• ne olduğunu bi türlü anlamıyorum bunun. sportif direktör benim bildiğim bir spor kulübünde başkandan sonraki en önemli adam olmalı. hatta mevcut türk futbol düzeninde başkan neyse, sportif direktör işte tam olarak o olmalı. yani kulüp başkanı ve yöneticiler kulübün idari ve ekonomik işleriyle ilgilenmeliler. kulübün içinde bulunduğu spor faliyetleri için ise başkan yerine sportif direktör olmalı. bu kişiler çok saygın ve yetkili olmalı. en az başkan kadar değerli, karizmatik ve güçlü olmalı. teknik direktörleri o seçmeli. asla ve asla teknik direktör olarak görev yapmamalı. bunun teklif edilmesi dahi çok ama çok komik olmalı. hatta şöyle diyeyim kulüpde bunu teklif edebilecek herhangi bir mevki olmamalı. yani kulüp başkanı ve yöneticilerin 1 tanesi bile gel seni teknik direktör yapalım diyememeli (dememeli demiyorum bak, diyememeli). çünkü bu karar konusunda tek ve mutlak yetkili zaten bu kişi olmalı.

    ve ayrıca bizim ülkede şuan sportif direktörün adı kesinlikle yanlış kullanılıyor bence. asıl isim futbol direktörüdür. çünkü sportif direktör olarak görev verilen kişiler sadece ve sadece futbolla ilgilenirler. kulüplerin uğraştığı diğer spor dallarına ise karışmazlar. bir kere burada bir karmaşa var ve bu bence çok komik duruyor. sportif direktör adı altında çok taşaklı bir isim ile birini göreve getiriyorsun ama bu adam sadece futbolla ilgileniyor. başkanın sözünden çıkamıyor. geleceğin teknik direktörü olarak görülüyor vs.

    saçma yani. mevcut türk futbol ve kulüp yapısı sisteminde son derece işlevsiz bir mevki bu bence.

    ha bence ne olabilir?

    bi kere eski futbolcu veya teknik direktörlerden sportif direktör olmaz. sportif direktörün en az başkan kadar yaşı olan, karizması olan biri olması lazım. mesela beşiktaşda serdal adalıyı sportif direktör(futbol direktör demek daha doğru aslında) yapabilirsin. o işi tamamen ona bırakırsın. teknik direktör ve transfer konularında başkan ve yönetimi tamaman saf dışı bırakırsın. serdal adalı kendine genç bir ekip kurar ve futbolu yönetir. veya galatasarayda haldun üstüneli alır koyarsın o mevkiye.

    veya ingilterede sir alex ve wengerde olduğu gibi menejerlik getirirsin. teknik direktör kulübün transfer bütçesi ve ekonomisi dahil her konuda yetkili olur.
  • müdürün sportif olanı. esnek, kıvrak, atletik olması gerekir. devamlı eşofman giymelidir. içi geçmiş, yorgun bitap müdürden iyidir. iyi halı saha maçı yapar bu tipler. sportmen billy gibi bişeydir.
  • ne işe yaradığı, neye hizmet ettiği türk toplumunca* anlaşılamamış bir mevkii. aslen teknik heyetle kulüp yöneticileri arasında bir yerde yer alması ve bir bağlantı noktası olması gerekirken türkiye'de kulüp yönetimleri teknik heyetle iletişim kurmak yerine direkt teknik heyet olarak da davrandıklarından işlevsizdir.
  • christoph daum gibi bir adamın türkiye'de herhangi bir futbol klübünün teknik direktörü olarak görev yapmasını engelleyecekse kutsal bir sistem olarak anılmalıdır.
  • türk futbolunda asla doğru düzgün yürümeyecek yönetici pozisyonudur. yürüyememesinin en büyük nedeni de türkiye'deki hiçbir futbol takımında futbola karışmayan başkan olmamasıdır. örneğin aziz yıldırım fenerbahçe televizyonunda "ben bu kulübün başkanıyım, burada en büyük sorumlu benim her şeye de karışırım" gibisinden bir cümle kurabiliyorsa o kulüpte sportif direktör pasif kalır. bunun en büyük örneği de 2009-2010 sezonundaki aykut kocaman'dı.

    avrupa'ya bakarsak durum farklı. real madrid şampiyonlar liginden elendikten sonra sportif direktör çıkıp teknik direktörüyle devam edeceklerini ve yollarını ayırmayı düşünmediklerini söylüyor. ama buna benzer bir tutum asla türkiye'de bir kulüpte görebileceğimizi sanmıyorum. herkes görüyor zaten yıldırım demirören'in de, adnan polat'ın da ve aziz yıldırım'ın da nasıl futbola karıştıklarını.
  • (bkz: badi ekrem)
  • christoph daum'un türkiye'de ki kariyerini bitiren sistem.
  • galatasaray'daki anlamı şudur:
    1-)yabancı oyuncularla yerli oyuncular arasında meydana gelen kopuk dünyada köprü görevi yapmaya çalışmak
    2-)yerli oyuncularla yine yerli oyuncular arasında meydana gelen kopuk dünyada köprü görevi yapmaya çalışmak
    3-)bunları yapabilmek için de ya babacan bir kişilikle futbolculara bir abi bir baba misyonuyla yaklaşmak ki, yabancı futbolcularda böyle bir kavram olmadığı için otomatikman 1. maddeyi iptal eder, ya da hakan şükür stili cemaatçi bir çatı altında futbolcuları bir araya getirmek ki yine yabancı futbolcularda böyle bir kavram olmadığı için 1. madde iptal olur.

    dolayısıyla hagilerden sonra meydana gelen yabancıları kıskanma onlara verilen paraları çekememe gibi sorunlar sebebiyle sahada yabancılarla yerlilerin ayrı takılması sonucunu doğuran ama asla 1. maddeyi yerine getiremeyecek karakter ve yaklaşımlarla ortaya konan bir mevkidir.

    bir sportif direktör olarak hakan şükür;
    sabri, arda, ayhan, hakan balta, mustafa sarp ve gençlere abilik yapar beraber namaza zikire giderler
    elano, misimoviç, kewell'ı bildiğin daha beter küstürür, baros'u çıldırtır, cana'ya hadi lan ordan dedirtir,
    servet, g.zan, pino, neill ise bu durumu sallamaz kendi bildiğini okumaya devam eder.

    sonuç;
    eğer hagi teknik direktör olursa o da kovulur, hagi de iyice küstürülür, hagi olmaz başkası olursa o da kovulur o da küstürülür
    adnan sezgin seneye küsüp giden yabancıların kötü referans olmalarıyla inamoto, carrusca, barusso, bouzid stili yeni adamlar alır ve bu olay bir kısır döngüye dönüşür.
  • türkiye'de sadece fenerbahçe'de değil birçok takımda uygulanan yönetim biçimi. türkiye'yi istanbul'dan ibaret sanınca demek ki.

    (bkz: samsunspor)*
    (bkz: konyaspor)
    (bkz: altınordu)

    ve diğer birçok kulüpte sportif direktör bulunuyor.
  • metin tekin'e göre tanımı `makro planla sürdürülebilir başarılar hedefleyen kadro kuran kişi`dir. çok da doğrudur.
hesabın var mı? giriş yap