• bütün mevcut olayları,durumu özetleyecek sanırım tek bir söz var,tek bir gerçek var
    (bkz: türkiyenin demokrasiyle imtihanı)
  • "yani müslüman okumuş aydın sınıf, bizler bugüne dek sesi çıkmamış gariban anadolu halkının konuşup yazan kesimiyiz" nin elestiriye maruz kaldigi entry. (muslumana vurgu bence de gereksiz, okumus aydin kisim kismi da aydin'in ne oldugu tanimindan giderek bence uymamis. anadolu halki da hep gariban degildir ama yonetici degildi bu zamana dek.)

    elestiri olarak girilen entrylerde su yon var (genel bir sorun) :

    bu yazida x yanlis. ben okumam bu yaziyi. sacmalamis. elma yerken hafif rengi degismis bir yer gorurseniz, elmayi mi atarsiniz komple cope, yoksa o kismini ayirir misiniz.

    turkiye'de muhalefet kesiminin, ozellikle chp'lilerin psikolojilerini anlamaya calisiyorum. (bunu derken, evimin, 90'li yillarda dsp li ve chp li belediye baskan adaylarinin birlikte secime girmeleri icin toplantilar yapilan bir yer oldugunu belirteyim, cocukluktan biliyorum siyasetin ne oldugunu az bucuk)

    chp 1950'ye kadar ulkeyi fiilen yonetti. sonrasi ise, hep soylenen, hep sag iktidarlar yonetti ulkeyi olayi var. halbuki, chp'nin temsil ettigi ilkeler, burokrasi araciligi ile, yasama ile ozellikle hep yonetimde idi. unutanlariniz olabilir, bu ulkede disisleri konusunda bir adim atldiginda veya onemli bir karar alinacaginda genelkurmay'a giderdi gazeteciler. gece genelkurmay'in isiklari yaniksa, acaba ne kadar cikacak denirdi.
    burokrasinin de hukumetin emrine girmesi -ki normal olanidir- chp'nin gercekten bir siyasi parti olmasi gerekiyordu.
    diger bir deyisle, daha once acigi kapatan ve chp ilkelerini uygulayan burokrasi de olmayinca, chp gercekten muhalefet yapmak zorunda hissetti kendini. buna hazir degildi chp cunku hem muhalefet olup kusurlu konularda sucu iktidarlara atmanin (50 yildir ulkeyi sagcilar yonetiyor lafi gibi), hem de ilkelerinin burokrasi tarafindan uygulanmasi bir rahatlik idi chp icin.

    su anda gordugumuz, chp yonetimi ve destekleyenlerin, gercekten fikir ureterek, halka dertlerini anlatarak, halkin destegini alarak yonetime gelmeleri gerektigini anlamis olmalari. bunun icin bir bocalama yasiyor chp, ankara'da eski mhp'li, hatay'da eski akp'li, istanbul'da eski chp'li birinin aday gosterilmesi halkin taleplerine cevap amacini guduyor (bazi secimler yanlis olsa da olumlu birsey).

    chp ve chp'lilerin kendilerine, parti ve ulkelerine yapacaklari en buyuk kotuluk, sucu disarida aramalaridir. akp'yi dis gucler, komplocular, lobiciler diye elestiren chp'liler, sucu halkin aptalligi, anlayamamazligi, gelismemis olmasi, akp'nin hirsiz olmasi ve oy calmasi gibi dis guclere atinca, akp'lilerle ilkesel olarak ayni seyi yapmis oluyorlar.

    dis gucleri (dedigim gibi akp'nin oy calmasi iddiasi bile sucu disarida aramadir, herseyin bir cozum yolu vardir, siki calisma ile bunu engellersin, ama calismak calismak calismak en onemlisi) suclamaktan vazgecin. ne veya kim olursaniz olun. dis gucler elbette kendi islerine geleni yapacaklardir. onlemini almak sizin isiniz.

    chp'lilerin yapacaklari diger bir kotuluk ise, halka net mesajlar veremeyip guclerini kaybetmeleridir. chp iktidar olunca, kurt sorunu konusunda ne yapacak, alevi ve diger dinlerden olan insanlarin yasaminda neleri degistirecek, sirketlerin denetimi ve devletin denetimi konusunda ne yapacak, bunlari net bir sekilde soyleyebilmeli. (halk yuvarlak laflari yemiyor artik, halk salak degil. ilkokul mezunu bir insana bile -egitimsiz cahil gozuyle bakildigi icin diyorum- sana cok daha fazla demokrasi getirecegim dersen, adam ne demek yani diye soruyor, net konus diyor adam).

    bir de 30 mart 2014 yerel secimleri sonrasi, kemal kilicdaroglu'nun basin aciklamasi yaparken soyledigi 'basbakanlik koltugunu isgal eden adam' lafi da kutuplastirici oluyor.

    yani, rte sunlar bunlar deyince kutuplastirici oluyor, chp baskani secmenin %49 unun destegini almis adama bu lafi soyleyince kutuplastirici olmuyor mu ? samimi chp'lilerin bir de bunu dusunmesi lazim.
  • 1- fularlarınızı çıkarın, halkın arasına karışın, halk dediğim de halk evleri ya da entel dantel mekanlar falan değil, mesela pazar yerlerine gidin.
    2- sadece sözcü, birgün falan okumayın, beklentileriniz yükseliyor sonra gerçekleri görünce stvde bayılan spikere dönüyorsunuz.
    3- ekşi sözlük, twitter'ı falan çok az takip edin, burası devlet geleneği olan ülke, öyle kolay kolay sosyalist arap cumhuriyetleri gibi goygoyla sosyal medya üzerinden iktidar yıkılmaz.
    4- şu insanları artık aşağılamayı bırakın, bu gidişle 20 sene sonra nesliniz tükenecek ülkenin yüzde yetmişi sağ yüzde 30u da pkk olacak yoksa.

    başlığı açan arkadaş müslüman sınıf ne oluyor? muhalifler müslüman değil mi? illa keskin çizgilerle mi karşı taraf algısı yapman lazım?
  • kendi içlerinde bile halt olamayanların , bi kendini müslüman sananların yaptığı davet. icabet edilebilirdi cümleye "bizler" diye başlamasaydı.

    diğer embesil ekibi de "ben istemem onları" cı. bayılıyoduk sana anasını satım.
  • %50'nin ötekileştirilme çabasını muhaliflerin yaptığını zanneden uzun cümle kurabilen aktroll beyanıdır. ulan %50'yi biz mi ötekileştirdik senin başçalanın mı? te allam ya
  • (bkz: okumadım)
  • ya çevrede olup biteni çok yanlış anlamış bir kafadan çıkmış, ya da yalanın dik alası.

    seküler beyaz türkleri, kürtleri, komünistleri vs. herkesi önemsediklerini, onları da düşünerek konuştukları, bir şeyler ürettikleri söylenmiş. hadi listenin hepsini belki sıkıldığından saymamış, buraya çok afedersiniz rumlar, ermeniler falan da girer, utanması arlanması olmayan eşcinseller falan da olur pis ibneler, müslüman bile olamayan aleviler çıkar, allahsız ateistleri falan zaten yakmak lazım orspuçocukları ya.

    neyse uzatmayayım, madem bizi çok düşünüyorsunuz da "biliyorsunuz alevi" ne oluyor? madem bizi çok düşünüyorsunuz da "çok afedersiniz rum" ne oluyor? madem bizi çok düşünüyorsunuz da aylardır böcek gibi gaz neden sıkılıyor bu insanlara? insanlar ölüyor lan, kafalarından vuruluyor.

    napıyorsanız yapın da nolur bizi düşünmeden yapın.
  • samimi olmayan bir çağrıdır. bir kere "bizler..." diye başlıyor, "...sesi çıkmayan gariban anadolu halkı..." diye devam ediyor. sivas anadolu'da değil o zaman. doğal olarak madımak da değil. bir kere gezi parkını terör eylemi olarak görmeyi bırakıp bir halk hareketi olduğunu idrak ederseniz ve başbakanın o olayları ne kadar körükleyici davrandığını görürseniz belki samimiyetiniz artar. ayrıca gezi parkı olayları azınlıkların şimdiye kadar neler çektiği hakkında ufacık da olsa bilgi sahibi olmasını sağladı muhalif kesimin. medyaya ulaşamama, halka sesini duyuramama ve devlet vahşeti. evet devlet senden yanayken bir sikimden haberin olmuyor, muhalifken zulüm görmeye başladığında farkına varıyorsun bazı şeylerin. türk, kürt, sünni, alevi, gayrimüslim ve daha sayamadığım bir çok kesimin sorunları bellidir, tarih ortadadır. sadece kendilerine daha çok söz hakkı verilmelidir.

    benim en çok üzüldüğüm durumlardan biri de budur. mecliste neden 4 parti var? neden herkes 4 partiden bir şeyler bekliyor? 30 tane kesim saydım hepsinin hakkını, fikrini 4 tane partinin savunması zaten imkansız. 1 parti hitap ettiği seçmenini bile zar zor mutlu ediyor zaten. akp'ye oy verenler "hırsızlık da yapsa oyum onadır!" diyen insan o duruma düşmekten çok mu mutludur? bence değil. ama o adam kendisini savunacak başka adam görmüyor. ben yaşamımı sürdürebileyim de o çalarsa çalsın ne yapayım diyor. aslında bu da bir çaresizlik olabilir. tam okuyamadım. olayı dramatize edip akp seçmeninin çaresizliği durumuna getirmek istemem.

    kısacası;

    muhalif olanlar => cehape zihniyeti
    iktidarda olanlar => akpli yobaz

    olay hala iki büyük kesim üzerinden dönüyor ve ortada hala azınlıklar ve diğer kesimler yok. onları temsil edenler yok.

    temsilci sayısı artsa, sorunlar uzlaşılarak ve empati ile çözülebilse zaten azınlıklar ve çoğunlukların sorunları üzerinden beslenen, ideolojik, dini veya etnik köken siyaseti ile yerlerini bir şekilde muhalif ya da iktidar olarak sonuçta meclise sabitlemiş ve kokuşmuş yapılardan kurtuluruz.

    chp olmazsa atatürk unutulurmuş, mhp olmazsa türkiye bölünürmüş, akp olmasa türban olmazdı diyemesin kimse. partiler bir şeylerin simgesi olmasın. bir parti seçmeninin beklentisini karşılayamazsa, hata yaparsa kaygı duysun. "benim zaten kemik kitlem beni meclise sokuyor" rahatlığını yaşamasın. arkadan rekabet ile dürten başkaları olsun. bunlar olmadıkça 10 sene sonra da 50 sene sonra da aynı şeyleri belli sürelerde tekrar eder durur.

    belki de en büyük sorun çeşitli vahşetlerle yıllar içinde apolitik ve hakkını arayanın sindirildiği bir toplum haline getirilmemizdir. sonuçta ülkenin ne kadarı bürokrasinin, siyasetin nasıl çalıştığını gerçekten biliyor? ülkenin ne kadarı hakkını aramak konusunda bilinç sahibi ya da hakkını aramaya önem veriyor?

    konudan çok saptım fakat sorunun daha derinlerde yattığı bir gerçek. muhalefet ve iktidardan ziyade insanların parti, kültürel, etnik, ideolojik, dini kimliklerini bir kenara bırakıp toplum olarak bir bütün olduklarını idrak etmeleri gerekli. bir yerde haksızlık varsa toplum olarak reaksiyon verilmeli. ondan sonra iktidarmış muhalefetmiş bunlar bürokratik detaylar olur. sadece devlet işlerini senin adına yapsınlar diye başkalarına vekalet vermiş olursun seçimlerde.

    bir kürt öldüğünde iyi oldu pisliğe diyen milliyetçi, türban yasaklandığında oh olsun diyen kemalist, içki yasaklandığında zaten günahtı iyi oldu gavurun tohumuna diyen dinci olduktan sonra bu ülkede partiler de böyle olur.

    toplum olarak birbirini kollamadıktan sonra "benim hakkımı savunsun" diye birilerini beklediğimiz sürece böyle çatışmalar ve çok daha kötülerini görürüz.
  • her zaman ki gibi sizler bizler diye ayrım yapan sonra da biz aktroll, paralı yazar diye laf edince ama babaçığımmm diye biyerlerini yırtan insanların çağrısı.

    ya arkadaş kafa cidden bu kadar kalın mı çok merak ediyorum çok değil daha 5-10 sene önce ki (o zaman sosyal platformlar bu kadar geniş değildi) yurt köşelerinde çok sevgili cemaatinizin 'abi' evlerin de perşembe geceleri oralet içip sohbetler düzenlediğiniz insanların beyinlerini yıkadığınız çay ocağı köşelerin de,biz ezilen tarafız,bize dinimizi yaşatmıyorlar,yok başörtüm,yok sakalım diye dert yanmıyormuydunuz?

    hayatım boyunca başörtüsüne ya da sakala karşı çıkmadım ama karşı çıkana da,sahip çıkana da saygı duydum.bunun üstünden siyaset yapıp insanları kutuplaştıranlara da kin ve nefret duydum.e şimdi daha 10 sene önce siz götünüzü yırtarken ki bence çoğu konuda haklıyken şimdi kınadığınız insanların yaptığını yapıyorsunuz.ötekileştiriyor,dini istismar ediyor,kendinizden olanları kayırırken,sizin inancınızı paylaşmıyanları tü kaka ilan ediyorsunuz.

    saygı duyulmak istiyorsan saygı duymayı öğrenmeniz gerektiğini anlamıyor,herkesin sizin istediklerinizi,kanun gibi gözümüze soktuklarınızı peki babacığım diyerek yutmamızı bekliyorsunuz.

    sen kalkıcaksın haber alma özgürlüğünü kısıtlayacaksın,medyayı tekeline sokacaksın,senden olanı besleyecek,senden olmayanı sektörden uzaklaştıracak hatta daha kötüsü iş yapamaz hale getireceksin,interneti kısıtlayacaksın,askere darbe yapacaksın,gizli tanıklar öne sürüp insanları 8-9 sene duruşmaya çıkarmadan hapise atacaksın,insanları alkol kullanıyorlar diye etiketleyip;o gevur,o yobaz,bu orospu diye yaftalıycaksın.sonra da e milli irade,yok çoğunluk,yok saygı diye kafandan ateşler çıkararak anıracaksın?

    ben çok açık birşey yazacağım bu devran dönüp dolaşacak,belki 3 belki 5 belki 10 sene sonra hükümetler,bakanlar,herşey değişecek sizin şuan nefret kustuğunuz,çok afedersin bağırta bağırta sikmeye çalıştığınız insanlar,sırtından sizi atacak ve tekrar güç sahibi olacak.işte o zaman size nefret kusmaya başlarlarsa,tekrar herşeyinizi bu sefer onlar yasaklarsa,sizin sahip olduğunuz herşeyi ellerinizden alırlarsa bunları yaptıkları için laf edebilecekmisiniz?

    ben diyorum ki bu ülkede vakti zamanında hatalar yapıldı,kişisel egolar ağır bastı ülkenin kaderiyle oynandı ama şuan mühür bu adam ve ekibinde neden bunu düzeltmiyor.herşey ağzından çıkacak iki kelimeye bakarken ortamı 1 günde yumuşatabilecekken neden yapmıyor.neden iyi niyetli değil ve siz neden iyi niyetli değilsiniz.

    insanların istediği herşey çok kolay ve basit.özgürlük,saygı ve sevgi.

    sen bunları yapamıyosan ya da yapmıyosan hatta bi de üstüne insanları kutuplaştırıp siz biz muhabbeti yapıyorsan türk insanını bile toplayamıyorsan ( ki yemin ederim dünya da bu kadar iyi niyetli bu kadar yufka yürekli bir millet yok) ne yaparsan yap sonun ya kaddafi gibi olur ya cem uzan gibi.

    binmişsiniz başınızda ki insanın kayığına onun türküsünü söylüyorsunuz,o kayık batınca sizi gene ötekileştirdiğiniz insanlar kurtaracak he artık kurtarırlar mı onu da bilmiyorum.
  • oturup çay içerek karşılıklı muhabbet etme kısmını yıllardır uyguladığım çağrıdır. bunun için çağrıya gerek yok. arkadaş seçimi yaparken siyasi görüşünü en son ana kadar bilmeden bir arkadaşlık kurduğunuzda bir gün bu kendiliğinden gerçekleşiyor zaten. sonra sırf gündemle ilgili muhabbet yapabilmek için o arkadaşlarla buluşuyorsunuz, hatta sabah uyanır uyanmaz görüşebilmek için, tartışabilmek için evden çıkıp çay&simit'li kumanyanızı paylaşabiliyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap