• arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz. bugün, kolaya kaçmayıp, yapımı zahmetli ve yıpratıcı ama bir o kadar da şahane bir sokak lezzeti olan sosisli yapacağız. “sosisli yapmanın neresi zahmetli?” diyecek olanlar, portakallı pekin ördeği yapsın da yiyelim. bizim elimizden bu geliyor.

    malzemeleri veriyorum:
    ~ sandviç ekmeği
    ~ sosis

    eğer siz de benim gibi sosislinin salçalı sosundan ve o sosun ekmeği ıslatarak yumuşatmasından hoşlanmıyorsanız, sosisi uzunlamasına ortadan ikiye kesin ve azıcık tereyağı koyduğunuz tavada kızartın. bu tarifteki püf noktası, ortasından ayırdığımız sandviç ekmeğini bir merdane veya oklava yardımıyla hafiften açarak inceltmek ve daha kıtır kıtır bir tat için ekmeğin iç tarafına sarımsaklı tereyağı* sürerek, sadece tereyağı sürdüğümüz kısımları tavada kızartmak.

    bu aşamadan sonra ekmeğin arasına kornişon turşu, eritilmiş cheddar peyniri, karamelize soğan, acı sos, mayonez veya hardal gibi lezzeti güçlendirecek çeşniler koymak damak tadınıza kalmış.

    * sarımsaklı tereyağı için: dövülmüş bir diş sarımsağın içine bir tatlı kaşığı kadar tereyağı koyup, macun kıvamına gelinceye kadar karıştırıyorsunuz ve sarımsaklı tereyağınız hazır.
  • biraz param ve cesaretim olduğunda dükkanını açıp, kendi yaptığım sosislerle hazırladıklarımı satmak istiyorum. maksat büyük paralar kazanmak değil. özellikle büfelerde sosisliye konulan, tadı makine yağından hallice mayonezlere inat açacağım. su gibi akıp giden, sulu salça kadar bile tadı olmayan ketçaplara inat açacağım. yanına da kesinlikle eker ayran olacak. daha doğrusu olsa süper olmaz mı?
  • turkiye'de, kuru ekmegin icine sosisi koyup, yiyilen hemen her seyin uzerine dokulmeye baslanmasi suretiyle "milli sos" olma yolunda ilerleyen ketcap-mayonez iklisini boca etmekten ibaret sanilmakta.
    oysa sosisli benim icin, bol salca sosu ve ozellikle "hardal"dir.
    oyle ki; bazen "bol hardal lutfen" diye rica ettigim, ancak dukkaninda hardali olmayan, hardal kullanmayan insanlar gordum. boyle de bilincsiz bir sosisci zihniyeti var bu ulkede.
  • nereye gittiysem ekmeğin dibine sosis koyulan , yan tarafına ketçap mayonez sıkılan yiyecek, şu ketçap mayonez o sosisin üzerine sıkılmıyor, yanına sıkılıyor. böyle rezalet olmaz. kaç kere uyardım. yapmayın dedim, hassasım bu konuda dedim. hoşlarına gidiyor bu sefer gene yanına sıkıyorlar, uzaktan izleyip gülmek için. azalarak bitecek izlenimi verip, çat diye bitsin. gece saatin 5'inde sırf bu entry'yi yazmak için yatağımdan kalktığımı söylersem, sanırım bu konuda ne kadar dolu olduğum daha iyi anlaşılır.
  • ankara bahçelievler’de eskiden cumhuriyet lisesi vardı. iki blok, bir kapalı spor salonu ve yatılı yurttan oluşurdu.

    şimdi bu okul bölünmüş. bir binası anadolu lisesi, diğeri başka bir okula evrilmiş, bilemedim.

    eskiye dönelim: cumhuriyet lisesi’nin “a blok”u fen ve mat sınıflarını, laboratuvarları ve okul korosunun çalıştığı stüdyoyu barındırırdı.

    “b blok”ta ise dördüncü sınıflar ve edebiyat sınıfları vardı. bu blok okulun “hababam” binasıydı yani ama hayatımda yediğim en güzel sosisli de oradaki kantinde yapılırdı.

    dördüncü sınıfı orada okudum, sonra “a blok”a geçtim ama çoğu teneffüste soluğu b blok kantininde alıyordum. öyle ki, üniversitede okurken dahi zaman zaman sosisli yeme bahanesiyle eski liseme uğrar, bu vesileyle kalbimde kabuk bağlamış yerleri tırnaklardım.

    sosisliye gelince…
    aynı lezzeti bir daha nerede bulabilirim, bilmiyorum. bu biraz da kayıp zamanın izinde gençliğini aramak gibi çünkü.

    fakat tarifi bende:
    o arpa şehriye biçimli tost ekmeği makinada dışı çıtır olacak şekilde ısıtılırdı. içine salçalı suda haşlanmış, kendi doğal zarında “et balık” sosisi, patates püresi, turşu ve sosisin haşlandığı koyulaşmış salçalı sostan konurdu.

    yani ne ketçap, ne mayonez, ne de rus salatası. bu malzemeler o zamanlar yaygınlaşmamıştı ki. her şeyin hala doğal olduğu yıllardı yani.

    bunları neden yazdım, anlatayım: şimdilerde eskiye dönüş “trendy” ya hani: ikinci nesil kentsoylular “köy kahvaltısı”nı yeniden keşfetti örneğin.

    ümidim o ki, belki emektar “sosisli”yi de yeniden keşfederler.
  • istanbul'a geldim geleli tunalı vitamin'dakine hasret çektiğim sokak atıştırmalığı.
  • icinde mayonez yerine patates puresi bulunan rus salatasi ile orgazmik olabilen yiyecek.
  • 10-12 sene önce orta okul zamanlarımda dershane çıkışı arkadaşlarla arada bir yerdik. öyle ahım şahım bir şey de değil ama nedense şu an canım o sosisliyi çok çekiyor. mekanın adı da tatlıcı tombak idi. sandviç ekmeğini çubuklara takıp ısıtıyordu, içine ketçap mayonezi basıp son olarak sosisliyi yerleştiriyordu. en sevdiğim yer de ketçap ve mayonezin en yoğun olduğu en son kısmıydı. ben galiba açım.
  • bilen bilir. moda’da dondurmacı ali usta’nın tam karşısında efsane sosisli yapan bir mekan vardı hotdog diye. buranın üstüne sosisli yapan yer henüz görmedim. iyi pişmiş kaliteli etten yapılmış bir sosisli, amerikan, rus ve çeşitli salataları, keptaç,mayonez, hardal, ranch sosları ile muhteşem bir tat katardı.

    mekan kapanalı yıllar oldu. bizler de 1lira yutmanın daha sağlıklı olduğu berbat sosislilere kaldık.
  • şu dönemde zor biliyorum ama gidip güzel bir kasap bulun ve dana sosis alın. böyle kalınlarından olsun.

    sonra gidiyoruz güzel bir baget ekmeği alıyoruz. sonra gidiyoruz cheddar peyniri ve salatalık turşusu alıyoruz. ( karamelize soğan yapabiliyorsanız çok daha tatlı olur. )

    aldığımız sosisleri kızartmadan önce çatal ile deliyoruz. döküm tavamız var ise bir güzel kızartıyoruz. baget ekmeği ortadan bölüyoruz ve hoşumuza gidecek boyutu seçiyoruz. ( kimine göre değişir ) daha sonra içini güzelce boşaltıyoruz. tüm içini boşalttıktan sonra çatal ile karamelize soğan yaptıysak içine tepiyoruz. yapmadıysak turşuları tepiyoruz. daha sonra içini boşalttığımız ve turşuları teptiğimiz o baget ekmeğinin boşluğuna sosisimizi yerleştiriyoruz.

    yerleştirme işleminden sonra üstlerine aldığımız cheddar peynirlerini koyuyoruz ve fırına atıyoruz. hafif eriyecek şekilde bekletiyoruz ve afiyet olsun. müthiş, pratik ve leziz.
hesabın var mı? giriş yap