• bir gerçek. hayatın farklı farklı alanlarında kendisine sunulandan memnun olmayıp daha fazlasını isteyen insanları tatmin etmek adına çaba içine giren tiplere rastlanır.

    elinde olandan, sahip olduklarından mutluluk duyan; bunlar onun için yeterli olan insan ise çantada keklik, kolay lokma olarak görülür ve pek önemsenmez.

    bunu en basitinden iş yerinde çay servisi yapan insanın getirdiği çaya bunda toz zerresi var, bunun rengi açık, bu 100 derece suyla demlendiği için çay yanmış * diyerek burun kıvıran tiplere çaycı kusursuz çay yollamaya özen gösterirken, siz önünüze getirilen her şeye gülümseyerek teşekkür ettiğinizde bir süre sonra kirli bardakla karşılaşmanızla, lekeli çay tabakları almanızla örneklendirebiliriz.

    aynı şekilde ufak bir arabayla memnun olan çocuğa daha fazla oyuncak alınmazken, iki oynayıp bırakan kırıp döken çocuklara neredeyse oyuncak fabrikası kurulur.
  • kesinlikle doğru olan tespittir. her işi kendim halledeyim, her şeyi kendim alayım diyen insanla sürekli bir şey isteyen insanın gördüğü değer arasında ciddi fark vardır. bu noktada davranışlarınızı karakteriniz belirler, siz sürekli talepkar olmayı kendinize yedirebiliyorsanız yapıp dünyanın en değerli insanı hissedebilirsiniz. ben o değere ihtiyaç duymayıp az ile yetinme taraftarıyım.
  • tamamen gerçek. her şeyle uyumlu olmaya çalışan benim yüzümün hiç gulmemesini başka türlü aciklayamiyorum. hayatımda bir şey talep etmek yerine hep uyumlu olmayı tercih ettim. ama görüyorum ki yapılabilecek en büyük ahmaklikmis. yaş 30 yolun yarısı eder. bu saatten sonra kendim için yaşayacağım.
  • talepkar olan insanın değer görmesi değil, sizin ondan beklentinizin / korkunuzun olmasından ötürü öyle görünmesidir.

    güzel kız her zaman talepkardır, memnun değildir,
    peki çirkin kız bunu yapabilir mi? yapamaz. terk edersiniz.

    size sıkıntı çıkarmayan, olduğu gibi davranan amire savsaklarsınız,
    ama yaptığınız işten hiç memnun olmayan amirden çekinirisiniz, neden? çünkü size salça olabilir, atabilir.

    kısacası başınıza bela olabilecek veya kaybetmekten korktuğunuz insanlar size daha fazla talepkar davranır.

    bu dünyada en güçlü ve tehlikeli insan en zengini, en bilindiği en çekicisi değil, çekinecek hiçbir şeyi olmayan insandır.
  • ağlamayan bebeğe kimse mama vermez.
  • yanlış tespittir.
    isteyen karşısında baskı yaratır, istemeye devam ederse baskı artar. talep dozunu ayarlar ve bunu sürdürürseniz, muhatabınız bir süre sonra baskıyı kardıramaz, ver kurtul psikolojisine girer.

    fazla baskı aşırı gerginlik yaratabilir, ip koparsa çok ters bir dönüş alabilirsiniz. biraz isteyip arkasını getirmezseniz, baskı zamanla azalır ve ortadan kalkar.

    etrafınıza bakın, isteyen ve bunu sürdüren, liyakati olsun olmasın pozisyonu alır. alacaklıysa parasını ilk alır. hastaysa en iyi odayı, öğrenciyse en iyi hocayı, ihtiyacı varsa en iyi bursu kapar.

    siz, onlar daha fazla değer gördüğü için bunları alabiliyor diye düşünüyorsanız, olayı daha çözememişsiniz demektir.

    şimdi anlaşılmadıysa en baştan bir daha okuyun, üzerine bir düşünün bakalım. çok uzun seneler boyu elde edilen tecrübeleri dinleyin.
  • büyük oranda doğru bir tespit; acı ama gerçek..
  • bir süredir aklımı kurcalayan ama adını koyamadığım durumu anlatan nefis bir tespit.

    bu arada talepkar olmakla ısrarcı olmak farklı şeyler, anlatmaya çalışayım. talepkar insan talebinde ısrar eden kişi değil, devamlı olarak ve hemen herkesten farklı taleplerde bulunan kişidir. kuaföre girer girmez beğendiği yere oturur, çalışanlara kendi çalışanıymış gibi davranır, hizmet aldığı her yerde en önemli iş kendi işiymiş ve orada sadece kendisine hizmet ediliyormuş algısı yaratır. buna rağmen hep el üstünde tutulur. yani aynı hizmetlere para ödeyen başka müşterilerden de daha değerlidir adeta.

    çocuğumun okulunda talepkar, tek çocuk kendi çocuğuymuş gibi davranan, en ufak olayda sayfalarca mail döşeyen, devamlı toplantı talep eden veliler her taleplerine cevap alırken ben kırk yılın başı, çok rahatsız olduğum bir konuyla ilgili bir mail attım ama cevap bile alamadım. bilin bakalım neden? çünkü öğretmen ve idarecilerden devamlı bir şeyler talep eden biri değilim, herkes kendi işini yapsın kafasındayım.
hesabın var mı? giriş yap