• tıp tarihinin en iyi buluşu. mucizevi bir şekilde en geç ikinci enjeksiyon sonrası hayata dönüş garantisi veriyor.

    iki güzel tanımla kendisine şükranlarımı sunduktan sonra olumsuz tek özelliğine geçebilirim sanırım: regl süresini alabildigine uzatır bu. sayesinde reglin 11. günü diye bir zaman zarfı edindim. biterse eğer* doğaya 3 ay süresince muafiyet talebinde bulunmayi düşünüyorum.
  • -hocam, urfamycin'in urfa'yla bağlantısı var mı?
    -penicillin'in penisle ne kadar bağlantısı varsa urfamıycin'inde urfa'yla bağlantısı o kadar var.
  • ben et iğnesi adını veriyorum..
  • sadece bir tanesi 2 gündür kalçamın üzerine oturmakta zorlanmamı sağlamıştır. ardından parmak büyüklüğünde antibiyotiklerle devam ediyor tedavi.
    hastalığa iyi geldi mi tam emin değilim. ondan daha çok nazlı yar'in yaptığı çorba iyi geldi diyebilirim. çorba biraz daha geç kalsaydı helva yapacaktı ama olsun nazlı yar adı üstünde nazlanacak biraz.
  • penisilinlerle ilgili bir hekim olarak alerji, tercih, risk, deri testi, güvenilirlik, uygulama gibi konularda kısaca ve herkesin anlayacağı şekilde bir takım öneri ve düzeltmelerde bulunmak isterim:

    hedefe uygun yeterli ve gerekli dozda verildiğinde penisilinler mükemmel tercihtir. eğer bilinen bir alerji öyküsü yoksa birçok bakteriyel enfeksiyonda ilk tercih ilaç olmalıdır, ancak kesinlikle abartılan bu penisilin korkusu yüzünden genellikle hekimler çok daha agresif tedavileri tercih etmektedirler. bunu daha somut örneklemek gerekirse, sineği basit bir sinek öldürücü zehir sıkıp öldürmek varken el bombası atarak öldürmek gibidir türkiye'de enfeksiyonlarla mücadele şekli. böyle yaparak; öldürmek istemeyeceğiniz birçok flora bakterisini de beraberinde öldürür, gereksiz yüksek tedavi maliyetlerine ve antibiyotik dirençlerine sebep olursunuz. böylece örneğin bir gün zatüre geçirdiğinizde sizi normalde sorunsuz tedavi edecek ilaçlar artık sizde işe yaramayacaktır. ayrıca kemik ve diğer birçok organa da kimi zaman kalıcı zararlar verebilirsiniz. fakat penisilinlerin yan etkileri sanılanın aksine çok daha azdır ve çok yüksek dozlara kadar toksik etki oluşturmazlar.

    alerji konusuna gelirsek diğer bütün ilaç kullanımlarında alerjiden ne kadar çekiniyorsanız penisilinlerden de o kadar çekinmelisiniz daha fazla değil. "penisilin çok ağır ilaçtır, alerjisi öldürür, her doz mutlaka hastanede yapılmalıdır, çok mecbur kalmadıkça kullanılmamalıdır vs vs..." türü şehir efsanelerine itibar etmeyiniz. enjekte edilecek penisilin formuyla deri testi yapmak da tamamen formalite ve tarihi bir uygulamadır. penisilin testi uygun şartlarda saf penisilin ile yapılır, ayrıca alerjik reaksiyon dozdan bağımsız bir durum olduğu için; test yapılırken de alerji gelişebileceğinden iğneyi yapmanızla testi yapmanız arasında risk olarak bir farklılık yoktur.

    "peki penisilin sonrası ağır alerjik reaksiyon gelişip ölen insanlar duyuyoruz": yaklaşık 100.000'de 1 olasılıktır. bu yüzden daha önce hiç penisilin kullanmamış hastalara ve alerjisi olup olmadığı bilinmeyen hastalara ilk dozun mutlaka hastane şartlarında uygulanması doğru olur. (farklı ilaçlar için de ilk kez kullanacak kişilerin yine ilk enjeksiyonlarının hastane koşullarında uygulanması doğru olacaktır.)

    ilk dozda alerji gelişmese de ilerleyen kullanımlarda gelişebilir. yani bir hasta 100 kez bir ilacı kullanır alerji gelişmez fakat 101. dozda gelişebilir, ancak sonraki dozlardan çok korkmak yersizdir. tekrarlayan kullanımlardaki alerjik yanıtlar sıklıkta kaşıntı, kızarıklık, döküntüler şeklinde olup ölümcül seyirler nadirdir. bu durum penisilinlere özgü olmayıp her ilaç için durum böyledir.

    birçok ilaç alerjisi gördüm en ağırlarından birkaçı yalnızca 1 adet hap alımı sonrası gelişmişti, üstelik penisilin grubu ilaçlar da değillerdi.

    "bu penisilin iğneleri çok fena canımı yakıyor" diyenlere de şunları söyleyeyim: klinik gözlemim lokal anesteziklerin penisilinleri bozduğu ve etkisini yok ettiği yönündedir. bu yüzden anestezik karıştırılmasını önermem. bunu üretici firmaların diğer flakon antibiyotiklere anestezik eklemişken, penisilinlere eklememiş olmasıyla da teyid edebiliriz, zira hasta ve ilaç firmaları arasında sado-mazoşist bir ilişki yoktur. sizin canınızın yanmasından mutlu olan bir kesim olduğunu düşünmeyiniz.

    verilen ilacın hastada alerjik reaksiyon oluşturması, hatta hastanın kaybedilmesi bir tedavi hatası, bir yanlış ilaç seçimi demek değildir. çünkü alerjiler öngörülebilir durumlar değildir. ilaç kullanımı sonrası ölümcül alejiler gelişebileceği gibi, bu durum yiyeceklerle de gelişebilir, böcek ve arı sokmalarıyla da yine gelişebilir.

    hülasa, antibiyotikleri hekiminiz önermedikçe kullanmaktan kaçınınız. şehir efsaneleri ve internetteki tıp dışı kişilerin yorumları yerine hekiminizin söylediklerine itibar ediniz.

    edit: bazı yorumlardan sıklıkla alerjiyle karıştırılan bir durumun da yaşandığı anlaşılmakta. alerjik reaksiyon tedaviye hemen başlansa dahi saniyeler içerisinde başlayıp biten bir süreç değildir. penisilin gibi uygulama esnasında can yakan enjeksiyonlar sırasında ve sonrasında, muhtemelen acı ve korkunun etkisiyle ciddi tansiyon düşmeleri görülebilir. (bkz: vazovagal senkop) karın açken ve normalde de tansiyon düşmeleri yaşayan kişilerde çok daha sıktır bu durum. kişide gözlerde kararma, baş dönmesi, fenalaşma, soğuk terleme, bayılma, nefes alma zorluğu ve geçici şuur kaybı görülebilir. bu durum hasta/hasta yakınları ve hatta sağlıkçılar tarafından alerjik reaksiyon olarak yorumlanabilir. alerji olmadığı halde yanlış tedavilere ve bilgilendirmelere de neden olabilir, tabloyu doğru yorumlamak önem taşır.
  • abuk bir şekilde sansüre uğramasından sonra, sansürcülerin kelimenin içinde geçen penis yerine sik koyduklarını ve öyle okuduklarını düşünmemiz gerekiyor sanırım. bence uyuyor da onlara.
  • %100'ü müslüman olan ülkemizde sansüre uğramış ilaç ismidir. sırada emedur var sanırım. amına koyduğumun sapkınları. adından rahatsız olduğunuz için bu ilacı almayın da, ölün. sayınız eksilsin.
  • 1 hafta boyunca günde 4 kere kullanacağım ilaç.
    4 kere yemeklerden önce. oysa ben aklıma geldikçe yani canı istedikçe yemek yiyen, düzenli bir vakti saati olmayan ve yemek öğününden anladığı 2 tost ekmeği ya da bisküvi olan insanım.
    yemeklerden yarım saat önce, günde 4 kere.
    oturdum yemek yeme saatleri çizelgesi hazırladım ilaç için. saate bakıp duruyorum sürekli zamanı geldi mi diye.
    1 hafta yine iyi. 1 hafta dayanabilirim. yeter ki şu kronik boğaz ağrısından kurtarsın.

    işbu entiri tedavi sonrası editlenecek.

    edit: bi boka yaramadı.
  • sağlık bakanlığı tarafından yakında 'gibilin' diye okunması tebliğ edilecek ilaç etken maddesi.

    (#28997878)
hesabın var mı? giriş yap