riyaziye

• (bkz: matematik)
• bulmacalar sayesinde ogrenilen eski kelimelerden birisi
• matematik gibi saglam matematik gibi oturakli bir bilimin sanina yakismayacak derecede oynak, cilveli bi laf. kim icad ettiyse kiniyorum. ne o öyle kiz ismi gibi.
• arapçada spor da demektir.
• kadın ve riyaziyenin netameli ilişkisine dair bir teori oğuz atay'dan gelsin:
  
  "ve aslında kadın denen o anlaşılmaz mahluk, müphem arzularının menşeini, esaslı riyaziye muadelelerinin girdabında teşekkül ettirir. bana kalırsa, kadınların, riyaziye ilmine ait mudil esaslara umumiyetle yabancı oluşu, erkek milleti için hayırlı neticeler tevlid etmiştir. ben-i adem, riyaziyeyi, gündelik hayatın kolay yaşanması ve yüksek zevklerin tatmini için kullanmıştır. riyaziye, kadınların eline geçseydi, müthiş bir silâh olarak insan saadetini tehdid eden bir tehlike haline inkılâp edebilirdi."
  (tehlikeli oyunlar, s. 86)
• hendese'nin yakın arkadaşı.
• bir ismet özel şiirinden merak edip anlamına baktığımda beni şok eden kelime.
  
  “.. riyaziye esaslarını sevişme denklemine uygulayışım bana bağırıp çağırdı resmi ağız kurallar bu uygulamayı dışta tutmayı âmir dedi..”
  
  (bkz: savaş bitti)
  
  bana bu kelimenin anlamının matematik olduğunu söyleseler, “seni çılgııın, hadi oradan!” diye terslerdim. ki matematik benim hayatımın merkezindedir. bir yerden de mi kulağıma çalınmadı? şöyle bir anlamı varmış gibi geldi bana insanın içini hoşnutsuz eden hissiyat. tam bu ve bu minvalde bir anlam bekledim. bundan sonra matematikçilere seni riyaziyeci diyeceğim, eğer onlar da benim kadar cahil değillerse şaşıracaklarına inanıyorum.