• ortasında sıfır olan tüm 3 basamaklı sayıların ticari kullanım hakkına sahip olan fransız abiler. 105, 206, 309, 803 gibi tüm sayıların kullanım hakkını vakti zamanında almışlar (aferim, süper fikir). hatta bundan dolayı 1964 paris otomobil fuarı'nda yeni modeli 901'i tanıtan porsche, pejonun bu durumu bildirmesiyle modelin adını 911 yapmıştır. evet, o bildiğimiz meşhur 911.
  • hakkında acayip saçma bilgi kirliliği var.

    bu araçlar eski yıllarda elektrik aksamından sorun çıkarmış bu doğru. ama adama abi diyorum "2013-2014 den sonra kalmadı bu sorunlar. adamlar artık güzel araba yapıyor" diyorum.

    -"yok hala sorun çıkarıyor" diyor.
    -"nerden biliyorsun" diyorum?
    -"benim arkadaşta var peugeot lanet etti" diyor
    -kaç model senin arkadaşın arabası?
    -2003 model.

    be amını ızdırabını siktiğim. 13 yıllık peugeot üstünden adam 2016 model arabayı bokluyor ya.

    yemin ediyorum ülkede mantık kurabilen, neden-sonuç ilişkileri kurabilen insan sayısı 10bini geçmez.
  • türkiye ayağında çok ilginç şeyler dönüyor.

    adamların bayisi satış fiyatından 100 bin ekstra para istiyor. firmayı arıyorum diyor ki biz tavsiye edilen satış fiyatını sunduk bayii isterse üzerine istediği kadar kar koyabilir karışamayız. serbest piyasa.

    amına kodum o zaman serbest piyasa ise niye satış fiyatı yazıyorsun kim kimi sikiyorsa yaz gitsin.

    şikayet edecek mercii de yok.
  • 2008 modeli için yürüttüğü kampanya sonrası ne kendime ne de çevremdekilere aldırmayacağım otomobil markası.

    lansman fiyatları uygun olacak diye ön siparişle binlerce kişiden kaporaları topla.

    100 adet araç getir. onları da galericilere sat.

    diğer müşterilere 4-5 ay sonrası için gün ver ama fiyat değişirse güncel fiyatlardan alırsınız de.

    galericiler aldıkları fiyatın üzerine 25-30 bin lira koyarak ilan versin. sözde beklemek isteyenlere kakalasınlar.

    ne güzel istanbul be...
  • giderken sağda dönerken solda yazaydın bari amk.

    sedat gör bunları gör.

    otomobil markası, büllük oto neyin satıyo hep.

    edit: yukarıda entry vardı, bülent oro kaporta özel peugeot servisi diye.
    evet lan gözler bunu da gördü. silinmiş.
  • memnuniyet editi:

    peugeot türkiye dişli çıktı.

    instagram'daki dönüşe cevap vermedim, ekşi sözlük'teki bu entry için mesaj yazdılar ona da cevap vermedim. neden? standart bir mesaj alırım, memnuniyetinizi sağlamak için sizi showroomlarıızda görmek isteriz filan falan diye.. zerre kıymeti olmayan o tarz metinleri okumaya zaman harcamak istemedim. ben de cevap vermedim.

    crm müdürü bir şekilde telefonumu bulmuş, aradı.. bir şekilde dediğim de o kadar zor değil aslında, zaten form doldurmuşum 308 test sürüşü istiyorum diye, açsan baksan son haftada kaç kişi vardır ki, bulması iş değil. ama çok değerli benim açımdan, düşünmesi yeter.

    bayi adı istedi, onu da vermedim :) şimdi oradaki satış temsilcisine bir hal olur bir şey olur, sebebi ben olmayayım. piyasa kesat. zaten bir satış temsilcisinin motivasyonu da eğitimi de markanın sorumluluğunda, o yüzden aslında kişileri hedef göstermek çok doğru değil. garanti de verdiler bir şey olmaz diye ama, neme lazım..

    ne verdim? geri bildirim. telefonda güzel güzel anlattım. istedim ki bir müşteri adayı açısından durum nasıl algılanmış, hangi noktalar sorun oluşturmuş. aslında ne bekleniyormuş, ne olsaymış daha iyi olacakmış.. bunlar hep bilinsin istedim. bu işlere kafa yoruyorum çünkü ben, kapitalist değilim ama oyunun kurallarını biliyorum. içinde yaşadığımız düzen bu madem, o halde markalar daha iyi hizmet versin, müşteriler daha memnun olsun, satışçılar daha iyi primler alsın istiyorum.

    bir kere de buradan söyleyeyim, derdim hakikaten çay kahve ikramı, işte içeri girince lord gibi karşılanmak filan değil. otomotiv gibi duyguların ihtiyacın önüne çıktığı bir sektörde, cebimde param var, arabaya ihtiyacım var, bu modeli de beğendim diyen bir müşteri nasıl elden kaçırılır.. bunun derdindeyim.. al adamı karşına, muhabbet et, sonra arabanın başına git, o ışıklar yansın sönsün, ne bileyim menüler açılsın.. o sırada işle müşteriyi, en üst paketi sat geç.. ödeyeceği krediyi müşteri düşünsün artık.. bu iş böyle, yoksa herkes gider linea alır işini görür. neyse..

    bu telefon konuşması bana yetti, ben razı oldum. marka, imajını önemsiyor, müşteriyi önemsiyor, bir yerde aksaklık çıkınca boşvermiyor. bunlar hep güzel ve olması gereken şeyler.

    bir de üstüne hala arayıştaysanız bayi ağına bakayım dedi, bütçenize göre bir şey var mı diye. bunu da öylesine demedi, samimiyetle yardımcı olmak için dedi. daha ne yapacak? on numara müşteri memnuniyetini sağladı.

    o araba bulunur, bulunmaz, ben bulunan arabayı alırım, almam.. onlar artık sadece detay.

    mevcut entry de hikayenin devamlılığı açısından yazıldığı gibi dursun:

    ***

    20 gün önce otoparkı su bastı. hiç bir şekilde satmayı düşünmediğim, sürmekten çok keyif aldığım, canım bmw 116i (2012) yarı beline kadar su içinde kaldı :(

    bu araba bmw'nin en gariban arabası. borusan istinye'ye çektirdim. içeride öyle arabalar var ki, kendi arabamı ben ciddiye alamıyorum. araba pert olacak kesin, daha önce servise bile uğramamışım, maslak'ta görmüşüm işimi.. belli yani 15 sene daha müşterileri olamayacağım..

    ama adamlar her adımda beni bilgilendirdi, mail attım hemen geri döndüler, pert işlemleri için ne gerekiyorsa aksatmadan yaptılar. on numara hizmet sağladılar.

    neyse, sigortadan para beklerken araba bakmaya başladım. yaşı genç olsun sıkıntısız olsun dedim ama fiyatlar uçmuş! kredi çeksem faizler fezada..

    mercedes, bmw, audi, volvo filan yetişilecek gibi değil. dsg şanzımandan ötürü vw, seat, skoda umrum dışı. tıngır tıngır diye hyundai ve fiat, adam gibi hatchback yok diye honda, babamdaki 1.4 dizeli yağ yakıyor diye de toyota gitti. ford zaten şirket arabası demek gözümde..

    neyse, sonunda elimde 3 aday kaldı: opel astra, peugeot 308, renault megane.

    internetten form doldurdum, tak diye aradı opel. telefonda sorularıma tatmin edici cevaplar, test sürüşü daveti, gayet güzel. ertesi gün satış müdürü mail atmış, otomatik mail de olsa soruyor temsilcimize talimat verdim, aradı mı, başka bir konu var mı diye.. ne şık hareket.

    renault'da da showrooma gittim, ilgi alaka iyi de arabalara bi ısınamadım, onu da erteledim.

    dedim peugeot'ya da bir bakayım.

    internetten form doldurdum, arayan eden yok.

    bugün işim erken bitti, yolumu uzattım, showrooma gittim. içeri girdim kimse yok, arabalara bakıyorum kimse yok.. sonunda biri fark etti de satış temsilcisini çağırdı.

    gelen arkadaş en cevval satışçı, yıllık hedefleri ekim bitmeden tutturmuş, primi ütülemiş koymuş bankaya. bir tane daha araba satayım filan, hiç derdi değil.

    308 alacağım diyorum, elinizde kampanyalı bir şey vardır, yoksa bile arabayı tanıtın anlatın.. ikinci el bile alacak olsam yani istediğim araba bu, allure ne active ne bilmek istiyorum diyorum..

    hani tam satış yapılacak müşteri, kafada almış zaten malı, gözünün içine bakıyor satışçının onu ikna etsin diye.

    yok diyor bu makyajlısı. fark var diyor.

    çok mu başka yani 2015 modelden? öndeki logo diyor, bunlarda diyor, ızgarada diyor, öncekinde kaputta diyor. bana diyor.

    motoru da farklı diyor, buna baksaymışım da makyajsız aynı olmazmış.

    ikinci el danışmanına sorun isterseniz, belki onda size uygun bir şey vardır diyerek savdı mı bir de başından..

    ulan ağırıma gitti!

    100bin liradan fazla parayı vermek için yalvaracak mıyım yani? bana büyük para hacıt.

    ne var yani ilgilensen? şimdi sıfır alamam ama ilgi alaka iyidir, sonra servise gelirim. elim bollaşınca da ayağımın alışık olduğu yere giderim yani, belki sıfır alırım..

    geleceğe yapıyorsun yatırımı, zihnimde nasıl yer edeceksen öyle kalacak.. araba satış işi yarım saatlik iş değil, ilgileneceksin müşteriyle.

    bir kaç senelik emeğimin karşılığını talep etmeyi bileceksin madem fiyatı sorunca, bi zahmet üşenmeyeceksin..

    markalar satıştan önce müşteriyi hoş tutar da sattıktan sonra boşverir, buna alıştık bir yere kadar hadi..

    satış öncesi muamele böyleyse, allah muhafaza, satış sonrası kim bilir ne olacak..

    ınstagram dan yazdım hemen geri dönmüşler de.. olay sosyal medya ekibinin geri dönmesi değil..

    tadım kaçtı, güzelim araba için yıllarca yaptıkları reklam yatırımı on dakikada çöp oldu.

    burda, bu entrymi yazarken, benim araba seçmeye çalıştığım çok zor günlerde bir alakasını istediğim, fakat o alakayı benden esirgeyen, sınıfsal anlamda aynı kaderi paylaştığım bütün satış temsilcilerine ince bir sitemdir. umarım bunu anlarlar
  • 2014 model 3008 aracım var. garanti dışı bir araç. alırken bir çok kişiden " lan manyaakmısın, pejo sırf dert, elektroniği kronik arızalı, servisleri bombok vs"

    5 ay önce araba cortladı, çalışmadı. takviye ile çalıştırdık. özel servise götürdük. akü bitmiş. hem de hiç sinyal vermeden. neyse ertesi sabah akü değişimi için yetkili servise ( peugeot mepa) bıraktım. 1 saat içinde akü değişti aracı teslim aldım. hoppp start stop çalışmıyor.

    aradım yetkili servisi. yarın getirin bakalım dediler. götürdüm 1 gün kalacak dendi. eyvallah dedik. öğlen yetkili servis aradı. " beyefendi aracınız garanti dışı bir araç. kayıtlarımızda aracın bazı parçalarının ( kayışlar, kablolar vs bilmediğim şeyler) değişmesi gerekiyor. biz bunları da aracınız gelmişken değiştireceğiz." dedim ne kadar geçireceksiniz. garanti kapsamında olmasa da aracınız peugeot olarak bunları ücretsiz değiştireceğiz dediler. kıllandım tabi. bak sonradan ekstra çıkarırsanız ödemem dedim. kesinlikle olmaz dediler.

    ertesi günü aracı almaya gittim. start stop eskisinden de iyi olmuş, bir sürü parça değişmiş. yapılan işlemler ile ilgili 2 sayfalık kalem kalem bilgi. en altta toplam tutar 0 ( yazıyla sıfır).

    dayanamadım sordum. neden ücretsiz oldu. tek sebep aküyü onlardan değişmesiymiş. biz aracımızın her zaman arkasındayız. ileride sıkıntıo çıkarabileceği düşündüğümüz parçaları da iyi niyet garantisine sokup değiştirdik dediler.

    peugeot ile ilgili kafasında soru işareti olan varsa diye yazdım.

    servis : basın ekspres yolu mepa. diğerleri de böyle mi bilemem.
  • ülkemizde ki çakal 106gti, 205gti vb. kullanıcıları yüzünden adı kötüye çıkmış olan otomobil üreticisi. pek çok ufak tefek sorun çıkarması ile tanınır. ayda bir servise gitmek gerekir. dış görünüşleri çok güzeldir. özellikle eski modelleri çok kaliteli ve sağlamdır.
    benim gözümde peugeot renault'un amcası, citroen'in dayısıdır. bu durumda renault ile citroen de kayınbirader oluyolar.
  • sadece güzel görünümlü arabalar üreten firmadır. ürettiği araçların ne mekanik aksamı ne de malzeme kalitesi, verdiğiniz paranın karşılığıdır, üstüne üstlük 2.el fiyatları çok düşüktür, servis kalitesi ise kelimelerle anlatılmaz, en dandik bir parça için bile aylarca beklersiniz, peugeot fransa'ya şikayet mektubu yollarsınız, sallayan olmaz, özetle: aklınız varsa uzak durun!
hesabın var mı? giriş yap