• takıntılı aşk bir ruh hastalığıdır.

    takıntılı aşıklar sevdiği kişiyle ilgili konulara aşırı yoğunlaşarak kendi hayatıyla ilgilenmez. sevdiği kişi zihnini sürekli meşgul eder. sevilmediğini, kimse tarafından sevilmeyeceğini düşünür. aşağılık kompleksleri vardır. genellikle borderline ve obsesif kişiliklerde bu tip aşklara rastlanmaktadır.

    normal aşk, mutluluk ve enerji verirken saplantılı aşkta kişi mutluluk yerine kaygı, üzüntü ve stres yaşar. zihni sürekli o kişiyle meşgul olduğundan aslında hayatında huzur yoktur ve aşık olduğu kişiye de huzur vermez. karşısındaki kişiyi bu şekilde boğar ve taptığı insandan "seni tanıdığım güne lanet olsun" tandaslı cümleler duyarlar. ancak kişi istenmediğini bir türlü anlamaz, içinde bulundukları aciz ve rezil durumun farkına bile varamayabilir. saplantılı kişi içinde bulunduğu saçma durumun farkına vardığında artık iyileşme sürecine girmiş olur.

    (bkz: saplantılı aşk/@strong)
    (bkz: aşk acısı çekenlere tavsiyeler/@strong)
    (bkz: yara bandı ilişkileri/@strong)

    durumunun farkında olan kişiler yardım almalıdır; zira ruhsal iyileşme seneler sürebilir. sürecin hızlanması adına kişi kendine yardım etmeli, ruh doktoruna görünmelidir.
  • en çok zarar veren ve en uzak durulması gereken durumdur.
  • tanım: bir ruh hastalığı.

    bir de bu hastalıklı durumun romantize edildiği bir şarkı var mesela. hatta binlercesi vardır da benim aklıma geleni bu şimdi.

    (bkz: damarımda kanımsın)

    sözlerinde şu var:

    iste kölen olayım istersen öldür beni
    başkasını seversen inan yaşatmam seni

    bu ne be! aşk bu mu!
  • şimdi aşkımdan ölüyorum birisi için diyelim ki beni istemediğini söylüyor istemediğini hissettiriyor bu kız benimle olsa ne olur olmasa ne olur yanımda uyansa ilk onu görsem ama beni istemediğini bildikten sonra nasıl mutlu olacağım ki anlayamıyorum bu durumu
  • çok ciddi bir ruh hastalığı. çünkü bu kişiler sadece kendisine değil çevresine de zarar verebiliyor. hele ki alkol bağımlılığı da varsa tamamen kontrolsüz davranışlar sergiliyorlar.

    en son on yıl önce saplantılı şekilde seven biri olmuştu hayatımda. bu nedenle bir süre okula gidemedim. korkuyorum bu tür insanlardan. reddedilmenin neden aşağılık kompleksine sebep olduğunu anlayamıyorum. kabul edilmek, onlara sanki bir tür statü kazandıracakmış gibi çabalıyorlar. yine bu şekilde seven bir ruh hastası var çevremde. ve yine korkuyorum.
  • hayat hem uzun, hem çok kısa. gerçek aşk mı? ömürde bir başa gelir, o da belki...
    kimi zaman hepimiz karşımızdakini idealize etme eğilimini gösterebiliyoruz. bize bağdaştırmak, kendimize benzetmek uğruna müthiş çabalar sarfediyoruz. ehh.. yaşamak istiyoruz o tutkuyu.eskimeyen, bitmeyen gerçek sevda öyle herkesin başına gelmez. o ateş hep de en olmaza, en zoruna düşer. öyle bir şey olur ki hiç olmayacak bir dönemde; onca işin, yoğunluğun, hayat mücadelesinin, kurulu düzenin içinde öyle bir çiçek belirir ki sanki dünyada bir o bir biz varmışız gibi.. ondaki bizde olmayan özellikler çığ gibi büyür gözümüzde. ona sahip olma arzusu ile yanıp tutuşuruz. onun sahip olduğu güzelliklerle, kendi hayatımızdaki boşlukları doldurmaya çabalarız.ilahlaşır nazarımızda. dopdolu anlamlar yükleriz ve onu, tutar kalbimizin taaa en güzel yerine koyuveririz. sonra mutlaka onsuz kalırız. eyvah.. kuş uçmaz, arı bal yapmaz, su akmaz, dünya dönmez, kainat bayrağını yarıya indirir adeta.bastığımız kaldırım taşına "o da buradan geçmiş midir acaba?" diye basarız. şehrin en kalabalık caddesinde çok işimiz olur hep nedense (!) o gözler fıldır fıldırdır. e onu arar napsın,bir umut.. olur ya. milyon defa birilerini ona benzetiriz, o olmadığını anlayınca, nabız alabora, boğaz düğüm düğüm... en kalabalık etkinliklere katılma arzusu baş gösterir.. konser, tiyatro ne varsa.. umut dünyası, belki gözler bir kez daha buluşur diye. aradan seneler geçer yine de düşünmeden edemeyiz.
    evet!..
    üüf.. beladır, yaradır.. bit dersin bitmez, git dersin gitmez. yakandan bir türlü düşmez. hiç olmadı bir şarkıda sinsice sızlatır yüreciğini. yaşamını meşgul edip, bir ömrü ziyan eden o mel'un duygu. (bkz: masumiyet müzesi) kemal'in füsun'a hissettiği şey tam da buydu.
  • ilkokul 3'ten beri icinde bulundugum durum.
    ilkokul askim berk…
    yillardir actigim sosyal medya fake hesaplarimdan arada mesaj atar yoklarim. ciplak at derim beni engeller. beni bedenim icin seviyorsun, birak pesimi diyor. birakmiyorum, birakamam.
hesabın var mı? giriş yap