• sahane monologlar, beklenmedik aksiyonlar.

    bundan sonrasi tarantino filmleri izlemmis olanlar icin yogun spoiler icerebilir.

    --- spoiler ---

    monologlara ornek:

    pulp fiction'da samuel l. jackson'un incil'den yaptigi alinti ve tim roth'a yaptigi cuzdan muhabbeti, kill bill'de lucy liu'nun sonunda kelle aldigi koken nutku, kill bill 2'de david carradine'nin super kahraman tiradi, django unchained'de leonardo di caprio'nun kafatasi esliginde anlattigi hikaye, inglorious basterds'de christopher waltz'in filmin basinda yahudi aileyi saklayan ciftciy(l)e konusmasi, the hateful eight'te yine samuel l .jackson'un "simdi sana yalanci diyorum" diye bitirdigi konusmasi...

    aksiyonlara ornek:

    pulp fiction'da arabada dagilan beyin, django unchained'de filmin basindaki kole avcilarinin vurulmasi, ilk gidilen kasabada serifin vurulmasi, tarantino'nun oynadigi karakterin havaya ucmasi, the hateful eight'te bodrumda gizlenen elemanin samuel baba'nin tasaklarini eline vermesi, four rooms'da ilk denemede giden parmak, ki oncesinde de yine uzun bir monolog vardir... kill bill serisi tamamen aksiyondur ama 2'nin sonunda uma thurman'dan gelen vurus ayri bir lezizdir.

    --- spoiler ---

    velhasil kelam seviyoruz azizim.
  • bol dialoglar ve aynı anda bir çok kişinin birbirini vurma ritüeli. abi bu beni her defasında etkilemiştir. hatefull eight ve reservoir dogs bunlara en iyi örnek sayılabilir. hee unutmadan kill bill 2 deki bill in ölüm sahnesini unutmamak gerek.ayrıca inglourious basterds'daki sözde hitler'in kurmaylarıyla öldürülme sahnesi de bayağı bayağı sağlamdır.
  • (bkz: uma thurman)
  • kavga gürültü kopmasından önce dönen 8-10 dk'lik diyalog yahut monologun içerdiği tespitler, kimi zaman bu dakikalar içerisinde geçen tamamen senaryodan bağımsız boş muhabbet en dikkat çekici husustur. bir güldür güldür show'da denk gelinse "ne diyor lan bu değişik" diye tepki göstereceğiniz diyalogların insanın dünyasını aydınlatması, "tabi yaa" dedirtmesi. bu da tarantino'nun tekniğini göz önüne seren bir unsur aslında. tarantino, film yaparken, gündelik muhabbetleri filme aktardığını sıkça belirtmekte olup, bu gündelik muhabbetlerin filmin en gergin aninda izleyicinin karsisina cikmasi, yaşanacak vahşeti gölgeleyerek, seyirciyi, güldüren bir unsur olarak ortaya çıkıyor, bu muhabbet sonrasinda yasanan vahşet seyircinin kanını dondurmuyor, aksine 10 dakikadır dönen muhabbetin yarattığı lsd etkisiyle vahşet dolu dakikaları izlemeye devam ediyor. örneğin kill bill'deki meşhur superman muhabbeti yahut django'daki ku klux klan üyelerinin saldırmadan önceki maske muhabbeti gibi.
  • (bkz: intikam)
  • çoğu zaman hiç bir sonuca ulaşmayan, uzun uzun süren diyaloglar tarantino tarzı filmlerin imzası niteliğini taşır.
    ve tabi ki ayak fetişi *
  • uzun süren ama sıkmayan diyaloglardır. ve bu diyaloglardaki küfür bolluğu tabii ki.
  • ayak.bunu sizin için yazdım ayak sevmem çünkü.gerçek düşüncem ise müzik.müthiş zevkli özenilecek derecede.
  • öyle sahneleri oluyor ki geri alıp aynı sahneyi tekrar izliyorsunuz. filmlerin arasına sıkıştırılmış bu sahneler hafızanızdan silinmemesiyle ünlüdür.
    (bkz: hateful eight)
    (bkz: inglorious basterds)
  • anlatılınca inanması zor olan bir olayın nasıl geliştiğini göstermesi ve belki de olayın en akla gelmeyecek şekilde yaşanması.

    bir mafya babasını hiç tanımayan iki kişinin kaçırıp tecavüz etmesi, pulp fiction.

    bir kölenin bölgenin en zenginlerinden birisinin çiftliğine giderek herkesi öldürmesi ve çiftliği yok etmesi, django unchained.

    film boyunca devlet başkanından geldiği söylenen bir mektuba dokunurken herkesin sahibinden izin istemesine karşılık filmin sonunda bir başkasının mektubu buruşturup fırlatması, the hateful eight.
hesabın var mı? giriş yap