• henüz kendisiyle tanışmadığını anlayıp otobiyografisini yazmaktan vazgeçmiş, biyografi kurallarına uyarak da birinin gelip onun hayatını yazmasını bekleyen, yazılarında kendisinden hep üçüncü tekil şahıs olarak bahseden yazar.
  • http://www.sinemsal.com/ bu da gelecek vaad eden bu cici yazarın web sayfasıdır.
  • tanıdığım en erken uyanan kızıl mavi bir canlı türü.
  • ilk kitabı lakuna'yı yakında kitapçıların raflarında göreceğimiz şair.
  • sinem sal'ın yazılarından alıntılar;

    bir kuşun havalanması için iki kanadı birbirine değmemeli. siz bundan ayrılığı anladınız. ben uçabilmeyi.

    hepimizin içinden masanın üstünde duran bardağı alıp fırlatmak geçiyordu. yapmadık. ses çıkardı. ses çıkarırdık. birileri duyardı. bunun yerine hepimiz masanın üstünde duran bardağı sessizce ağzımıza alıp çiğnedik. kimse; ama kimse bilmiyor.

    işte sen de busun. aceleci kargaların gagaları tarafından kozası zamansız yırtılmış bir kelebek. tek kanadın yok senin. olmayacak da… bu yüzden sen uçmayı hiçbir zaman öğrenemeyecek olan tek kelebek olacaksın. ve ben karşılaştığımda seninle, yeniden renklerine aldanacağım. uçmayı bir türlü beceremeyen, bir yerden bir yere gidemeyen o sahte tek kanadına hiç durmadan kanacağım her seferinde. üstelik bu aldanmak, hiçbir yere götürmez insanı.

    duş almak için banyoya giriyorsun.omuzlarında vişne çürüğü izler...tadı güzel midir ki?ne garip değil mi, insan kendi tadını bilmiyor ve hiçbir zaman öğrenemeyecek.

    omzumda vişne çürükleri ezilmiş bahar gecesinde annem olsa reçel yapardı ben dokunamadım bile

    içimde donmuş bir musluk kendi içine akıp duruyor

    unutmak, yalama olmuş bir kapının pas tutmasıdır. ne yapsan açılmaz artık

    gözlerimde eriyen hiçbir buzul seyreltmez dudağımdaki tuz tadını

    o sıkışmışlığı hiç bilmedin sen oysa. çekiç ve örs arasında sıkışanları hiç görmedin. hayır, ben sana ezilenlerden ve parçalananlardan söz etmiyorum. çekiç ve örs arasında sıkışıp kalan manzaralardan, sahnelerden, arka planlardan, iki göz kırpması arası geçen vakitten söz ediyorum sana.

    su bulanık akıyor akşamın mahremine balıklar kum altında sevişir

    bense sesimi harcıyorum artanıyla alacak bir sözüm kalmadı

    nedendi burnumdan esirgediniz
    kokunuzu oysa ben saç tellerinize asılıydım
    incecik bir cam parçası gibiydim
    dokunsaydınız kırılmazdım

    an, anı olduğunda değişmez takvimi.

    çok geçmez üstünden, bir baş ağrılı gece kadar en fazla
    bir şairin dizesinden birine sığışmak için
    hepimizi büyük bir kötülüğün koynuna bırakacaklar
    yazık! ithaf yanında imza gibi kalacak o adamların adı

    hepinizin içinden içi geçecek
    kurumu dökülmüş, kış bitirmiş sobalar gibi dinleneceksiniz
    yazık!

    bu rüyayı hayra yoracak su bulamadık ikimiz de

    belki yarın size tüm bunlardan söz edebilirim
    ama bugün, dilini yutmuş bir kilidin kapısıdır
    sadece kendime açılır
  • edebiyatci meslektas. kitabi cikacakmis bir de, beklemedeyiz.
  • lakunası çıkmış olan yazar/şair.
  • şiirlerini kendi sesinden dinlediğinizde başka güzel gelen, şiirlerinin önüne geçmeye çalışan öyküleri olan yazar, şair. kadıköy’de her sokakta başka duygu saklıdır ve tıpkı bir insanda olduğu gibi bütün bu duygular iç içedir. sadece yakından bakınca ayrıştırabilirsin yaşananları, işte sinem sal’ın şiirleri de tıpkı kadıköy gibidir. onun şiirleri gerçektir, serttir, dişidir ve canı yanan bir insanın can yakan sözleridir. neden’e ve varoluş’a dair şiirlerin şairidir sinem sal.

    dergilerde başlayan yolculuğu şimdi ilk kitabı lakuna ile devam etmekte, yakın gelecekte de ilk öykü kitabını raflarda görebilirsiniz. lakuna’yı burada, kendisini ise kadıköy’de bulabilirsiniz.
  • 'cümleler kurulmaz, sadece seyahat eder.' diyor ve artırıyorum.

    ayrıca o kadar yazmışız, daha çok güzel olduğunu söylememişiz.yuh.
  • bir yazısında ''gözlerini gerçeğe kapadığında büyünmüyor önce bunu öğren. göz dediğin nedir zaten: açık bıraktığında gerçeği gören.'' diyen yazar.
hesabın var mı? giriş yap