slacktivist

• sosyal medya ile paralel gelisen yeni bir aktivist cesidi. burada bolca laf gecirilen iste ne bileyim feysbukta falan "bilmemneyi kurtalarim'' ya da ''bilmemhangi sirketin bunu yapmasini engelleyelim'' tarzi bir gruba uye olup sonra ya cok fazla ilgi ya da caba gosteremediginden ya da istegi olmadigindan sonrasinda bunu geleneksel (halayli) eylemlerle, gosterilerle desteklemeyen insanlar bu slactivistler. negatif tinili gibi duyulsa da, su asagidaki nedenlerden cok da negatif algilanmamasi tavsiye edilendir:
  #18284026
  bi de soyle birsey var, shoppers of the world unite diye:
  http://www.time.com/…article/0,8599,1898728,00.html
  
  efendim aktivizm tuketim ve pazarlamayla ilgili duzeni/duzenlemeleri de degistirme odakli amac guder zaman zaman (ya da cogu zaman), ya da kisaca tuketime direnmeye calisir, bu konuda arastirma coook cok cok (lisa penaloza'nin makaleleri, vs.), bunlarla ilintili olarak internetler eksenli aktivizm/direnis hareketleri de su sekilde siniflandirilabilir:
  
  farkindalik yaratmak/yandas cekmek eksenli, duzenleme/harekete gecirme eksenli, ve etki/tepki eksenli (ki hacktivists bu grupta).
  
  vegh, sandor (2003), “classifying forms of online activism: the case of cyber protests against the world bank,” in cyber activism: online activism in theory and practice (martha mccaughey and michael d. ayers (eds)), new york, ny: routledge.
  
  online eylemlerim devam edecektir.
• slactivist diye de kullanilan ve cogu kisinin yok sonu bir yere varmiyor, yok tembeller diye suclamaktan pek haz aldigi gunumuz aktivistlerine verilen isim.
  suracikta da uzun bir tanimi/aciklamasi mevcut, ''bi halta yaramiyorsunuz'' saflarina katilmadan once bir okumakta fayda var:
  #18545805
  
  slacktivist diye yazanlar ve slactivist diye yazanlar bi ara sanirim cesitli gruplar olusturup fbook veya twitter'da kapisir. akademik calismalarda gordugum slactivist diye yazmanin simdilik onde oldugu.
• (bkz: #22020055)
• doğru yazılışının slaktivist olduğunu düşündüğüm kelime. bahsi geçen kelime ya da benim öne sürdüğüm kelime türkçe değil ama en azından üç tane sessiz harfin yanyana gelmesi bile ön değerlendirme için yeterli.
  
  tabi bu sözcüğü slacktivist diye yazanlar kadar slactivist diye yazanlar var. burada işi tdk çözmeli. yazayım en iyisi kendilerine.
  
  (bkz: slaktivist)
• türk dil kurumu'na türkçe karşılığını sorduğum kelime. bilgi edinme kanunu ve kişisel e-posta yoluyla kendilerine "ne demek efendim bu sözcük" dedim.
  
  yanıtı aynen aktarıyorum;
  
  --- resmi evrak ---
  
  t. c.
  
  başbakanlik
  
  atatürk kültür, dil ve tarih yüksek kurumu
  
  türk dil kurumu başkanlığı
  
  sayı : b.02.1.ayk.5.02.10.00-130.01/389-3708
  konu : "slacktivist" sözü
  
  sayın sosyal sorunlu
  
  ilgi: 12 eylül 2011 günlü (2011-604) belgeleriniz.
  
  yazınızda geçen "slacktivist" sözü için kurumumuzca herhangi bir karşılık kullanılmamaktadır. bu yabancı söz için uygun bir karşılık bulunması konusu ilgili kurullarımızca ele alınacaktır.
  bilgilerinizi rica eder, dilimize gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim.
  
  prof. dr. şükrü halûk akalin
  türk dil kurumu başkanı
  
  --- resmi evrak ---
• ingilizce slacker (tembel, uyuşuk )ve activism (eylemcilik) sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuş, internet ve sosyal medyada yaygın eylemcilik biçimi.
  
  insanların kendilerini iyi hissetmek, kişisel olarak bir şey yapmış olma tatminlerini sağlamak amacıyla yaptıkları pasif eylemcilik hareketlerine denir. kampanyanın bilinirliği ve çok insana ulaşması gibi bir avantak dışında, slacktivist denilen pasif eylemci için "ben zaten bu iş için bir şey yaptım" duygusu yaşatacağından, aslında yapılması gerekenlerin yapılmaması, umursanmaması anlamına da gelmektedir.
  
  internetten imza kampanyalarına katılmak, belirli bir şeyi simgeleyen kurdele ya da bileklik takmak, teröre karşı milliyetçi simgeler, renkler gibi şeyler kullanmak, politik anlamlar içerdiği belirtilen takılar, rozetler kullanmak, stickerlar yapıştırmak, videolar dağıtmak, facebook ya da twitter gibi sosyal ağlarda profil fotoğraflarını ya da kişisel bilgilerini, ilgi alanlarını değiştirerek, çeşitli gruplara ya da sanal etkinliklere katılarak destek vermek çeşitli slacktivism örnekleridir.
  
  insanların sandalyelerinden kalkmadan, kampanyaların içeriğinden bihaber olarak destek verdikleri kampanyaların adları, belki çok kişiye ulaşabilecektir, ancak altları boşaltıldığı, herkes ayrı bir yerinden tuttuğu için hedeflenen amacına kolaylıkla ulaşamayacaktır.
• bu ülkede dört şey olmayacaksın ile başlayan facebook hayatına instagram’dan davşan storisi atarak devam eden insan.
• internetin hayatımıza girmesi ile birlikte ortaya çıkan yeni aktivistleri tanımlayan kelimedir. mücadelelerini sosyal meyda üzerinden yürüten bu aktivistler genelde x için adalet imza kampanyası düzenlemek, hayvanlar için yardımlaşma grupları kurmak, bir olaya dikkat çekmek için profil fotoğrafı değiştirmek gibi eylemleri oturdukları koltuktan bir tık ile yürütürler.
  
  temel sorun ise eylemleri gibi fikirleri de sosyal medya üzerinde gelişir. yaşadığım bir olayı anlatayım size bununla ilgili;
  
  kitabevinin kapısına kışın soğuk havalarda faydalanabilsinler diye sokak hayvanları için su ve yiyecek bırakıyordum. bir gün yine vicdanımı bir kap su ile yıkarken, yaşça benden büyük bir kadın beni kaplara su koyarken gördü ve;
  
  "aaa ne hoş bir davranış, ben de kedilerim için yem almıştım biraz paylaşabilirim isterseniz" dedi.
  
  "hay hay" diyerek karşılık verdim ve bir bardak çay ikramında bulundum.
  
  buraya kadar her şey gayet normal ta ki hanım abla yerinden fırlayıp kapların olduğu yere doğru "kışt hişt kışşş kışşt" diye sesler çıkartarak koşana kadar. sese yönelip gördüğüm manzara kaptan mama yemeye çalışan bir martıyı kovalayan ablaydı. ne yapıyorsunuz acaba diye şaşkın bir ifade ile sorduğum da "kedilerin mamalarını yiyor" cevabı aldım. kediler? çünkü eylemlerini sosyal medya üzerinden yürüten bu kadın eylemlerin kaynağı fikirleri de sosyal medya ile öğrendi ve sosyal medya asla bu kadına martıları doyuran bir görsel göstererek paylaşımlarını yönlendirmedi, her zaman kedi ve köpekler vardı.