• elektronik, soz icermeyen* bir desormais sarkisi..

    donnie darko ya da requiem for a dream havasi sezilir..
  • ruin "her" slowly demesine ragmen yavasca dinleyeni mahveden sarki denilemeyecek melodik birsey..

    (bkz: hanim jiletimi getir)
  • iki tane fransiz pic'in* turkiye'deki bir adami alkolik yapmak icin kurduklari bir tezgah. lakin adam direnmek, ama yine de bir iki tek atmak*
  • bir gece yarisi words never spoken ile beraber loop yapma cesareti gosterdigim şarkımtrak, melodik neşter. manyak oldugumun kaniti, olsun..
  • ilk ingiliz astronotu sir george mchundred'in zaman ve mekanda bagimsizlik konulu arastirmalari icin venuse gittiginde duydugu seymis bu. sonra dunyaya donup tesadufen bunu duydugunda jeff buckley olup nehirde kaybolmus..
  • her defasinda yeni birseyler buldugum sozde monoton sey..

    (bkz: trouble every day)
    (bkz: aldigin su hayat fena degildir ustu kalsin)
  • o mu benim ben mi onunum anlayamadigim, hicbirseyin yerini alamayacagi sarki..

    edit : sarki degil "sey"..
  • ismi başka güzel, hissi başka güzel desormais grubunun 2002 çıkışlı climate variations adlı albümlerinin üzerine çok konuşulmasına ve yazılmasına müsaade etmeyen şarkıları. o yüzden biraz grup ve albümler hakkında konuşup şarkının kendisini ekliyorum. 2001 yılında kurulan desormais'in müzik etiketleri deneysel, saha müziği, soyut, ambiyans, elektronik. yani kısaca karanlık müziklerimizden. bahsettiğim albüm grubun ilk albümleri ve sonrasında da 2003 ve 2005 yıllarında iki kayıt daha yapıyorlar. 2003'teki kaydın ismi de bir garip: iambrokenandremadeiambroken... 2005'te ise kayıp arkadaşlarına mektuplar gönderiyorlar: dead letters to lost firends. insanın aklına ölü doğmuş bebekler düşüyor.

    şarkının içinde olduğu albüm grubu oluşturan kanada montreal'de yaşayan mitchell akiyama ve cincinnati'de yaşayan joshua treble'ın (camiada bilinen diğer ismiyle tony boggs) bir başlarına, yalnız ürettikleri parça parça sesleri aradaki mesafe boyunca uzadıkça uzayan sanal ve kısaldıkça kısalan gerçek paylaşımlarıyla bir araya getirmesinden oluşuyor. dünya üzerinde yaratılmış ve hatta şu anda yaratılıyor olan çok çok daha etkileyici albüm kapakları olduğunu biliyorum ama bu albümün kapağı sanki hatırlamaya çalıştığımız tuhaf bir rüya gibi olan o buğulu yumuşak renklerinden midir yoksa bana çocukken düştüğüm buzlu nehri ve bir anda tüm dünyayı yitirme hissini hatırlattığından mıdır nedir hep gözümün önünde olsun istediğim bir resim. cd'nin üzerindeki daireler arasında yürüyüp giden ve kısa bir süre sonra gözden kaybolacak olan o arkası dönük çocuksa galiba albümün özeti oluyor. tadına kendisini yapan iki kişinin arasındaki uzaklık mı sinmiş ne olmuş kestiremiyorum ama şarkı uçuşup duran her şeyin arasında herhangi bir şeymişsiniz gibi sizi uzayıp giden ve genişleyen bir boşlukta şöyle bir dolaştırıp, döndürüp geri getiriyor. daha doğrusu aklınızda, hayalinizde, bedeninizde uçuşan, dolaşan, saran, dönüp duran herhangi bir şeyleri biriktirip size geri getiriyor. sarhoşken katetmeye çalışılan mesafeler gibi; etrafında döndüğümüz hep kendi bedenimiz oluyor.
hesabın var mı? giriş yap