• ilk öykü kitabı olan gelin başı, can yayınları'ndan çıkmak üzere olan genç yazar... varlık dergisi'nin düzenlediği yaşar nabi ödülleri'nde dikkate değer bulunmuşluğu, hayvan'da ve birgün'de çalışmışlığı var. tabi iki çift lafın belini kırmışlığımız da cabası...
  • ilk kitabı "gelin başı" bugün itibarıyle kitapçılara dağıtılmış olan genç yazar. henüz 23 yaşında olmasına rağmen mükemmel öyküler yazmış kişi. varlık dergisinde düzenlenen öykü yarışmasında "kayda değer" bulunmuştur ve kitabı can yayınlarından basılmıştır. yarışmaya girmeden önce öykülerinin bir kaçını okuma fırsatı bulmuştum. kesinlikle okumaya değer.
  • kalem gücüne dayanan oldukça iyi betimlemeleri sayesinde karakterlerin detaylarında yaygın psikolojik izler bulduğumuz basit/naif kahramanlarını keşke alevilik, kadın, cinsellik, kent-köy çatışması gibi klişe konuladan birazcık daha sıyırabilseydi ya da en azından her öyküsünde aynı koku alınmasaydı.

    bunun yani sira,

    "ilk öpüşte aşk" başlıklı öyküsündeki müjde ar vs türkan şoray anlatımının yeraldığı, bu iki mihenk taşı ile neredeyse sinemamızın kısa tarihini yazacak kadar etkili 2-3 sayfayı okurken, eminim yerli sinemayı azıcık da olsa takip eden her türk ustune bir de ahu tuba tarifi istemistir.
  • gaste'dedir kendisi artık.

    not: ayrıldı.
  • yedi tepeli ask adındaki tiyatro oyununda yazdığı bölüm ile tartışılan yazar...

    istanbul üniversitesi gazetecilik bölümü mezunudur. öğrencilik zamanlarında penguen, yeni harman, hayvan gibi dergilerde ve kara kutu, kaygan zemin gibi fanzinlerde yazıları yayınlanmıştır.

    kaygan zemin' de yazdığı; "iç sesim dış sesimi döver" başlıklı yazılarından derlediği öyküleri, yasar nabi nayir gençlik ödülleri' nde "dikkate değer" görülmüş ve akabinde ilk öykü kitabı olan gelin başı, can yayınları' ndan çıkmıştır.

    yeraltı edebiyatından uzak olmakla birlikte, özellikle kadınların günümüzde baskılardan kurtulmaya çalışan iç dünyalarına, duygusal göndermelerini açıkça (hatta çoğu zaman cesurca) ortaya koyabilen bir üslubu vardır. bu cesarete, toplumumuzda günden güne artan muhafazakarlık düşünüldüğünde önümüzdeki yıllarda ihtiyaç duyacağımız açıktır. ülkemizdeki tabuların tartışılabilmesi bağlamında, seray sahiner gibi bir türkiye kadınının açık görüşlülüğü ve tartışma yeteneği örnek alınmalıdır...

    düne kadar tek tek bile lafı edilmesi ayıplanan alevilik ve bekaret konularının ikisinin birden aynı oyunda adının geçmesi dahi, ortalığı karıştırmaya yetmiştir. burada eleştirilmesi gereken yazarın ele aldığı konular ya da bu konuları yorumlayış şekli değil, aksine bir tiyatro eserinin ve yorumunun; "faşizan", "ahlaksız" vb. söylemleriyle linç edilmeye çalışılmasıdır....

    (bkz: http://www.haberler.com/…-ask-a-ara-verildi-haberi/)
  • adını duyunca aklıma iki tane kocaman siyah göz gelir. anası göz olarak doğurmuştur sanki. üstelik görmeyi bilen..kıpır kıpır, üretken. can..
  • ikinci kitabı hanımların dikkatine bugün can yayınlarından çıktı. artık gidip bir tane imzalatırız şuh kadın seray'a.
  • tv8 kitap kulübünde tesadüfen bir söyleşisini dinlediğim genç yazar. dolu dolu, akıcı ve güzel konuşuyor. espirileriyle de oldukça sempatik bir profil çizdi gözümde. medya ve sinema geçmişi de varmış. okumaya karar verdim.
  • iki kitabını da geçen hafta okuma fırsatını buldum. çok güzel bir kalemi olduğu kanaatindeyim. daha çok kitap yazsın. daha çok kitabını okuyalım.
  • bugün tüyap'da kitap imzalattığım şahıs. ama, hal ve tavırlarından ötürü, biraz snob gözüktü bana. bilemem. bir de, artık heyecandan mıdır yoksa kahveyi özlediğinden midir nedir, habire önündeki bardağı* yudumluyordu.
hesabın var mı? giriş yap