20 entry daha
  • eğer konu erkek kişisinin söylediği yavşak yavşak yalanlarsa;hatun siklemez bile,susar,akıllıdır.gün gelir ki kol,bacak,kafa olarak geri dönecektir o yalanlar.
  • bu yalanların sona ereceği günü bekleyerek yapılan asıl şey, karşınızdaki yalancının kendini geliştirmesine, olayı büyütmesine giderek bütün yüzsüzlüğüyle farklı konseptlerde yalanlar söylemesine mahal vermektir. ama o an için önemli olan ne dediği, neden dediği, olayın önem değeri.. bunların hiç biri değildir. o an tek bişi vardır beyninizde yankılanan ''bunu bildiğimi belli edersem yapmam gereken arkamı dönüp gitmek olmalı, bunu yapabilicek miyim?'' işte buna cevapta ne kadar ertelenirse ertelensin eninde sonunda '' başlarım böyle işe, onsuz yaşarım tabi onla mı doğdum ben'' şeklinde gelir zaten.
  • karşılaştıgınız belki de en iyi ilişkidir. mutlusunuzdur. o da sizinle mutludur. herşey istediginiz gibi gitmektedir. birgün gelir kafanıza geçmişle ilgili birşeyler takılır. evet, dogru olduğunu bildiğiniz şey sizi çok üzecektir ama sineye çekmeyi göze alıp sorarsınız. gözünüzün içine baka baka yalan söyler ruh ikiziniz olduğunu düşündüğünüz kişi. o an siz ona yalan söylemediğiniz için artık aslında ruh ikiziniz olmadığını farkedersiniz. aslında acı da olsa gercekleri duymaktır istediğiniz. ona güvenebilmek istersiniz. artık ruhunuzda bir çentik açılmıştır. ilişkiniz ise ruhunuzun üzerinde kayan sicim gibi inip çıkarken hep o çentiğe takılıp durur zaman zaman. aynı yalanı yine dinlersiniz. çentik biraz daha derinleşir. tekrar tekrar olur bunlar. ta ki sicim çentikten kurtulamayana dek. sonra ilişkinin bitiminde çentiğinizi gösterirsiniz. artık ruhunuza kırılması için son darbe gerekmektedir. yine yalanları dinlersiniz. bitmiştir kırılmıştır ruhunuz. mutlu kal dersiniz. siz ne kadar mutsuz olsanız da. yıllar sonra neden diye sorarsınız. o da kendine göre haklı oldugunu düşünür. onu yalan söylemeye mecbur bıraktığınız zırvalıklarını saçmalar. bi süre kendinizi suçlarsınız, çok mu üstüne gittim diye. ona göre gerçekleri söylese ilişkiniz bitebilirmiş olduğunu dinlersiniz. susarsınız... sanki şimdi bitmedi mi diyecek olursunuz,boğazınıza o sicim tekrar düğümlenir, ruhunuz zaten iki parçadır. kaldı ki güvenmediğiniz kişiyle bırakın ilişkiyi, yolda bile yürümek tedirgin edicidir. vedalaşılıp yollar ayrılır. insanlara güveninizin bir kısmını da bırakıp gidersiniz.
  • bu durumun tersi vardır ki, öyle bir anda "sevgilinin yalan söylediğini bilmek" istenecek en mucizevi dilektir. sevgilinin söylediği gerçeklerin, yalandan daha yıkıcı olması...
    yalan söylenir, bu ayrı bir kişiliksizlik konusudur belki ama, bazen öyle şeyler duyarsınız ki, bunlar öyle bir gerçekliktir ki, arkadan vurulmanın acısını çıkmayacak şekilde bir yerlere monte eder sevgili...
    denilebilecek tek şey; senin gerçeklerin, varsa benim yalanlarımdan daha kahpece...
    her haltı yiyip sonra da bunları dile getirmeyi dürüstlük(!) sanan birinden, bazen yalanlar duymak isteği dahi doğabiliyor...
    sevgilinin yalan söylediğini bilip de suskunluğa gömülmenin en ıstıraplı anı, "seni seviyorum" derken yaşanıyor. bir zamanlar bir vahiy gibi algılanan bu iki kelimenin, insanlık tarihinden bu yana söylenegelen bir yalan olduğunu düşünmeye başlayıp, hiçbir zaman hiçbir kimseye artık güvenemeyeceğinizi hissediyorsunuz.
    sevgilinin yalan söylediğini bilip de susmak, eğer ki sevgiliyle devam edilecekse, yeni yalanlar hem de daha irilerinden ve olgunlarından bir kokteyl olarak sunulacak sonra da sittin sene kabızlık yaşanacaktır.
  • o aleviymiş ben sunni. olmazmış birlikte, yapamazmışız. onca zaman ne yaptık ya? aslında çok seviyormuş da, alevi olduğu için olmazmış işte.

    söylediği son yalandı, sustum.

    hesap kitap meselesi değil, ikiyüzlülük hiç değil yalan söylediğini bilip de susmak. sadece söylediği yalanın ne olduğuna bağlı. hem susmak bazen tüketilecek kelimelerden daha anlamlı.
157 entry daha
hesabın var mı? giriş yap