alınan vergilerle saray'da lüks bir hayat sürülüyordu. örneğin çırağan sarayı ile sadâbad'da üç yüz köşk yaptırılması, halkla birlikte yeniçerilerin de tepkisini çekiyordu. lale devri'nde yeniçeriler halkla birlik olup bu nedenle ayaklanmışlardı. patrona halil isyanı'nın temelinde bunlar vardır. ayrıca halil’in, “patrona” isimli kadırganın leventlerinden olması bu lakapla anılmasına sebeptir.
hesabın var mı? giriş yap