• "örtülü ödenek" gibi bi şey galiba.
  • verbatim ve güncel karşılığı: örtülü ödenek

    kullanımına bir örnek: "cemal bey, ali kemal'i tahsisat-ı mestureden bir miktar harçlık vererek, istanbul’dan bir müddet uzaklaştırdı ve viyana'ya gönderdi." (siyasi ve edebi portreler / yahya kemal beyatlı)

    tema:
    (bkz: osmanlıca/@derinsular)
  • ittihat ve terakki'nin "örtülü ödenek"i.

    “örtülü ödenek”...

    “ödenek” nedir biliyorsunuz. memursanız, bir yerden bir yere gönderildiğiniz zaman devlet cebinize birkaç liralık “ödenek” koyar.

    cebinizdeki “ödenek” “açık” bir ödenektir. bu “ödenekten” kime, ne kadar vereceğiniz bellidir. bakkala sigara karşılığında bir kaç lira vereceksiniz; belki bir lahmacun parası ödeyeceksiniz, sonra evinize dönerken dolmuşa verdiğiniz parayla “ödeneğiniz” de bitecektir. kısaca sizin “ödeneğiniz”, “örtüsüzdür”.

    ama erdoğan’ınki “örtülüdür.”

    neden?

    çünkü devletin her zaman biri “açık”, öteki “kapalı”, ya da “gizli” işleri vardır. açık işlerinin “ödeneğine” “bütçe” denir. “eğitim bütçesi”, “diyanet bütçesi” v.s. gibi. gerçi bu “açık bütçelerin” de allengirli fasılları vardır. örneğin siz hükümetin “savunma bakanlığı bütçesini” tbmm görüşmeleri sırasında izleyebilirsiniz. görünüşte bu bütçe “açıktır”. ama yine de o “açık” bütçenin kıvrımlarında “örtülü” fasıllar da vardır. bunun sebebi ise, “milli sırdır”.

    ama biz yine de hükümetin bütçesini “açık ödenek” olarak tanımlayabiliriz.

    o halde “örtülü ödenek” nedir?

    “örtülü ödenek” devletin “gizli” olarak yaptığı işlerin parası demektir. bu parayı harcama yetkisi de düne kadar yalnızca başbakan’a, bugün ise aynı zamanda cumhurbaşkanı’na aittir.

    devletin “gizli” işleri nedir?

    en başta “casusluk “ işidir. mit’e ayrılan bütçenin dışında, örneğin monako prensliği’nin bir yurttaşını “casuslaştırmak” için, eğer kadınsa, örneğin orhan günşiray’ı, eğer erkekse yeşilçam’dan bir “aktrisi” onun peşine takmak ve onu bir punduna getirip, “maaşa bağlamak” amacıyla bir de “gizli bütçe” gereklidir. işte “örtülü ödeneğin” bir kısmı bu gibi “cinsel angajman” işlerinde kullanılır. başka türlü “gizli” işler” var mıdır?

    “var” ne kelime... sürüsüne berekettir. örneğin devletin “yüce menfaatleri” gerektirdiğinde “suikast” yapmak böyle “gizli işlerdendir”. paris’te üç kürt kadınını katleden katilin “ücreti”, elbette “çevre bakanlığının açık ödeneğinden” değil, büyük ihtimalle, eğer bir başka “gizli ödenekten” değilse, “örtülü ödenek” faslına benzer bir yerden ödenmiş olmalıdır. bu türk geleneğidir. ittihat terakk’nin “tahsisat-ı mesture”si, türkçeleşince “örtülü ödenek” olmuştur. bugün kemalizmi “ittihatçılıkla” suçlayan akp’liler, o ittihatçıların “tahsisat-ı mesture”den ermeni soykırımı için harcadığı türden paraları şimdi, benzer amaçlarla kullanıyorlar. ve işte “padişah damadı” olup, sonra da “sultanlığa” tırmanmak ve “saraylarda” hüküm sürmek isteyen enver’in yerinde şimdi erdoğan’ın “padişahlık” hayalleri “ak-saray”ın binbir odasında dolanmakta. ve bu insan şimdi elinin altında bir “örtülü ödenek” hazinesi bulunduruyor.

    tehlike büyük değil mi?

    diyelim ki, hdp’nin barajı aşacağı kesinleştiğinde, seçimlere birkaç gün kala, bu “örtülü ödeneğin” “provokasyon dinamiği” kimbilir nasıl çalışacaktır. kimbilir nerede, ne zaman, nasıl olacağını bilemeyeceğimiz bir “provokasyonla” hdp’yi baraj altına indirme tezgahları hareketlenecektir.

    düşünün, eğer yarın yukarıda sözünü ettiğimiz paris cinayetinin altında, mit müsteşarı hakan fidan’ın ifadesiyle, “mit içinde bir kanadın” imzası var ve bu imzanın da parafını başbakan atmışsa, biliniz ki o imzaların hepsi yargı önünde hesap verecektir. bunu bilenler, bu korkuyla, bu tür “cinayetlere” karar vermeden önce bin defa düşünmek zorundadırlar. bugünün türkiye’sinde böyledir. artık amerikan cıa’ine kimse güvenemez. o cıa adamın cinayetini bir anda yüzüne vurabilir.

    yani başbakan’ın elindeki örtülü ödeneğin yaratacağı tehlikeler, cumhurbaşkanı’nın elindeki örtülü ödeneğin yaratacağı tehlikelerden daha hafiftir. çünkü cumhurbaşkanı “sorumuzdur”. vatana ihanet dışında yargılanamaz. yargılanmayacak adamın eline böyle bir “örtülü ödenek bombası”nı vermek felakete kapı aralamak demektir. şu anda türkiye elinde “örtülü ödenek” olan “tek şef” tarafından yönetilmeye doğru muazzam bir adım atmıştır. o nedenle onun “anayasal olarak da ‘ein führer’ olmaması için hdp’nin barajı aşması ve örtülü ödeneğe el koyması şarttır."

    30.03.2015
    veysi sarısözen/ özgür gündem
  • eskilerin örtülü ödeneği.
    ittihat ve terakkici muhittin birgen'in yazdığına göre teşkilat-ı mahsusa'nın elindeymiş:
    "bir de teşkilat-ı mahsusa dedikleri teşkilat vardır: gizli harici siyasetçiler. bunlar içinde türlü türlü unsurlar vardır. mesture tahsisatı ile oynarlar ve bunlar da enver'i teşvik ederler. işte alibaş hamma, işte abdülaziz çavuş. ...bunlar islam ihtilalcileridir. bunlar gibi iran ve turan mütehassısları da vardır. " (son posta, 6 ikinci kanun, 1937'den akt. emel akal, milli mücadelenin başlangıcında mustafa kemal, ittihat terakki ve bolşevizm, tüstav yayınları, 2002, istanbul, s.72.
hesabın var mı? giriş yap