• "kürtler bu ülkeden gaspedilmiş haklarının %1 ini almamışken" den sonrasını okumadım.

    türkiye cumhuriyeti'nin resmi dili ve eğitim dili türkçe'dir. ingilizce olsaydı ingilizce konuşulacaktı, ya da fransızca olsaydı fransızca konuşulacaktı.

    kısacası "kendi dilimüzü konüsamiyorük, foşik devlet!" diyerek gündemi meşgul etmenin manası yok.

    beğenmeyen kendi dilinin resmi dil sayıldığı başka bir yere gidebilir. kapı açık.
  • ben yazmadım da bi benzerini yapmak zorunda kalmıştım.
    ilk öğretmenliğe başladığımda, doğuda, kürtçe bilmeyen bi tek ben varım sınıfta. özgürlükçü bi insan olduğum için ilk başta bişi demedim. anadilleri sonuçta, konuşcak tabi çocuklar diyordum. lise bu arada okul. bi kaç ders sonra şikayetler gelmeye başladı. neymiş "hocam bana küfür etti." bilmiyorum ben tabi. başta da bişi dememişim. sonra sınavda kürtçe kopya vermeye kadar gitti bu iş.
    daha sonra, başka bi okulda görev yaparken, yine şansıma 20 kişilik sınıfta en az 10 kişi kürtçe konuşabiliyo, geri kalan 3-4 kişi de konuşamıo ama anlıyo. baktım ortam kontrolümden çıkmaya başladı, dedim sınıfta benim konuşamadığım dili konuşmak yasak. hangi diller bunlar türkçe ingilizce. neden hocam diyolar tabi, -yeni nesil koyulan yasakları sonuna kadar sorguluyor haklarını yemeyelim- diyorum çünkü kötü şeyler konuşup konuşmadığınızı benim anlamam lazım. nası yani hocam diyolar, diyorum ya küfür ettin arkadaşına ne yapcam o zaman. sonra hıı haklısınız hocam diyip güzel güzel türkçe konuşmaya devam ediyoruz.

    yani, küfür de edilebilir orda. öğretmen dediğin sınıfta kontrolü sağlayamazsa orda eğitim gerçekleştirilemez.

    ha bence kürtçe bilmeyen öğretmen olmamalı anadili kürtçe olan öğrencinin sınıfında ama o ayrı konu. oraya gelene kadar benim sınıfımda benim bilmediğim bir dil konuşulamaz, benim haberim olmayan bir davranış yapılamaz. (nokta)
  • almanya'da çok fazla kürt var, hadi bakalım gidin o okullarda kürtçe konuşun almanca yerine de görelim sizi.

    olum siz kafayı mı yediniz? evet gerçekten yediniz galiba.
  • bingöllü bir kürt olarak(türk genci) şu yazıyı yazıyorum. he bu arada konu sahibi bilsin kurmanci dızanım. beni istanbul da nenemle dedem büyüttü orta sona gelene kadar. nenem turkçe bilmezdi, dedemde fırçalardı onu 'torunun senin yüzünden turkçeyi öğrenemeyip kimseyle anlaşamayacak' diyerekten. ben 2 dili bilerek büyüdüm. yaşlılarla kurtçe konuştum, arkadaşlarımla turkçe konuştum ta ki nenem ölene kadar. çünkü yaşlılar ölünce turkçe bilmeyen kalmadı ve anca kadınlar aralarında dedikodu yaparken kurtçe konuşuyorlardı. he okulda ki, mahallede ki arkadaşlarımın yarısından çoğu bingol, tunceliliydi ve turkçe konuşurdu herkes. asimile edilerek değil kendimiz seçim yaparak turkçe konuştuk ve bu dil muhabbeti hiç açılmadı. kurtlerin hakkı derken işsizlik, zamlar, adaletsizlik, eğitimin vasatlığından büyük haksızlık varmı? e bu haksızlığı bu topraklarda yaşayan her kesimden insan yaşıyorsa sen daha hangi dilden bahsediyorsun be ırkçı! o çocukları kurtçeye hapsedip turklerle arasına duvar örmek istediğin için en büyük bencilliği de senin zihniyetin yapıyor.
  • resmi dilin türkçe olduğu bir ülkede, devlete ait bir okulda karşılaşılması şaşırtıcı olmayan bir uyarıdır. herkesin sınıfta istediği dili konuştuğu bir sistem nerede var, bir göstersenize...
  • türkiye'nin resmi dili türkçe'dir.

    gerisi boş laftır.

    edit: çok sular aktı, sonra kafam netleşti. bu resmi türkçe tezindeki direncim tamamen uygulama ile ilgili. bugünden yarına farklı anadilde mahkeme kurulamaz, bağlayıcılığı olan sözleşmeler yapılamaz vs. bütün bürokratik teknik engeller. bunun için bir kaç nesil süresince kademeli geçişi mümkün kılacak bir takvim lazım.
  • öğrencilerin daha çabuk türkçe öğrenmesini amaçlayarak yaptığını düşündüğüm öğretmendir. doğu illerdeki ilkokullarda türkçe bilmeyen ve öğrenmekte ısrarcı olmayan çocuklar bolca vardır. bu çocukların kendi aralarında sürekli kürtçe konuşmaları hem türkçe öğrenmelerini engellemekte hem de konuşmalardan bihaber olan öğretmenlerini doğal olarak rahatsız etmektedir. çünkü öğrencilerin diyaloglarının içeriği de bir öğretmenin kısmi olarak bilmesi gereken esaslardan biridir. yaşamlarının sonuna kadar bütün resmi işlerini yürütecek olan dili öğretmek için de bu yola başvurmuştur haklı olarak.

    üniversite hazırlık sınıfında türkçe konuşan herkes 50 kuruş bırakıyordu ceza olarak sınıftaki kavanoza. bu iki hoca arasında bir fark göremiyorum. amaçları, eğitim görülen süre zarfında etkin bir şekilde öğretmek için farklı metotlar ve kurallar oluşturmalarıdır.

    bazıları da istiyor ki hoca kürtçe öğrensin, kürtçe anlatsın dersi. yok kardeşim öyle dünya. ben eğitim hayatıma devam etmek istiyorum diyorsan bu dili öğreneceksin.
  • asıl yanlış yaptığı yeri kimse görememiştir.*
    o kurallari hiçbir eğitim fakültesi mezunu yazmaz, eşek degilse öğrenmiştir ki ogrenciye yapmamasi gerekeni degil, yapmasi gerekeni söylemesi gerekir.
    olumsuz emir kullanilmaz.
    örneğin :
    "sınıfta svahili dili konuşamayacagim" ile "sinifta türkçe konuşacağım " ayni etkiyi yaratmaz.
    ya da
    "sınıfı kirletmeyeceğim " yerine "sınıfı temiz tutacagim" yazmasi gerekiyor.
    bu durumda ilgili kisi ya gercekten öğretmen değil, ya da eşşeküstü bir angutluga sahip.
  • kürtler gasp edilmiş haklarının %1'ini bile alamamışkenmiş.ulan islamcılar ve kürtler kadar iyi mağdur edebiyatı yapan yok.şöyle üç beş basit olay dışında bir seküler türk olarak bende olup da kürtte olmayan ne hak var acaba.
hesabın var mı? giriş yap