• bafra'yı özleten eylemlerden biridir. bafra'ya özgü olmasa da, bafra'da ritüelleşen eylemlerdendir. evin oğlunun 8 yaşından sonra yapmakla yüküm olduğu farzlardan biridir, taa ki bayrağı kendinden daha genç bir yağıza bırakana kadar. bazısı ısrarcıdır bayrağı bırakmamakta, yerine geçecekler olmasına rağmen sancağı bırakmaz, biraz yeni elemana güvenmediğinden biraz artık olayın tadına varmaya başladığından...

    pazar çok erken uyanmak gerekir, ritüel dedik ya, bu ritüel evine üç beş para geçen her ev için geçerlidir. erken uyanıp fırıncıyla beraber açarsınız dükkanı, başbaşa değilsinizdir zira sizinle beraber sizin gibi düşünen birçok kişi mevcuttur. sıra oluşturulur, genelde çok da erken uyanamadığımdan pidelerin fırına girişi için minimum 1 saat beklerim ki bu alanda rekorum bir bayram günü 4 saattir. beklerken fırında yer alan gazeteleri okumaya başlarsınız, gazetenin yenisi eskisi yoktur orada, amaç gazete okumak değildir, amaç pidenin pişiyor olduğu duygusundan uzaklaşmaktır. eş dost tanıdıkla karşılaşılır, size pide takdim edilir ki bu durumlarda açlıktan ölüyor olsam dahi nazikçe reddededirim, açlığımı kırmam. pişen pidelerimin kürekten tezgaha yağlanmak üzere atıldığı sesini duyduğumda, vuslata çok az kalmıştır artık. yıllardır değişmeyen tencere yıllardır değişmeyen beze sarılıp soğuması bir nebze önlenir ve eve doğru yola çıkılır. tencereden gelen kokular adımları hızlandırır, eve gelinip kapı açıldığında içeriden gelen taze demlenmiş çay kokusu artık mutlu sonun habercisidir. ritüele uyuluyorsa ki benim evimde şaşılmadan uyulur, tencere masanın ortasına açılır ve isteyen istediği kadarını tabağına servis eder. pide yaptırılırken rakam olarak artmadan yetmez prensibi güdüldüğünden ne yaparsanız yapın o tenceredeki pideyi bitiremezsiniz. bu uğurda nice koç yiğitler zaafiyet geçirip hastane yollarına düşmüş neredeyse hepsi bir daha bu kadar yemeyeceklerine yemin etmiş; ancak ne olursa olsun yaptırılan ilk pidede bu yeminlerinden dönmüşlerdir.

    aylardır memleketine gidememiş bir bafralı olarak burnumda tüten, an itibariyle de gözlerimi dolduran eylemdir.
  • ramazan ayında ailemizde ritüel haline gelmiş eylemlerden biridir. pek de lezzetlidir, ramazan sonrasında, bir sonraki ramazan ayına kadar azalarak biter.

    (bkz: ramazan ayı)
  • dışarıda içinde ne olduğu belirsiz pidelerden haz etmiyorsanız kendi içinizin sindiği içle istediğiniz gibi yaptırabileceğiniz anadolu klasiği.

    akşama misafirimiz var yada haftaya kınamız düğünümüz var diyerek pide ustasına gaz verirseniz standart ölçülerde özenilmiş pideler yaptırabilirsiniz.
  • çocukluk yıllarımda çoğu zaman yaptığım güzel eylem. annenin hazırladığı o hijyen dolu içi, kaba koyup pidecinin yolunu tutmak. pideciye ''abi ne kadar çıkarsa o kadar olsun diyip, pidenin içindeki kıyma oranını onun insiyatifine bırakmak. karşı masaya geçip, ustanın kıvrak hamur hareketlerini izleyip, biran önce pişmesi için sabırsızlanmak...

    herşey bittikten sonra ''eve gidince hemen poşetten çıkar, hamur olmasın'' öğüdünü aldıktan sonra koşar adımlarla eve gidip buz gibi ayran eşliğinde aile fertleri ile günün en güzel anını yaşamak.

    herşey çok güzel, herşey daha samimiydi belki o zamanlar.

    edit: şimdilerde de çoğu kişinin yapabildiği bir eylem olabilmekle beraber, yalnız yaşayan bir erkeğin yapması zordur.
  • yapmak için çocuk olmaya ya da 80'lere ışınlanmaya gerek olmayan eylem.
  • samsunda hala devam eden eylem.
  • sadece işçilik için para ödeyerek,
    dilediğiniz hamur içini götürüp fırına teslim etmek suretiyle,
    içinde eser miktarda malzeme bulunan pideler tüketmek yerine, malzemeye doymayı sağlayan ramazan adeti haline gelmiş uygulamadır.
  • ankarada hala öyle yapılıyor. nezaman gitsem ailemin yanına, babam iç hazırlar, pideciye götürür sonra alır gelir. anneciğimde çay demler yada ayran çalkalar ohhh misss ev böyle pide kokar...
  • yaz kış fark etmeden pazar akşamı ritüeli. aile bir araya gelir annenin yaptığı iç fırına gider. evden giderken hala aynı tembih ama '' kenarsız olacak unutma bir de çıktığı kadar''.
  • "abi ne kadar çıkarsa" koşulunun büyük bir hata olduğu eylem. fırıncı eğer tanıdık değil ise, ya da tanıdık olup tanışıklığın sebebi müzmin kazıkçılığı ise parça başına ücret aldığından, daha fazla pide çıkartmak için pide içlerini azar azar koyarak damak zevkimize müdahale edebilecektir. bu noktada en doğru hareket, evdeki bireylerin pide yeme potansiyellerini hesap ederek "ben x tane pide istiyorum sayın fırıncı" gibi ifadeleri yöneltmektir.
hesabın var mı? giriş yap