• hayatımın sonuna kadar içinde kalmak istediğim, sessizliğin, sakinliğin, huzurun hüküm sürdüğü, uçabileceğiniz, oturabileceğiniz, düşünebileceğiniz, yüzebileceğiniz muhteşem bir ortamdır... güzeldir... hüzünlüdür... her yanınızdan sarar sizi bırakmak istemez... bünyeye iyi gelir
  • sualtında unutuyor insan… suyun yüzeyinde kalan her şeyi.., özellikle de çirkin olanları, susuz kalmışları, kuru ve soğuk anıları, hiç olmamış olmasını dilediği yaşanmışlıkları..sonra bir şarkı tutturuyor içinden.. henüz derinlere bile inmemişken, kendi derinlerinden bir ses bir nota geçiyor. suyun içinden, su gibi! düşünmüyor bile hangi şarkının daha güzel, daha söylenesi, daha çok sevilmiş ya da en çok paylaşılmış olduğunu. yalnızca geçiyor insan, geçen ilk notayla birlikte kendinden… balıklar mı daha şaşkın bakıyor kendisi mi bilemiyor, neye şaşırdığını da… bunun çocukluğundan kaldığını fark edip gülümsüyor.. sualtında bilmeden de gülebiliyor insan, sonra yine bilmeden, düşünmeden ağlayıveriyor. balıklar aynı bakıyor ama insan hep, her zaman, inadına başkalaşıyor, sualtında kendi değişkenliğine tanık oluyor. minik bir bebeğin kirlenmemiş yüreğinden az önce düşüvermiş gibi suya, suyla tanışıyor.. su deviniyor, insan duruyor..sonra dünya deviniyor, su duruyor.
    sualtında konuşuyor insan, evrenle, bilmedikleriyle.. en çok da kendiyle.. sen bir yetimsin deniz de gönüllü anne…

    susuyor insan bir daha hiç konuşmayacakmış gibi… bir daha hiç duymayacak ve hiç duyulmayacakmış gibi.. aldığı nefesten başka hesap bilmiyor , yapılmış hesaplarınsa defterini dürüyor, matematik bilmiyor, coğrafyadan geçiyor..coğrafya senden, sen kendinden!
    sen denizin içinden, deniz gözlerinden.. sen derinlerden, derin senin teninden..
    bir denizyıldızı dans ediyor, bitkiler raks ediyor, bir vals başlıyor sonra, müzik tam içinden geçiyor..yanılmıyorsun o denizatı “sana” gülümsüyor. küçük kırmızı bir balık çıkıyor karşına, o balık oluyorsun , orhan veli geliyor aklına canın rakı çekiyor, özlediğin bütün coğrafyalar bir şişeye doluyor, yazdığın mektuplarıysa artık balıklar okuyor.. tonlarca mavisin şimdi, diğer renkler kör oluyor.. şarkı yarım kalıyor, başka tüm yarımlar tamamlanıyor.. az önce dokunduğun kayalıksın sen artık, yaşam sana çarpıp çarpıp dönüyor, sen de yaşama.. bir daha.. saçların iyot, özlemlerin anoson kokuyor..
  • 1- http://i.imgur.com/v2cjofl.jpg andaman adaları / hindistan
    2- http://i.imgur.com/e5iqypd.jpg arjantin
    3- http://i.imgur.com/ssjkdbb.jpg avusturya yeşil göl
    4- http://i.imgur.com/tz7efcz.jpg bahamalar
    5- http://i.imgur.com/m3brhsg.jpg bora bora
    6- http://i.imgur.com/w0ohq48.jpg brezilya
    7- http://i.imgur.com/zckkvmk.jpg cystal nehri / florida
    8- http://i.imgur.com/5t7ti9t.jpg danko adası / antartika
    9- http://i.imgur.com/8mulygs.jpg fiji
    10- http://i.imgur.com/vifw6lw.jpg flores / endonezya
    11- http://i.imgur.com/cnx6pi8.jpg fransa
    12- http://i.imgur.com/oon24xy.jpg fransa
    13- http://i.imgur.com/yltgvrt.jpg güney afrika
    14- http://i.imgur.com/sadr9di.jpg ispanya
    15- http://i.imgur.com/onrh7ib.jpg isviçre
    16- http://i.imgur.com/ofp2prp.jpg italya
    17- http://i.imgur.com/qnm5uwo.jpg izlanda
    18- http://i.imgur.com/pprxlnd.jpg küba
    19- http://i.imgur.com/a6imcjj.jpg magdelan adaları
    20- http://i.imgur.com/3bbbdzi.jpg magdalen adaları
    21- http://i.imgur.com/sjdrebx.jpg mare / yeni kaledonya
    22- http://i.imgur.com/hvoltxk.jpg meksika
    23- http://i.imgur.com/giyc6wx.jpg nuweiba / mısır
    24- http://i.imgur.com/z7jjwqr.jpg palau
    25- http://i.imgur.com/3wv2vcs.jpg palawan adası / filipinler
    26- http://i.imgur.com/9mtat7y.jpg papua yeni gine
    27- http://i.imgur.com/8h9itef.jpg raja ampat / endonezya
    28- http://i.imgur.com/drchbnd.jpg sipadan adası / malezya
    29- http://i.imgur.com/mznjbff.jpg smalblaar nehri / güney afrika
    30- http://i.imgur.com/quhs6qy.jpg zanzibar
    31- http://i.imgur.com/fefnsb4.jpg zanzibar
  • anne karnı huzuru, keyfi ve dinginliği.

    dikkat, bağımlılık yapar.
  • ''lens olmadan bakınca göremiyorum, lens ile de gözümü açamıyorum.'' diyerek koştum kendime easybreath aldım. ağustos ayında bile ege sularında üşüyüp, keyiflice yüzemeyen bir akdenizli olduğum için de bir wetsuiti kaptığım gibi speedy gonzalesi taklit ederek ''arriva arriva'' bağırışlarıyla sualtını izlemek üzere yola koyuldum.

    maalesef belgesellerde gördüğüm; rengarek balıklarla, adını bilmediğim canlılarla, pırıl pırıl parlayan mercan kayalarıyla, muhteşem sualtı bitkileriyle karşılaşmadım. onlar yerine deniz kestaneleri, gece kayalarda içildikten sonra bazı densizler tarafından suya fırlatılan plastık ve cam şişeler, biraz çöp, az ilerde bir kamyon lastiği, çok da harikulade olmayan sıradan kayalar ve bildiğimiz küçük balıklar vardı. ama olsundu, sonuçta ben 3 metre altı görüyordum, o belgeseller yüzlerce metre aşağıda çekiliyordu. hem tv ekranından bakmıyordum, bizzat kendim oradaydım. iki boyutlu değildi, bizzat gerçekti. izlemiyordum, yaşıyordum.

    sürüden ayrı giden çok tatlı bir balık gördüm. elimi atsam tutacak kadar yakındım sanki ona, öylece izliyordum. o gitti, ben gittim, takıldım peşine..

    ''balık bey! balık bey! durur musunuz bir dakika lütfen? buraların yabancısıyım, ne tarafları gezmemi önerirsiniz?'' diye sordum.

    cevap vermeyince;

    ''balık hanım, konuşabilir miyiz?'' dedim. yine cevap vermedi.

    onbeş-yirmi dakika boyunca peşinden gittim. peşinden gittiğimden duyduğum hazzı anlatamam. ne kadar da kendi halindeydi. dönüp bana cevap verme ihtimali var mıydı? bu ne güzel bir hayaldi. ama ürperttim onu, kaçtı. konuşsaydık keşke ama kaçmakta da haklıydı. aman yarappim! ne güzel bir canlıydı. gidişi bile, sağa sola bakınarak meraklı meraklı...

    kafamı sudan çıkarttım. merhaba, gerçek dünya!

    “aptal balık'' dedim, ''amma da uzaklaştırmışsın bizi''

    nasıl ki; sualtı yeryüzünün en ücra köşesiyse, zihnimde, o balığın peşinde en ücra köşesine yolcluk yapmıştı.

    dışımdan aptal dediğim balığa, zihnimin derinliklerinde hayranlık duyuyordum.
  • kaç zamandır hasret kaldığım sessiz huzurlu yer.
  • keşke solungaçlarım ve yüzgeçlerim çıksa da sualtında yaşasam. okyanusun derinliklerinde, bütün kavramlardan uzak. bir sualtı bir de uzayda sonsuza dek sürüklenmek istiyorum.

    tanım: insan atıkları mahvetmese içinde yaşanılası, çeşit çeşit canlılar, mercanlar, kayalıklar ve eski batıklarıyla tamamen eşsiz güzelliklerle dolu keşfedilmeyi bekleyen kendi halinde bambaşka bir dünya.
  • en popüler üç sualtı takım oyunu ragbi, futbol, ve hokeydir. karadaki örneklerinden farklı olarak daha az oyuncuyla oynanırlar; neredeyse bütün olay su altında geçtiği için bu sporların çok fazla seyirci çektiğini söylemek zordur. yine de bu sporların, avustralya, avrupa ve kuzey amerika'da gittikçe genişleyen bir kitlesi vardır. özellikle dalgıçlar, bu sporları bir tür antrenman olarak kullanır.
  • bir kez girilmesi halinde bagimlilik yapan baska bir dunya..
    suya karisma aninin yasandigi yer..
  • 6. hudut alayı 4. hudut tabur komutanlığına bağlı bir karakol. iran sınırında. windows xp kurulduğunda gelen standart temanın fotoğrafının çekildiği yer, ciddi diyorum, inanmıyorsanız gidin bakın.
hesabın var mı? giriş yap