• sabretmek; sonunda güzel şeyler olacağına inanılarak gerçekleştirilir.
    tahammül etmek ise sonucunda pek hoş şeylerle karşılaşmayacağını tahmin ederek var olan sürece katlanmaktır.

    sabretmek tercih, tahammül etmekse mecburiyettir.
  • şuan iki duyguyuda cok ağır bir şekilde omuzlarımda hissediyorum. ikisi aynı andada olabiliyor.
    cunku tahammul etmek zorundayım durum bu noktada ve tahammul etmeye sabretmeliyim.
  • başlangıçta anlayışla sabrettiğiniz durumlar sürekli tekrarlanmaya başladığında tahammül etme niteliği kazanmaya başlar.
  • dünyanın en zor işi sabretmek ,mutlulukta sabırdan geçer
  • sabretmek gönül işidir, tahammül etmek ise mecburiyet..
  • sabrın sonu selamettir tahammül bir erdemdir sonu yoktur....
  • sabretmekte alçak gönüllülük, tahammülde kibir vardır.
  • sabretmekte bir dinginlik, bir kabulleniş, bir sükunet vardır. tahammül etmek ise zoraki yapılır ve çoğu zaman içsel olarak ve fiziki olarak da kabullenilmediği belli edilir. bir dışa vurum vardır.
  • beklemekten bıkıp yorulan, fırsatı kaçıracak fakat sabredip ümit kesmeyen kazanır.

    sırça köşk, sabahattin ali
  • sabretmek sonunda güzel şeyler olacağını düşünerek yapılan pozitif bir eylem. tahammül ise mevcut olumsuz durumlara göğüs germek, kendini zorlamak şeklinde yapılan özünde negatif bir eylem. aynı zamanda sabretmek bir erdemdir. bununla ilgili birçok atasözü vardır. sabreden derviş muradına ermiş, yada sabrın sonu selamettir gibi sözlerden güç alır, saha çok sabretmeye gayret ederiz.

    düşündüm ama tahammül ile ilgili söylenmiş bir atasözü bulamadım, belki vardır ben duymadım.

    olumsuz bir eylem olduğu için belki de hiç söylenmiş bir söz yoktur. tahammül bitince büyük patlama olur, o güne kadar içimize attığımız herşeyi kusarız karşımızdakine. yıkıcı olur, üzücü olur.
hesabın var mı? giriş yap