• " eğer annemin bir sevgilisi olmuş olsaydı, hayatımı her çeşmenin başında susuzluktan ölerek geçirmiş olmayacaktım"
  • "kimse kendini tek başına mutsuz hissetmek istemez."
  • uçurtmalar adlı kitabını çok beğendiğim yazar.
  • intihar mektubunun son iki cümlesiyle hatırladığım, her şey ve hiçbir şey olmakla övünen adam: "çok eğlendim, teşekkür ederim. hoşçakalın."
  • fransız yazarı ilk ‘onca yoksulluk varken’ adlı romanıyla tanıdım.. asıl adı romain gary olan fakat kimsenin yazdıklarıyla ilgilenmediğini görünce emile ajar takma ismiyle tekrar yazmaya başladığında romanları çok satmaya başlayan bir yazar. bu isimle dört roman yazıyor ve üstüne üstlük bu sayede fransa’da bir kişiye yalnızca bir kere verilen goncourt ödülünü iki kez alıyor.. bunu da intihar ederken yazdığı mektupta açıklıyor.. ne yazık ki toplumun körlüğü bu kadar acı ve aşikar. yahudi olarak doğan romain gary, kitaplarında hayatını yansıtıyor adeta. yahudilerin çektiği acıları, fransayı, ii. dünya savaşı sonrasını, açlığı, sefaleti, aşkı görüyoruz romanlarında.. ve bunca kötülüğün içinde romanlarının olmazsa olmaz insan ve hayat sevgisi okurken içinizi ısıtıyor. yaşadığı dünyayı ince bir eleştiriyle sorgularken, bir yandan da ona dört elle sarılan ilginç insanlar var bu hayatlarda.
  • hayatımda diğer yazarlardan hep çok daha farklı bir yerde olacak olan yazar. geçen gün cennetin kökleri ` : les racines du ciel` kitabını okurken rastladığım " afika'daki en büyük utançlarımızdan biri olan bu devşirme fransızcadan tiksiniyorum" sözü ile kendini bir çok yazardan ayırmış hayran olunası insan.
  • onca yoksulluk varken ve şafaktaverilmiş sözüm vardı gibi muhteşem romanların yazarı. polonya asıllı, fransız. onun döneminde onu tanıyarak, en azından yanından bir kere geçmiş olma saadetiyle yaşanabilir...
  • 1914 yılında doğmuş, çok güzel romanlar yazmış ve 1980 yılında da kendi hayatına son vererek aramızdan ayrılmış olan muhteşem fransız yazar. edebiyat dünyasının vitrinlerinden birisi olmuştur hayatı yüzünden. onca yoksulluk varken, şafakta verilmiş sözüm vardı, polonya'da bir kuş var gibi çok güzel kitapları vardır. serseri aşıklar filminin başrolünden de hatırlayacağımız jean seberg'in eşidir. gerçi ayrılmışlardır ve hatta romain gary'nin, jean seberg'in ölümünün ardından intihar ettiği söylenir.
  • kendi olmaktan sıkılan yazar. 1979'da emile ajar ve romain gary'nin aynı kişi olduğunu anlamayan edebiyat eleştirmenlerini yerden yere vuran bir mektup yayınlayarak intihar etti. tam metnini can yayınlarından çıkan onca yoksulluk varken kitabının sonunda bulabileceğiniz mektubundan bir detay:

    "sil baştan yapmak, yeniden başlamak, bir başkası olmak, en can attığım şeylerdi. hiçlik, boşluk, yele kapılmış bir yaprak ve içimde mutlak özlemi. belgelenmiş yaşamımın dışında, gizli tuttuğum bir sürü yaşam daha vardı, ama benim gibi eski bir serüven meraklısı hiçbir yaşam biçiminde doyuma ulaşamadı. gerçek şu ki, ben insanın en eski eğilimlerinden olan maymun iştahlılığın tutsağıyım. öylesine bir yaşama açlığı da vardi ki, tüm biçim ve olanaklarıyla her yeni tat bu açlığı daha da azdırmaktan başka işe yaramıyordu. hep bu çelişik ve apansız itkilerim, beni durmadan oraya buraya attı. sanıyorum ki, ruhsal denge açısından, paçayı hep cinsellik ve en gelişmiş kimlik değiştirme aracı olan romanlarla kurtulabildim. her zaman bir başkası oldum."
  • " gece üşüdüm, kalktım ve onun üzerine bir battaniye daha örtmeye gittim. "
hesabın var mı? giriş yap