• tamam film inanılmaz, süper bir film değil. kendi tarzında ise iyi denebilir rahatlıkla. bir de sebebini bilmediğim bir şey var, açık konuşacağım. çocukken izlediğim e.t. filminde beri ilk kez bir filmi izlerken cidden gözlerim yaşardı. çok etkileyiciydi, ağlatan filmdi falan demiyorum. abi bildiğin, atlas sinemasının ortasında ağlayacaktım bir kaç kere kendimi zor tuttum. çok saçma geliyor düşününce şimdi de o zaman da noluyo la dedim öyle işte itiraf etmek istedim görüşürüz.
  • ya demiyim diyorum ama bizimkiler yapmadı mı buna benzer bişey geçenlerde. neyse konuya dönersek eğer ki su katılmamış bir odun,bir sami, bir granit taşı değilseniz bir gülüp bir üzülerek geçicek film. sahneler, renkler falan deseniz süper. çocukla kız böyle birbirine tam uyan adeta kedi gibi tipler. alıp evde bir köşeye koyup sıkıldıkça bakasınız gelir. ama sağlam kafayla bakınca ağır bir yapaylık var filmde. bazı şeyler sanki sırf daha çok nasıl duygu sömürürüz düşüncesiyle konulmuş. 'film aq bu, tabi abartı olcak yavşak' dediğinizi duyar gibiyim terbiyemizi takınalım lütfen. olmamış işte eğreti olmuş biraz. ilkokul mezuniyetine smokinle giden çocuk gibi olmuş. sonuç; izlerken iyi hoş da bitince ağızda anca bir eh tadı kalıyor.
  • ölümü bekleyen bir kız, anne ve babasının ölümünde onların cenazesine katılamadığı için boşluk içinde başkalarının cenazelerine katılan sorunlu bir genç ve aralarında beklenmedik ani bir aşk.

    sanırım filmin muadillerinden tek farkı duygu sömürüsüne kaçmadan sevimli iki gencin saf aşklarına odaklanması ve sadece bunu işlemesiydi ancak bu da sevimlilikten öte seyir açısından ne yazık ki pek de tatminkar değildi. açıkcası kendimi bir çocuk filminin içindeymiş gibi hissettim. keyifli anları vardı ama filmin sonunda neydi bu şimdi film miydi demekten de kendimi alamadım. tatlı ama yavan bir filmdi.

    film duygu sömürüsüne kaçmadığından , seyirciyi dinamik tutmak adına, hikayenin özünün çeşitli metaryallerle zenginleştirilmesi gerekirdi. kurgu zenginliği şarttı. ancak bu dikkate alınmayarak öykü fazla basite indirgenmiş ve filmin etkileyiciliği epey bir sekteye uğramıştı. beklentilerin asla karşılanmadığı orta karar bir film olarak hafızalarda yer etti kısaca restless.

    fllmin hikayesini zenginleştirmekten bahsetmişken buradan kastımız asla bir hayalet oyun arkadaşının hikayeye dahil edilmesi değil pek tabi, ama sanırım yönetmenimiz zenginleştirmeyi bu yönde algılamış ve bu hayalet kahramanı hikayeye dahil etmiş. gus van sant neden böyle bir film çekti amacı neydi, elephant , mala noche, milk gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni neden bu kadar basit bir hikayeyle ve neden bu kadar basit bir tarzda film çekmeye karar verdi anlamak çok güç..
    sant dinlenmek istedi sanırım..
  • komizünlü film. "güzel anılar gibi hüzünlü, hüzünlü şarkılar gibi güzel"*. senaryosu klişe olsa da işleniş olarak orijinal ve dokunaklı. sarkastik diyalogları, duru oyunculukları, şirin oyuncuları, komizünlü müzikleri ile filmekimi 2011'de izlediğim en güzel filmlerden biriydi.

    -keşke senin için baharı getirebilseydim. daha çok şey yapabilseydim.
    -yaptın zaten.
  • aklıma fazlasıyla harold and maude'u getirmiş film. tam olarak olmasa da; depresif, ölüm takıntılı çocuk - ölmek üzere hayat dolu kadın çifti olarak düşünülünce benzer sayılabilir.

    yine de kıyaslanamaz filmler, çünkü restless iddasız, sevimli ve ortalama bir film iken harold and maude cesur, vurucu ve kült bir filmdir. yine de, gus van sant'ın şanssızlığı, harold and maude'u izlememiş olsam, bu filmi beğenebilirdim.
  • sonunu bile bile izlenen ender filmlerden. oldukça naif bir anlatımla, güzel müzik ve görüntülerle sıkılmadan izliyorsunuz.

    --- spoiler ---
    annie:kuşları anlat bana enoch.
    enoch:ne?
    annie:şarkıcı kuşlar. sabahları ne için ötüyorlardı?
    enoch:hergün yeniden yaşadıklarını farkettikleri için şarkı söylüyorlar.
    annie:seninle tanıştığım günden beri her sabah şarkı söylüyorum.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    dramatik ve sıradışı olmayan bir konusuna rağmen akide şekeri gibi bir film, akılda kalıcı sahneleri mevcut. hiç olmadı, cadılar bayramını kutlamaya kalksam ne giyeceğim konusunda iyi tüyolar aldım.

    --- spoiler ---
  • gariplikleri sıradan, sıradanlıkları garip gösteren, oldukça başarılı bir filmdir.
  • karakterlerin bebek yüzlü ve masum görünüşlerinden dolayı saf ve zarif bir film diyebilirim ama bu beğendiğim anlamına gelmiyor çünkü nedense beğenmedim. sanat filmlerinin yavaşlığına sahip ama sanat filmi değil. klişe desek klişe sayılmaz haksızlık etmeyelim. başarısız sayılmaz ama yönetmenlik harikası hiç değil. görüntü ve sanat yönetmenliği biraz daha iyi olsa belki bu kadar düz bir film olmazdı diye düşünüyorum. çünkü duru filmleri sevmemin en büyük sebebi görüntünün güzelliği olur genelde benim için ya da müzikler de olabilir izlememe sebebi tabi. beklentiyle izlediğimden mi böyle düşünüyorum bilmem ama sevemedim olmadı.
  • bu işte bir saçmalık var. nerden nasıl çıkıp geldiği konusunda hiç bir fikrim yok fakat o kadar uzaklaşmış da olamaz, hisler hala sıcak. söyleyin ağalar beyler : bir kimse diğerinin iç sesi nasıl oluverir? yuhh diyorum yuhaaa. nasıl da ben söylemeden yazmış hemen de. kıskançlık yapıyorum fakat adam hislere mütercim tercüman. gider misin lütfen, burası bize bile dar! teşekkürler!!!
hesabın var mı? giriş yap