• sozlerine uygun, gec bosalan bir sarkidir.

    "we must take our time
    and last it through til dawn" diyen bir sarkinin zaten 3 dakikada bitmesi ayip olurdu...
  • uriah heep'in 16 dakika süren, masalsı müzikal dokusuyla insanı içine hapseden, klasikleşmiş eseri. özellikle ken hensley'in mükemmel hammond partisyonları ve bas gitar inanılmaz bir uyum içindedir. grup müziği "işte bu!" dedirtir insana.
  • zimbabve'nin başkenti harare'nin eski adı.
  • bir ucundan diğerine 1.5 saatte rahatlıkla yürüyebildiğiniz, 16 - 40 yaş arasına kesinlikle faydasız ingiliz kasabası. katedralinin yanısıra yerel radyosu da ünlüdür. ingilizce yaz okulu öğrencisi değilseniz günübirlik ziyaretin yeterli olacağı yerleşke...
  • kasabanın kucuklugune oranlayınca devasa buyuklugunde kalan salisbury katedrali bu yerin en ve tek enteresan ayrıntısı. kasabadan az uzaklaşınca düzlüğe cıkıldığında ikinci enteresan şey ise stonehenge. ki ingiliz milleti stonehenge'i en buyuk tarihi mirası olarak canı gibi benimseyip, korumakta dolayısıyla yabana atmak haksızlık olur. bir de sehrin icinden avon nehri geciyor ki gormek icin ekstra efor sarfetmeye gerek yok zaten karşınıza cıkıyor bir yerde. neyse ingiltere'nin guneyinde yaşayan, okuyan her hangi biri için guzel bir cumartesi aktivitesine ev sahipliği yapabilecek bir kasabadır. kasabanın tamamnını gezmek sanırım totalde 1 saat 10 dakika filan suruyor. o denli kucuk. ama sevimli, enteresan, tarihi, gizemli filan diyelim. salisbury katedralinin içinde magna carta kalıntılarına rastlamak da kasabanın son enteresan ögesi.
  • peki neden salisbury?

    harare'nin bir dönem salisbury ismini almasının nedeni, ingiltere'nin özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında afrika kıtasında sömürgecilik yoluyla ele geçirdiği, el koyduğu topraklarda büyük katkısı olan, ingiltere'de üç kez başbakanlık, dört kez de dışişleri bakanlığı yapmış olan ve tam adı robert arthur talbot gascoyne cecil salisbury olan diplomat ve siyaset adamıdır..
  • ingiltere'nin wiltshire bölgesinde; londra'dan 2 saatte ulaşılabilen, 750 yıllık katedraliyle meşhur şehir.

    şehrin içerisinde dolaşmak için herhangi bir ulaşım aracına ihtiyaç yok, zira yürüyerek her yere ulaşabilirsiniz. şehre yarım saat mesafedeki stonehenge kalıntılarına ulaşmak içinse tren istasyonu ve otobüs duraklarından yolcu alan tur otobüsleri bulunuyor. şehirde bulunan katedral, 123 metre uzunluğunda bir kuleye ve çalışan en eski mekanik saate sahip. aynı zamanda günümüze ulaşan 4 magna carta kopyasından en iyi korunanı bu katedralde sergileniyor.
  • gayet sıradan bir ingiliz kenti. stonehenge'e gitmek istiyorum derseniz tur fiyatları yaklaşık 20 sterlin'di yanlış hatırlamıyorsam. pek görülmesi gereken bir yer değil, gerek yok yani. katedrali hakikaten çok büyük ama genel anlamda oraya gideceğinize atlayın tren'e veya national express'e londra'ya gidin.
  • sadece cumartesi geceleri,o da yalnızca downtownda olmak kaydı ile gece geç saatlere kadar eğlenebileceğiniz mekanlar bulmanız mümkün.genelde sessiz,sıcak kanlı insanların yaşadığı küçük şehir.dil okulu veya stonehenge ziyareti gibi kısa süreler için gidenler sıkılmakta haklıdır.uzun süre yaşadığınız zaman ciddi şekilde kendine bağlayan şehir aynı zamanda.

    uptown a doğru çıkarken sağ tarafınızda kocaman arazilere doğru bakan banklar görüp neden orda olduklarını anlayamayabilirsiniz,akşamüstü saatlerini bekleyin,özellikle hava bulutluysa ömrünüzde bir daha göremeyeceğiniz renkleri o manzarada göreceksiniz.şehrin büyüklüğüne göre ulaşım ücretleri oldukça yüksek gelebilir,haklısınız da,kaldığınız yerden biraz erken çıkarak yürümeyi tercih edin,bir kaç gün sonra önünden geçtiğiniz evlerde yaşayanların size selam verdiğine şahit olursanız şaşırmayın,o kadar küçük bi yer ki dil okulu öğrencileri dışında pek gelen giden yok.

    kısa dönem kalacaksanız problem değil,zaten international diğer öğrencilerle (ki rusları tavsiye ederim) kaynaşırsınız,gece dışarı çıkmak istiyorsanız the chapel iyidir.

    bunun haricinde londraya 2 saat 15 dk gibi bir mesafede otobüsle.araç kiralayıp bu süreyi 1.5 saate indirebilirsiniz.londra'nın karmaşasından uzak,olde english havasını başka yerde zor bulursunuz bu şehrin.tadını çıkarın.

    fotoğraf çekmek,kendinizle başbaşa kalmak için mükemmel bir yerdir.aracınız varsa sabaha karşı stonehenge civarında içmek de ölmeden önce yapılması gerekenler arasında.
hesabın var mı? giriş yap