• fatih'in hüküm sürdüğü devirde orta avrupa'da osmanlı ordusunun perperişan edildiği savaş, yükselme döneminde bir bozgunun tarih kitaplarında şık görünmeyeceği öngörüldüğünden milli eğitim tarafından yok sayılmaktadır..
  • osmanlı tarihinden itinayla silinmştir. okumak isteyen ingilizce wiki'ye başvurabilir. fatih sultan mehmet'in ordu başında olmaması en büyük şansıdır.
    https://en.wikipedia.org/wiki/battle_of_vaslui
  • “haç’ın -1475 yılına kadarki-, hilal karşısındaki en büyük zaferi.”

    bugünkü romanya’nın vaslui kentinde 10 ocak 1475’te, fatih sultan mehmet’in başında olduğu osmanlı imparatorluğu ile iii. ştefan’ın (bkz: ştefan çel mare/@strumbannfuhrer2) hükümdarlığındaki moldova prensliği arasında meydana gelmiş bir savaştır.

    savaşa katılan güçler konusunda bir mutabakat yoktur. şöyle ki; başını moldova ve macaristan’ın çektiği kaynaklar osmanlı ordusu mevcudunu 120 bin olarak açıklarken, haçlı güçlerini 48-50 bin civarı (40 bini moldovalı) göstermektedir. türk kaynakları ise, 60 ila 80 bin kişilik bir imparatorluk ordusundan bahsederken, haçlıları yine 40-45 bin civarı olarak alırlar. osmanli ordusunda 20 bin bulgar askerinin de olduğunu düşünürsek, okumalarim sonucu –şahsen- osmanlı ordu mevcudunun 60 binden kesinlikle fazla olduğunu ve 80-90 bin civarında olacağını düşünüyorum. buna karşılık çoğunluğunu moldovalıların oluşturduğu (40 bin) haçlı güçlerinin mevcudu 45-50 bindir. bunların 5 bini sekel (bkz: sekel/@strumbannfuhrer2), 2 bini leh ve 2 bin kadarı da macardır.

    savaşın başlıca sebepleri olarak; doğu avrupa’da nüfuzu artan osmanlı imparatorluğunun baserabya ile ilgilenmesi, fatih’in ileride lehistan ve macaristan’a yapılacak saldırılar için burayı üs yapmak istemesi ve moldova hakimiyetindeki kili’nin (bkz: kili/strumbannfuhrer2) stratejik durumu gösterilebilir. bu savaş sebepleri, moldova’nın (boğdan) - doğal olarak - eflak gibi vassal yapılması anlamına geldiğinden, ştefan önderliğindeki moldova’nın osmanlı ilerlemesine karşı durması savaşı kaçınılmaz yapmıştır.

    hadım süleyman paşa komutasındaki osmanlı ordusu moldova topraklarina hic de elverisli zaman olmayan aralık ayında(1474) ulasmis. yilin mevzubahis zamaninda sonbahar karlarinin uzerine zaten kis sogugu da bindigi icin osmanli ordusu yonunden sefer hic de iyi baslamamistir. ayrica moldova krali ştefan’ın baserabya topraklarındaki işe yarar her şeyi osmanli ordusunun yararlanmamasi icin yakıp yıkması ve hatta su kuyularını bile zehirlemesi, imparatorluk ordusunun ilerleyişini iyice yavaşlatmıştır. bunlarla da yetinmeyen ştefan, hayvanları ve savaşamayacak durumdaki yerel halkı ülkenin kuzeyindeki dağlara tahliye etmiştir.

    osmanlı güçlerinin ilerleyişi kış yüzünden son derece zorlaştığından, hadım süleyman paşa savaşı sona götürecek hamlenin başkent suceava’ya yürümek olduğunu düşünmüş ve bu kapsamda, haçlı ordusunun kampı olan vaslui’ye doğru harekete geçmiştir. vaslui’ye girmek için üzerinden topların ve fazla sayıdaki askerin geçmesi olanaksız olan bir nehir üzerindeki köprüden ordusunu geçirmek zorunda olan paşa, karşı kıyıya keşif yapmaya gerek bile duymadan ştefan’ın pusuda beklediği kıyıya yürüyüş emrini vermiştir. burada belirtmek gerekir ki; söz konusu kıyı savunma yapmak için son derece elverişli bir yer olup, etrafı dağ ve ormanlarla çevrilmiş bir vadiye çıkmaktadır. buna ek olarak; karşı kıyıdaki toprak bataklık ve piyade manevraları için son derece elverişsizdi.

    10 ocak 1475 gününün soğuk ve sisli sabahında yorgun ve öncesinde sağanak yemiş moralsiz osmanlı güçleri ile haçlı ordusu arasındaki savaş başlamıştir. toplarını ve okçularını kıyıya hakim tepelere yerleştiren ştefan, ordu bandosunu vadi ortasında çaldırıp, süleyman paşa’ya tüm haçlı güçlerinin burada olduğu izlenimini yaratmayı düşünmüştür. gerçekte ise, bandonun olduğu yerde sekelleri yerlestirmis ve moldovalılar savaş başlangıcında ştefan’ın planı gereği hemen dağılmak üzere arkada beklemistir.

    yemi yutan süleyman paşa, piyadeyi sesin geldiği yere sürünce, hakim tepelerden 3 farkli yönden osmanlı güçlerine top ve ok ateşi başlamıştır. sonrasında, hafif süvarileri ile vur kaç yaparak osmanlı saflarını bozan ştefan, sis olayını da lehine çevirmeyi başarmıştır. köprünün diğer tarafında işlerin kötüye gittiğini gören osmanlı süvarilerinin karşı kıyıya geçmek için topluca köprüye yüklenmeleri, köprünün yıkılmasına neden olmuş ve birçok atlı boğulmuştur.

    karşı kıyıda tüm hızıyla süren savaşta durum, o an için 5 bin sekelin 7 bin osmanlı piyadesini durdurması ancak sonrasında taktik gereği vadi içine geri çekilmesidir. bu yemi de yutan süleyman paşa, sipahileri de sahaya sürerek tüm hızıyla kendisini neyin bekledğini bilmediği sisli vadinin içine dalmış ve bu sırada ştefan tepelerdeki birlikleri de dahil olmak üzere tüm haçlı ordusuna hücum emri vermiştir. bu esnada bile borazancıları sürekli farklı yerde kullanan ştefan, osmanlı saflarında büyük bir koordinasyon eksikliğine neden olmuş ve düzensizce yapılan hücumlardan bir şey elde edememistir.

    osmanli ordusu, 4 gün süren savaşın son 3 gününü moldovalı ve leh süvarilerinden kaçmakla geçirmiştir. yine de en sonunda, dobruca’da süvarilere yakalanan osmanlı birliklerinin akıbeti –doğal olarak- ölüm olmuştur. savaş meydanında komutanı hadım süleyman paşa dahil 40 binden fazla ölü bırakan ve ordusundaki tüm asilleri –gazi evrenos ailesinden isa bey’in oğlu hariç- kazığa oturtulan osmanlı güçleri, kurulusundan beri o zamana kadarki en büyük mağlubiyetini tatmıştır.

    bu durumu, racova savaşı’ni sonra saraya gelen venedik temsilcisine “gelmiş geçmiş en büyük türk yenilgisi” olarak anlatan ii. murat’ın karısı mara brankovic’in (mara hatun) sözleri ve savaş sonrası ştefan’a papa tarafından verilen “champion of christ” ünvanı bu savı desteklemektedir.

    son söz olarak; fatih zamanında yaşanan ve o zamana kadarki gelmiş geçmiş en büyük osmanlı yenilgisine tarih kitaplarımız pek yer vermez. bunun sebebi, ştefan dahil bircok fatih'in rakibinin bir sekilde bitirilip bircok ulkenin osmanli'ya katilmasidir. ancak her seye ragmen, bu buyuk savasin bilinmesinin yararli olacagini dusunuyorum. inaniyorum ki bu savastan gerekli dersler alinsaydi, zenta felaketi yasanmazdi.

    racova'ya benzer diger bir yenilgimiz icin:
    (bkz: zenta savaşı/@strumbannfuhrer2)
  • battle of vaslui olarak kings and generals tarafından belgeseli yayınlanan savaştır. tarihimizden itinayla silinmiş olması son derece enteresan. kaynaklarımıza göre bir sene sonra akdere muharebesinde boğdan prensliğine karşı zafer kazanılmıştır.
  • varlığını bile bu başlıktan öğrendim, lanet olsun.
  • şu videolarda animasyon eşliğinde anlatılan muharebedir:

    https://www.youtube.com/watch?v=rq9it37ug20
    https://www.youtube.com/watch?v=vbmlcymsg18
  • iii. stefan'ın vur kaç taktiğini osmanlı'ya uyguladığı savaştır. bu taktik ilk kez bir türk ordusuna uygulanmış ve başarıya ulaşmıştır. bu savaşta bir ayrıntı da var ki iii.stefan savaş bandosunu ayrı yere ordusunu ayrı yere göndererek 40000 kişilik osmanlı ordusunu bozguna uğratmıştır. sisli havada savaş bandosundan gelen ses yönünde hareket emri veren (bkz: hadım süleyman paşa) hayatının hatasını yapmıştır.
  • bu savasin milli egitim mufredatinda bulunmamasinin nedeni bellidir: sonuca etki etmedi.

    sonucta uc rumen prensligi; eflak, bogdan ve besarabya turkiye'nin eline gecti mi gecti. bu savasta zafer kazanan komutan stephan cel mare'nin kilici topkapi muzesinde mi muzede. e daha ne? yani sah ismail de yavuz'un diyarbakir beylerbeyini yendi. onu da pek anlatmiyoruz. onun da sonuca etkisi yok cunku. zaten orta ogretim mufredatinda fatih donemi epi topu iki sayfadan ibaret. istanbul, trabzon, mora, eflak, bogdan ve otranto'nun fethi; otlukbeli zaferi ve kirim'in anavatana katilmasi hepsi toplam iki sayfa!

    ama sizi de kirmasinlar tabi. 1475'te bir turk ordusu romanya'da pusuya dusurulmustur yazsinlar. niye? bilmiyorum ama yazilmasini cok istiyorsaniz yazsinlar.
  • üniversite birinci sınıfa kadarki tarih derslerinde müfredatta yer almayan savaş. belki tarih bölümünde bile yoktur.
hesabın var mı? giriş yap