• açık deniz korkusu.
  • okyanus ,deniz,deniz altı manzaraları görmeye tahammül edememe durumu. nefes darlığı,aşırı kalp çarpıntısı ve bayılmaya yol açar.
    bu fobiye sahip olanlar için deniz huzurdan ziyade huzursuzluk demektir.
    daha çok denizin sonsuz gibi görünen manzarasında devasa yaratıkları düşleyerek korkarlar. gece deniz manzarasında oturamazlar. su altı belgeselleri izlemek demek onlar için kabus dolu bir gece geçirmek demektir.

    aynısından kaynımda yok. bende var.

    şuracıktaki linkte de konudan dem vurulmuş. bilmeyenleri için talassofobiye giriş niteliğinde olmuş.
  • engin, derin ve karanlık su kütlelerinden korkma anlamına gelen bir tür fobi, hastalık.

    talassofobi çeşitli derecelere sahiptir. bazı vakalarda kişi kıyıda bile duramaz, bazı vakalar ise denizin karanlık kısımları için geçerlidir. denizin devasalığı, karanlığı ve bilinmezliğinin yarattığı gerginlik ise bu fobiye sahip insanların içinde bulunduğu ortak paydadır.

    bu sıkıntılı durum bende de mevcuttur. ve öyle bir hal ki size oyun bile oynatmaz, soğuk soğuk terler, sanki birisi boğazınıza sarılıyor hissiyatı verir ve bilgisayarın ekranını kapatıverirsiniz. (bkz: stranded deep) oyununu silmeme sebep olmuştur.

    en azından deniz kenarı bir memlekette yaşamıyorum. çok şükür denize girmeme engel olacak kadar da ileri derece değil. deniz kenarında yaşayıp, denizde büyüyüp de bu sıkıntıyı çekenlere de allah yardım etsin.
  • talassofobi sadece deniz korkusunu değil denizin altındaki canlı cansız, büyük küçük varlıkları da kapsamaktadır. önemli bir noktaya parmak basacak olursak talassofobi, boğulma korkusuyla karıştırılmamalıdır o daha farklı bir fobi türüdür. bu fobi suyun büyüklüğü ve ortamın derinliği göz önüne alınarak korkma türüdür.
    denizin ve ya okyanusun büyüklüğü ve bilinmezliği kişiyi gergin bir hale sokmaktadır. diğer etkenlerden biri de kişinin karadan uzak olmasıdır.
    yere basamama, dibe doğru batma, kişiyi boşlukta kaybolma düşüncesine itmektedir. bu durum da beraberinde kişinin vücudundaki gerilim oranını yükseltmektedir. ayrıca bu korkuya sahip olan kişi denizden korkmayıp deniz altındaki cisimlerden korkabilir
  • bende olduğuna kanaat getirdiğim fobidir. küçüklüğümden beri havuzda yüzmeyi sevmem denizde yüzmeyi severim. gelgelelim ki açılamıyorum. o su koyu maviye dönmeye başladıkça soğuk soğuk terliyorum, elim ayağım titremeye başlıyor. halbuki eskiden dalardım gözlükle su altını izlerdim falan, simdi ise su altına bakmaya katlanamıyorum.

    hungry shark evolution diye bir oyun vardı, onu bile sildim bu korku yüzünden.

    google earthtte okyanuslara bakamıyorum. kalbim sıkışıyor, başım dönmeye başlıyor. deniz/okyanus bana huzur vermek yerine beni ürkütüyor. fena bir fobidir..

    edit: imla
  • benzer bir şey bende de var ama tam olarak bu mu bilemiyorum ama.

    şöyle ki; uzun zaman önce boğulan birisini kurtardım ama kurtarma esnasında az kaldı bende boğuluyordum, zor bela kurtarmayı başarabildim fakat ne olduysa ondan sonra oldu.

    o günden sonra deniz’de asla açılamıyorum ayaklarım mutlaka yere değecek hâl böyleyken havuzda gayet güzel yüzebiliyorum ama.

    çözümünüde bilmiyorum, millet tekne keyfi yapıp serin ve derin sulara dalarken mal mal izliyorum maalesef.
  • derin, karanlık ve uçsuz bucaksız su kütlelerinden korkmaktır. nefes darlığı, kalp çarpıntısı şeklinde belirtileri olabilir. okyanus, deniz gibi su kütlelelerinin içindeki canlı ve/veya cansız varlıklar buna sebep olabilir.
  • google earth'de gezinirken bile okyanusta bir yerlere hızlıca yaklaşıldığında ürpermemi sağlayan korku.
  • 10 senedir yüzmeyen biri olarak sebeplerim:

    1-> denizde en son yüzdüğümde ani bir tiksinti yaşamıştım. çünkü insanların denize her türlü pisliği bıraktığı ve denizdeyken ağzıma burnuma su girdiği ve muhtemelen insanların dışkılarına maruz kaldığım fikri düşmüştü aklıma. havuz da kulak ve ağız sıvıları, su içinde gaz çıkarma, deri gözeneklerindeki her türlü maddenin suya karışması gibi sebeplerden dolayı tiksinti vermişti.

    2-> denizin içerisindeyken bastığın şeyin ne olduğunu bilememek. deniz canlılarının arasındasın ve onlara temas etmeme ihtimalin çok az. sen, bastığın şeyin taş olduğunu düşünürsün ama o bir yengeçtir aslında. her an her şey olabilir, tamamen şans.

    görsel
    görsel

    3-> ikinci maddeye benzer; o dönem -neyden olduğunu hatırlamıyorum- suda ölümleri, ayağına taş bağlayarak atlayan insanları vesaire görüp etkilenmiştim. bastığım şeyin bir yengeç değil de kopmuş bir el olabilme ihtimalinin pek de az olmadığını düşünmüştüm ve bu beni korkutmuştu.

    görsel (rahatsız edici olabilir dikkat)

    görsel

    görsel (rahatsız edici olabilir dikkat)

    4-> elbette felsefi bir dayanağım da oldu. her canlının bir habitatı var ve biz deniz canlılarının yaşadığı yere ait değiliz. zaten her yeri kuşatmış insanoğlu bir de denizi -keyfine göre- işgal etmemeli. alayını yediğimiz, hatta sömürdüğümüz canlıların yaşam alanında onlarla birlikteyken keyif yapıyoruz. fazla garip ve iğrenç bir durum. etik değil...

    sanırım hayatımın sonuna kadar sahilde bira içerken huzur bulacağım bir yer olacak deniz.

    ahan da böyle görsel
  • yüzmeyi ve dalmayı çok seven biri olarak; altıma sıçırtan fobidir.
    etrafımda küçük büyük farketmeksizin deniz canlıların saldırısına uğrayanlar da oldu. ondan sonra korkmaya başladım
hesabın var mı? giriş yap