• beğendiğim filmdir.

    spoiler......
    ece-cenk ve faruk-merve diyalogları arasındaki geçişlerde iki ayrı evrene girip çıkmış gibi oldum. bambaşka iki dünyaydı. faruk-merve birbiriyle kafa dengi, çalışkan, hayata hakim tipler. ece ile cenk de kendi aralarında kafa dengi, ikisi de şımarık, sadece canının ne istediğine odaklanmış tipler. bu cenk ve ece benzeri tiplerin gerçek hayatta birey olarak bi skim olduğu görülmemiştir.

    spoiler.....

    nehir erdoğan'ın bacaklar efsaneymiş. bunu gördük. saç, makyaj oynadığı role çok uygundu.
    faruğun takım elbise çok iyiydi.
    hastanedeki polis ok iyiydi.
    serseri tayfa iyiydi.
    tardu çok iyi oynamış.
    ilker kaleli bazı yerlerde akmadı ama fena değildi. yakışıklı çocuk.
    merveyi oynayan kimse tamolmuş.
    leyla ile mecnundaki adamı tanıdım hemen.
    kılıç iyiydi.
    karaköy ne olmuş öyle, baya bi eğlence ortamı. bi eski haline bak bi de şimdi bak. otoparklar zaten 15 lira mı ne olmuş, otopark parasından olanları anlamıştım zati.
  • recep ivedik ile aynı zamanda gösterime girmesi gişe açısından silsile'nin şanssızlığı olabilir ama sinemaseverler için aslında şanstır. ayaklarımı uzatarak rahat rahat izlediğim güzel bir filmdi silsile. abicim eğer bu entry'i sinema salonunda hangisine gitsek yaa dilemması içerisinde okuyorsanız içinizdeki osuruğa gülen adamı siktir edip bu filmi seçin, sonra okursunuz devamını.

    türk sinemasının son yıllarda düştüğü sanat filmi veya gişe filmi ayrımlarına sapmadan sıkmayan, gişeyi de siklemeyen bir film çekmiş abimiz. he nehir erdoğan'ın memeleri bir kaç saniye ekranda kalsa belki bir kaç yüz bin daha seyirci toplardı ancak iyi ki yapmamış ki dikkatimizi hiç dağıtmamış. oyunculukları ile hikayesi ile ve en önemlisi diyalogları ile kaliteli bir filmden söz edebiliriz. sinir uçlarına dokunan bir kaç sahneyi klasik türk duygu sömürüsü olmadan yapmış olması da büyük bir başarıdır ayrıca. içeriğe hiç girmiyorum özellikle yalnız herifler için* güzel bir akşam aktivitesi. iyi seyirler.
  • olmuş bu film. aslında geçmişte de yapılan filmlere bakınca, gerilim konusunda başarılı olduğumuzu düşünmeye başladım. diğer başarılı yapımlar için.

    (bkz: vavien)
    (bkz: küçük kıyamet)
    (bkz: ev)
  • oldukça güzel olan filmdir. konusunu beğenmeyenler ya da bu türk filmi buna gidilmez diyenler fazla olsa gerek ki salonda sadece 3 kişi vardı, bu durumu bilhassa en başta gözetledim tek o salonda olacağıma hiç girmeyip çıkıcaktım allahtan yaşlı bir kadın vardı sonra film başladıktan 10 dakika sonra herifin biri daha geldi ve içim anlamsızca rahatladı. neyse filmde dikkatimi çeken şey ise avukat mervenin süper hazır cevap olmasıydı neden böyle bir arkadaşım yok diye hayıflanmadım değil. nehir erdoğan fena oynamamış, güzelliğine gelecek olursak kıyafeti seksi ama kendisini önceleri de beğenmezdim bazıları bacakları çok güzel demiş ama bol damarlı, incecik bacaklardan hiç hoşlanmam. faruk isimli şahsın ortama hakimliği, karizması, tavırları çok doğal, asıl oğlanımız ise tipik zengin çocuğu havası ve ses tonu taşımakta rolünü yakıştırdım. çekimler hoş, film boyunca hiç sıkılmadım hani gününüz boş yapacak bir şeyiniz yoksa gidin kafanız dağılır, iyi vakit geçirirsiniz. unutmadan filmin en başında çalan müziği bulamadım süperdi bilenler yeşillendirsin. bu filmi izleyipte beğenenler bu türün örneklerinden olan kulüpte bir gece ya da orijinal adıyla night at the golden eagle filmini öneririm.
  • geçen hafta ancak izleme şansı bulduğum film. şu entry'lere tanımla başlama kasıntısı gerçekten sıkıcı hal almaya başladı. tanımla başlamayınca da hep diken üstüne yazıyor insan. artık o huzursuzluktansa tanımı yapıp rahat etmek daha mantıklı geliyor.

    --- spoiler ---

    günümüz istanbul'unu oldukça iyi yansıtmış güzel bir durum filmi izlenimi bıraktı bende. öncelikle filmin mutfağı ile ilgili pek bir bilgim yok. fragmanda tardu flordun ve psikopat rolünü yan yana koyunca haliyle merak ediyor insan. ve ayrıca ismail abimizde bu filmde varsa gidilir izlenir dedim. recep saçmalığının 5-6 salonu işgal ettiği şu günlerde gişede destek olmak da işin raconunda var haliyle.

    film ile ilgili uzun uzun sinemasal analizler yapmayacağım. öncelikle konu oldukça ilginç ve her istanbul sakinin başına gelebilecek nitelikte. bunun yanısıra karaköy'de başlayan yağmaya dikkat çekmesi de oldukça güncel bir yaklaşım. böyle bir iskelet, iyi diyalog yazımı ve görüntü yöntemenliği ile gayet başarılı iş olabilir. bu film ise tam not almasa da yaklaşmış, gelecek türk sineması için umut vaad etmiştir.

    öncelikle, ikili diyaloglar biraz uzun ve izleyiciyi kendine tam bağlamıyor. hal böyle olunca ister istemez filmin akışkanlığını bozuyor. bu sebeple sıkılanlar olabilir izlerken.

    bir diğer eleştiri noktası ise gerçekçi bir istanbul yaklaşımına tezat oluşturan, oturmamış karakter yapıları. o kadar şoktan sonra oradan ayrılmamaya and içmiş aşık kadın ve hayır sen değil ben teslim olmaya gideceğim meselesi ile olayı daha teatral ve doğrucu davut haline getiren aşık adam. gerçekte böyle değil biraz behzat ç diyorum o noktada başka birşey değil. eğer karakterler zaafları olan gerçek insan profili ile örülseydi bu anlamda filmin gerilimine katkıda bulunabilirdi.

    ve bir iki plan sekans eklenseydi film daha lezeetli olurdu. hep öyle bir beklentiyle izledim desem yalan olmaz. (bkz: çipetpet ama lezzetli değil)

    son olarak tardu flordun artık benim gözümde kendini ispatlamış bir oyuncudur. özellikle hastanede polisi bağladıktan (iş bağlamak anlamında) sonra polis odasından o keyifli çıkışı ve sevgilisinin telefonun kılıç'ın cebinde çaldığı andaki tepkisi on numaraydı.

    --- spoiler ---

    netice itibarı ile eksiklerine rağmen iyi filmdir. özellikle günümüz komedi ağırlıklı türk sinemasında cesaretle çekildiği için gişede desteklenmelidir diyor huzurlarınızdan sıvışıyorum efenim. sağlıkla kalın. saygılar.saygılar.
  • bir gecede değişir her şey mottosunu kendine yakıştırmış olan film.
    hikaye çok başarılı. filmin her anında gergin bekleyişimiz sürüyor.
    oyuncuların herbirini izlemek büyük keyifti. özellikle tardu flordun ve aytaç uşun karakterleriyle bütünleşmiştiler.
    serkan keskin yine kendisine hayran bıraktı. "abi sakin!"

    --- spoiler ---
    filmin her şeyi özetleyen giriş sahnesi favori sahnemdi. topuklu ayakkabılar, güzel bir kadın, hoş bir adam, karşılaşma ve ikinci adam. sahnenin devinimini sağlayan müzik ve ağır çekim. film, daha ilk dakikalarından sizi mutlu edeceğinin garantisini veriyor.
    --- spoiler ---

    uzun lafın kısası hak ettiği ilgiyi gişede de görmesini umduğum, çok beğendiğim film. gözünüzü kırpmadan izleyeceksiniz.
  • ikinci yarıda hafif kopmalar olsa da, türk filmlerinde pek yansıtılamayan o rahatsız edici gerilimin gayet başarılı yansıtıldığını düşünüyorum. filmi izlerken en çok serseri tayfanın bu kadar gerçekçi yansıtıldığına şaşırdım. (birkaç kere o tayfayla muhattap olmuş biri olarak)
  • --- spoiler ---
    biraz eksik kalmış bir filmdir sanki.
    hatta adı silsile değil de 'aksilikler' olabilirmiş, zira silsile diyince insanın aklına, ortadan gelişen ve bir yerde durup tüm geleceği bitiren bir konu gelmiyor.
    aksiyon, polisiye, dram, aşk ve biraz da olaylar olaylar..
    --- spoiler ---
  • filmin zayıf halkası ilker kaleli. serkan keskin'nin karakteri de senaryo olarak biraz altı boş kalmış ne yazık ki.

    filmin geneline bakacak olursak, pek dizi takipçisi olmadığım için nehir erdoğan'ı hep duyar hiç dikkat etmezdim ama bugünden sonra bu hatun bir projenin içindeyse o işi özellikle takip edeceğim. aynı şey tardu flordun için geçerli. canlandırdığı karakteri resmen uçurmuş helal olsundur.

    şu film de oyuncuları çıkart nehir yerine scarlet johansson'u ilker kaleli yerine ryan gossling, tardu yerine bruce willis falan koy dünya çapında gişe manyağı olur du. o derece kaliteli bir film tek sorunu türkiye'den çıkmış olması ne yazık ki...

    not: @randomnick güzel bir bilgi paylaştı; filmin başındaki şarkı ryan gosling'e ait. seslendiren de ryan gosling'imiş...
  • beğenmedim.

    "çok yakın iki arkadaş, aynı kadını sevmeleri ve gelişen olaylar" gibi çok özgün bir konusu var, gerçekten. ama ben filmin konusunu, senaryosunu boşverip filmin oyuncularına laflar hazırladım.

    filmin başrol oyuncusu ilker kaleli, "aman abi bu filmde çok karizmatik görünmeyelim, kızlar bana hasta olmalı." demiş ve kendisini on polat alemdar gücünde kasmış. bi adamda hiç mi mimik olmaz, o kadar olay yaşayıp hiç mi duygusal yönden bi değişim geçirmez; film başladı aynı ifade, bitti aynı ifade. nehir erdoğan'ın da filme bir şey kattığı söylenemez. hele, nehir erdoğan'la ilker kaleli'nin karşılıklı diyalogları çekilir gibi değildi; "beni bırakıp niye gittin, şimdi niye döndün?", "ben onu değil, seni seviyorum.", "vay ben keyfimden değil, adam olmak için gittim." vesaire... bu diyalogları akasya durağı'nı yazan adam bile yazmaz.

    filmin elle tutulur tek yanı olan tardu flordun; zengin, iş bitirici, çapkın, başkalarını çok da siklemeyen faruk karakterini adeta yaşayarak oynamış. evet, filmi izlenir kılan tek şey tardu flordun'un oyunculuğu.

    filmi bir futbol takımı, filmdeki oyuncuları da futbolcu olarak düşünürsek; serkan keskin'e esas mevkiisi sağ açık olmasına rağmen stoper oynatılmasını yadırmayan görev futbolcusu, ilker kaleli'ye normalde ilk 18'e bile girememesi gerekirken teknik direktör torpiliyle oynayabilen sol açık, nehir erdoğan'a yeteneği kısıtlı olmasına rağmen çok çaba sarfederek bir yerlere gelebilmiş baki mercimek, tardu'ya ise, ligden düşmemeye oynayan takımını tek başına sırtlayan ve sezon sonunda çok daha iyi bir takıma transer olacak olan, takımın 10 numarası diyebiliriz.
hesabın var mı? giriş yap