• hayran olduğum kadın.

    sen vampir efsanesi ve kurtadam mitiyle ilgili sadece 'vampirler kan içer' ve 'kurtadamlar kurta dönüşür' bilgilerine sahip ol, bu kadarcık bilgiyle 4 kitaplık seri yazmayı başar! bir de bunu yaparken hiç utanma, sıkılma; özgüven de hayran olunmayacak gibi değil.
  • yeni kitabı büyük ihtimalle ikindi olacak yazardır.

    (bkz: alacakaranlık)
    (bkz: şafak vakti)
  • bir yerlerde, sanırım facebook'ta şöyle bir şeyler görmüştüm.

    "sir terry pratchett zihnini yok eden bir nörolojik hastalığa tutulmuşken, stephanie meyer tamamen sağlıklı. bu tanrının olmadığının kanıtıdır."

    yorum yok.
  • harry potter fanlarından birinin* hakkında şöyle bir tweet attığı yazar:

    "j. k. rowling wrote a better love story in one chapter than meyer did in four books." yüzde yüz katılıyorum.
  • dili olsun, karakterizasyonu olsun, kurgusu olsun, o kadar başarısız bir yazardır ki bu bayan, ben rowling olsam "benim yerime bunu mu buldunuz?" diye cıngar çıkarır, dünyaya hakkımı helal etmezdim. sen git yıllarca uğraş dantel gibi işle her yerden birbirine bağlanan, her karakterin motivasyonları takip edilebilen, insanların inanılmaz gerçekçi tepkiler verdiği fantastik bir kitap serisi yaz, ondan sonra karşılarına çıkan ilk çok satan kadın fantazi yazarını varisin ilan etsinler.
  • kendisini rowling'le kıyaslamak rowling'i tolkien'le kıyaslamak gibi bir şey. lig farkı var.
  • kitaplarını bedava verseler elimi dahi sürmeyeceğim yazarımsı. rowling'le kıyaslanması rowling'e hakaret. bu kadar mı aç dünya salak salak aşk kitaplarına bilemedim şimdi. henüz kitaplarını okumamış olanlar beni dinleyin, okumakla zaman kaybetmeyin.

    peşin edit: twilight'ın ilk kitabını 145. sayfaya kadar okudum. çok pişmanım.
  • akıcı diliyle tuğla kalınlığındaki kitapları okutturabilen ancak iş karakter analizine gelince çuvallayan mormon yazardır.

    --- spoiler ---
    nevrotik, aşağılık kompleksli ana karakterimiz, muhteşemliği kafamıza kakılan sevgilisi, ortam şebeği jacob, hiçbir özelliği olmayan (karakter açısından canım) cullen ailesi ve sayfalarca laf salatası.. ben bu seriye katlanamadım artık, new moon sonrasında ara verdim. son kitap iyi duyumları üzerine dördüncü kitaba başladım ve dumurlara yelken açtım. zira ezik kızımızın bu kitapta başının göğe ermesi ve küçük dağları ben yarattım havasına girmesi, muhteşem sevgilisinin ise şen dul şaban modunda dolaşması beni iyice soğuttu seriden. bunun üzerine meyer abla üç yüz sayfa savaş çığırtkanlığı yapıp kitabı hepimiz kardeşiz bu öfke ne diye havasıyla bitirerek tuz biber ekti yaralarıma. kah sinirlendim kah sövdüm, ama şundan emin oldum ki bu seriye bulaşmamak lazım. küçük bir örnek vereyim:

    yahu hangi insan evladı geceyi birlikte geçirdiği sevgilisinin kendisini yara bere içinde bıraktığını, yastığı ısırıp yatağı kırdığını bilmez? meyer abla böyle bir insan yaratmış kafasında ki kendisi ezik kızımız olmakta. böyle bir gece ardından "aa bu ortalığın hali de neymiş" diye şaşıran bir bella görüyoruz. ikinci kitapta çok değerlisin dediği, aşık olmadığı halde ümit verip kandırdığı zavallı yerli çocuğa vampir olduktan sonra"uşt ordan küpek"diyen bir bella. bizim hayvan eziği, olmuş mu sana vampir (koyu bilal üslubu) yürü git diyorum (cevo gibi) ve kızlarda bu eziklik varken daha çok ekmek yersin derin olmayan karakterlerinle diyorum.
    --- spoiler ---

    bu arada meyer ablanın resmini gördüm, kendisi nerden baksan doksan okka çeker, bilginiz olsun.
  • çok afedersiniz de rowling ablam, bu hatunun ağzına ağzına vurur, çenesine diz atar hatta abartıp eline bile verebilir. (kolunu)
  • kendisi "ayrı dünyaların insanıyız" lafını nasıl anlamışsa romanlarında birbirine aşık kahramanlar aynı türden bile değil
hesabın var mı? giriş yap