soredemo sekai wa utsukushii

• yine de dunya guzel olarak cevrilebilen yeni sezonda yayinlanan shoujo anime serisi.
• 12 bölümlük olan shoujo. aynı zamanda içerisinde supernatural, slice of life, comedy unsurları ağır basmaktadır. konusuna gelirsek yağmur krallığının prenseslerinden biri olan nike dünyayı ele geçiren güneş krallığından saldırı görmemek ve özerlik kazanabilmek adına eş olarak sunulur. güneş krallığı yağmur krallığını feth etmemek için bu şartı öne sürmüştür zira. olaylar nike nin güneş krallığına gidip livius ile tanışması ile başlar. eşi olacak adamı gördüğünde şaşkınlıktan ne diyeceğini şaşırır. bir kraliyet şaşası aşırı yoktur. zaten nike normal bir prenses değildir. anime boyunca daha elit bir hale getirilmeye çalışıldığını, düğün hazırlıklarını falan izleriz.
  animenin çizimleri güzeldir, bence şarkıları da gayet iyi idi.
  izlenme açısından boş vaktiniz varsa izleyin diyebileceğim bir anime. öyle çok ilgi çekici, güzeldir diyemem. kötüdür de diyemem zira aklıma izlerken hep kuroshitsuji geldi. ben gibi benzetenlerin hoşuna gidecektir diye düşünüyorum.
  
  --- spoiler ---
  
  anime sadece livius ile nike arasındaki yaş farkı açısından biraz kafa karıştırıcıdır. kaç yaş farkları vardır hiç söylenmedi ve oldukça merak edilesi bir durum yarattılar. akabinde livius un yanında annesi gibi duran nike pedofili bir insanmış gibi gözüktü. sonunda düğünlerini de göremedik. sanki 2. sezonu gelecekmiş gibi bitirdiler.
  --- spoiler ---
• bu mangayı 25 cilt okumak suretiyle büyük bir sabır testinden geçmiş biri olarak; seri ile ilgilenenleri bilgilendirmeyi boynumun borcu bilirim.
  
  2014 yılında yayımlanan animesi, shoujo manga severleri umutlandıracak unsurlar içermektedir: konusu ilk bakışta hafiften erkek fatma prenses ile ona bok gibi davranan ama sonra aşık olan küçük şımarık kralın hikayesi gibi görünse de, nike ile livi arasında güzel bir kimya vardır. bir kere esas kız ile esas oğlanın hikayesi shoujo'lara hakim olan "yanlış anlama"lar ve esas oğlanın dandik maçoluğu üzerine kurulu değildir; nike ile livi konuşa konuşa anlaşır. birbirlerini tanıdıkça severler, birbirlerini sevdiklerini kabul ederler, bir şeye uyuz olunca bunu birbirlerine dile getirirler ki gülmeyin, bir shoujo mangada genellikle bunları göremeyiz. nike'nin livi'den birkaç yaş büyük olması da hikayeyi daha ilginç kılmakta, karakterlerin ilişkisine farklı bir dinamik katmaktadır. mangada son derece mantıklı bir şekilde evlenmek için livi'nin biraz daha büyümesini beklemeye falan karar verirler, "eheheh /ss/ var" diyenlerin aksine hikayeye pozitif duygular hakimdir. livi gibi bir veledin arkasında kapı gibi sinsi amcasının olması gibi hikayeyi absürtlükten çıkaran detaylar da bende ayakları yere basan bir hikaye ile karşılaşacağım izlenimini uyandırdı.
  
  ancak mangasına ağır gömeceğim; işte bunlar hep spoiler:
  
  --- spoiler ---
  
  hikayenin animede izlediğimiz kısmından sonrası tamamen çöpmüş a dostlar! animede ışığı görüp bu tatlış çifti takip edeyim diye 25 ciltlik mangaya girişmeye hiç değmezmiş. bir kere manganın çizimleri kötü. herkes birbirine benziyor. herkes birbirine benzemeye başlamadan önce de herkesin suratı yamuk çiziliyor zaten. ve sonraki hikayelerin hepsi, ama hepsi "herkes nike'ye aşık olur-nike yakalanıp tutsak edilir-kral onu kurtarır-nike kötü adamları affeder-gittiği her ülkenin halkı prensesi çok sever-bu arada livi çok acı çekmiş, ona acıyın ok?" senaryosu üzerine kurulmuş. yani o kadar sayı boyunca nike'nin bir gerizekalı gibi davranmasını okuyoruz sadece.
  
  en çok kızdığım hikaye ise nike'ye resmen (bakın resmen diyorum, kabedon'lu shoujo saldırısı değil) tecavüz etmeye kalkan prens hikayesidir. hatun bunu bile affetti, orada bile sevginin gücü dedi. kızım de get! sevginin gücü kadar taş düşsün başınıza!
  
  livi'nin nişanlısı kızı resmen babası yaşında adama gerizekalıca aşık etmek için ciltlerin harcamasına değinmeyeceğim bile. sen yaş farkını yanlış anlamışsın mangaka!
  
  hikayenin büyük finali ise ortaokullu birinin yazacağı bir fantastik romanda görebileceğimiz cinsten, götünden sallamanın en güzel örneği. çeviri mi kötü, ondan mı anlamıyorum demeyin; gerçekten hikaye dandik.
  --- spoiler ---
  
  kazık kadar halinle 11 yaşındaki kızlar için yazılmış mangadan ne bekledin ki sinirleniyorsun diyebilirsiniz, ama eminim ki bunu 11 yaşındayken de okusam aynı derecede geri zekalıca bulurdum. şayet siz de animesini izleyip mangasını merak ederseniz, hiç ama hiç okumakla uğraşmayın. tomokazu sugita için izlediğim bir anime yüzünden bu kadar berbat bir hikayeyi okumayı hak etmiyordum. ayrıca bu hikaye 25 cilt yayımlandıysa japon shoujo manga endüstrisi bitmiş.