• el-cezire türk isimli internet haber sitesindeki özel haber nedeniyle kendisinden haberdar olduğum güzel insan.
    insanın içini acıtan bir hayat hikâyesi var. keşke herkes böyle "deli" olsa...

    kaynak:
    http://www.aljazeera.com.tr/…zel/konyanin-deli-kizi
  • al jazeera türk, kendisinin muhteşem bir haberine imza atmış. kırmızılı kadın olarak biliniyor.
  • çok tatlıymış gerçekten ya ama ne öyle kömürlüğe atmalar falan ne biçim insanlar ailesi yahu, insanlık kalmamış. insan kardeşine böyle bir eziyet etmemeli.
  • kronik psikoz mu? herkesten akıllı bu kadın. yaşadığı onca eziyete rağmen iyilik ve olumludan yana savunma mekanizmaları geliştirmiş. o zor yaşamıyla böyle başa çıkmış. bence ona psikoz diyenler asıl psikoz.
  • hakkında yapılan kısa belgeseli gözyaşlarıyla izledim. çok acı, çok...
  • tatlı olmasına tatlı da ben pek korkardım kendisinden. sana doğru gelen kıpkırmızı kadın. bi saldırsa bittin nerden bilcem kadının aşkın kırmızı hali olduğunu.
    burdur'a ananemlere giderdik sapsarı giyinen, sakalını, bastonunu da sarıya boyayan bir adam vardı. ondan da çok korkardım. belgeseli çeken bir de ona el atsın. onu da şirin görmeye ihtiyacım var sanırm. madem korkularımla yüzleşiyorum bu konuya da açıklık getirilsin.
  • eşinin tüm yaşattıklarına rağmen yaptığı aşk evliliğinden zerre pişman olmamış ve şu lafı edebilmiş; "aşık olarak evlenmeyeni ben hiç adam yerine koymam bak, esas diyorum. aşık olmayan adam bu dünyadan, saman gelmiş saman gider mesela değil mi?"

    çok güzel sözler. duyunca insanı mutlu eden sözler. bir nevi "dünyayı aşk kurtaracak" diyen sözler. ve ben, aşkın, hayatın merkezi olduğuna inananlardan olduğum için bu cümlelerin önünde eğiliyorum. ama sanırım insan az da olsa mantığını dinlemeli; ruh hastalığına varan kıskançlıklar ya da farklı sebepleri olan hastalıklı ilişkilerde. mesela bana göre insan, hayatının aşkını bulsa ve bir daha o derece bir aşk yaşayamayacağını düşünse dahi, en büyük aşkı kendine duymalı, ki hayatının aşkını ardında bırakabilsin... çünkü zaman bir şekilde her şeyi iyileştiriyor ve o olmadan manasız olacağını sandığınız hayat, üzerinden yıllaaar geçtikçe farklı manalar ile karşınıza çıkıyor.
  • çevremizde var böyle insanlar. bizim deli sandığımız, korktuğumuz ama özünde bizden çok daha iyi insanlar. itiraf etmek her ne kadar biraz utanç verici olsa da ben de önyargılarından sıyrılamamış biriyim. sanırım bu biraz da yetiştiğin ortam ve yetiştirilme tarzı ile alakalı. bizden "farklı" olanları "deli" olarak görmek.
  • vay be.hey gidi konya günlerim. poşeti dedeye sokrates, sultan ablaya lady in red, trafik ışıklarında sallanana (mustafamıydı neydi?) cemşit derdik.
    bir de genç kabadayı bi şey vardı, çarşıda herkese dayılanırdı. adını hatırlayamadım ama volkan diyesim geliyor.
    edit:sonuncu serkan'mış.
hesabın var mı? giriş yap