• borabay gölü gibi çamlarla bezeli bir doğa harikasını sınırları arasında barındıran şirin amasya ilçesi. ayrıca yöreye mensup küçük çocukların yeşilırmak sularında akıntıya aldırış etmeden yüzmesi ve çoğunun usta birer balık avcısı olması dikkat çekicidir. alpaslan müzesi gibi tarihi motiflerle dolu bir hazineye de ev sahipliği yapmaktadır.
  • diğer anadolu şehirlerinin aksine planlı ve düzenli bir yerdir. bütün yollar ızgara şeklinde birbirini keser. bir sokağın bir ucu ilçenin başı iken diğer ucu en sonudur ve dümdüzdür. karadeniz genelinde olduğu gibi yeşil bir ilçedir. borabay gibi doğal güzelliğe sahiptir.
  • aslına bakarsanız biz ona kendi aramızda daşova diyoruz. güzel memleketim. gidin görün döner yiyin
  • yanlis hatirlamiyorsam tokat'a bagli olan fakat 1970lerde amasya'ya baglanan ilçe
  • taşova (mahalli söyleyişi: daşuva) bakanlar kurulunun 04.08.1944 gün ve 4448 sayılı kararı ile bağımsız bir ilçe olmuş, 1953'te tokat ilinden ayrılarak amasya’ya bağlanmıştır. yuvarlak hesap 1945 yılında kurulmuştur diyebiliriz.
    19.02.2008 08:20'de matthias coltrain hazretleri "planlı yapısı 1939 depreminden kaynaklanan amasya ilçesi. deprem sonrasında üç ilçe birleştirilerek bugünkü taşova kurulur." buyurmuşsa da 1939'da taşova diye bir ilçe olmadığı gün gibi aşikârdır. o zamanlar taşova "yemişenbükü" adlı bir köydür ve erbaa'ya bağlıdır. planlı yapısı 1945'te yani "daha yenilerde" kurulmuş olmasından kaynaklanıyor olmasın?
    kurucusu inönü döneminin kudretli valilerinden izzettin çağpar'dır. bu sebeple ilçenin çarşısındaki (bir zamanlar) en yoğun caddesinin adı "çağpar caddesi"dir.
    "üç ilçe birleştirilerek" kuruldu buyuran hazret'in kaynağı nedir acep? tamamen kaynaksız bilgi. ama taşova'nın üç mezra birleştirilerek kurulmuş bir köyü var (hüsnüoğlu köyü).
    yeşilırmak'ın amasya'dan geçen kolu 50 km sonra taşova merkeze ulaşır ve bir gerdanlık gibi şehrin ova alanını çevreler. bu alanın ırmaktan ötesi "ötegeçe" diye adlandırılır (mahalli söyleyiş: ötâçe).
    taşova'nın sanırım güneybatı tarafı herizdağ ile çevrilmiştir. bu dağ çam ağaçlarıyla kaplıdır. çocukluk yıllarımızda iki katlı evler dışında yüksek katlı bina sayısı çok sınırlıydı. 1. derece deprem bölgesi olmasına rağmen bugün izin verilen en son kata kadar binaların yükselmesi şehri boğuyor ve nefessiz bırakıyor. binalarda da mimari değer sıfır. hükümet konağının önündeki çam ağaçlarını kestiren kaymakam da şehrin bu nefes alma alanını yok etmiş, taşovalılar da buna seyirci kalmışlardır. bu alanın küçük bir kısmında yine eskiden olduğu gibi bir çay ocağı var ama taşovalılar bu çayları itiş-tıkış bir alanda yazın güneşe maruz kalarak içmek zorundalar.
    ilçe son yirmi yılda çok göç vermiştir. 1990'lara kadar köyleriyle birlikte 50 bini aşan nüfusu 30 binlere kadar düşmüştür. öyle ki 90'larda 10 kadar belediyelik kasabası bulunan taşova'nın, nüfusu azalan bu kasabaları artık bakanlar kurulu kararıyla tekrar köye dönüştürülmüştür. ...
    bu kasabalardan alpaslan kasabasında bir müze vardır. müzede hem romalılar, hem selçuklular dönemi eserleri sergilenir. bu kasabada (artık köy tabii) seyyid nureddin alparslan er-rufâî adlı bir ahi-rufai büyüğü medfundur. köy, adını da bu zattan almıştır.
    uluköy adlı kasabası (o da bugün artık köy) ipek yolu üzerinde, evliya çelebi seyahatnamesinde adı geçen, tarihî eserleri bulunan bir köydür.
    esençay kasabası (o da artık köy) meşhur osmanlı şeyhülislamı ibn-i kemal'in doğduğu beldedir. osmanlı kaynaklarında "bidevi çardağı" adıyla geçer.
    boraboy kasabası ise boraboy gölüyle meşhurdur. bu göl, etrafındaki bungalov evleriyle turistik tesislere sahip bir doğa harikasıdır.
    bir zamanlar türkiye'nin en kaliteli tütünü burada yetişirdi. şair enver gökçe'nin meşhur bir şiirinin bir dizesinde "taşova'nın tütünü" diye anılmıştır bu tütün. şimdi burada tütüncülük hemen hemen öldü. ilçenin mimari açıdan en özellikli bina grubu tekel binasının artık tütüncülükle hiçbir alakası kalmadı. bu bina artık resmi kuruluşlara ev sahipliği yapıyor.
    taşova, tarihi ve doğasıyla türkiye'nin en özellikli beldelerinden biridir. biraz çabayla bu yönleri geliştirilebilir...
  • yesilırmak kenarındaki amasya ilçesi. merkez nufusu 10 bindir. erzurum yolu uzerindedir. borabay gölü bu ilçe sınırları içerisindedir.
  • tasova 90‘larda cocuklugumda cok güzel bir yerdi. pazar yeri olsun, hemen yanindaki caybahcesi/cocuk parki olsun (cocuklugumda en sevdigim yer), otogari olsun.

    en son 2019‘da gittim bana eski tadini hic vermedi. bir issizlasmis, otogar degismis, pazar yeri kalkmis, cay bahcesi de yerinde degil sanirim. eski evler yikilmis yerine bildigimiz mütteahit klasigi evler dikilmis. enistemin sokagi hep eski kerpic evleriydi, bi enisteminki kalmis sagi solu hep ayni tip evler. tepe’ye de ayni sekil koca koca binalar dikmisler, güya site.
  • sekiz yıllık bir aradan sonra gitme fırsatı bulduğum yer.

    memleketim sayılır ama memleketim diyemiyorum oraya. ama annemin doğup büyüdüğü ilçe olmasından kaynaklı seviyorum. çocukluğumda her yaz tatilimin bir ayını geçirdiğim bu küçük ilçe son sekiz senede öylesine değişmiş öylesine modifiye edilmiş ki, son gidişimde ait olmadığım bir yerde bulunduğumu hissettirdi bana.

    istanbul'dan çıkıp da doğuya gitmeye karar verdiyseniz, mutlaka taşova'nın kenarından da geçeceksiniz. dışarıdan bakıldığında güçlü ve gelişmiş bir tablo çizen bu ilçenin içine girdiğinizde aynı düşünceleri söylemeniz pek mümkün olmuyor. sadece dış görünüşten ibaret bir hizmet anlayışıyla şehir elden geçirilmeye çalışılmış. istanbul'dan erzurum erzincan vs. gibi yerlere gidenlerin aklında "güzel bir yere benziyor" imajı uyandırmak için yapılmış sanki herşey...

    dışındaki makyaj; benzin istasyonu, restoran ve dinlenme tesislerinden ibaret. bunların değişik kombinasyonlarda sıralanması ile enkaz haline getirilmiş ilçenin önü kapatılmış, görünmemesi sağlanmış. şehir merkezi(centrum) yazısına müteakip içeri girdiğimde ise ilk gözüme çarpan rahmetli dedem ve anneannemin yıllarca bizi gözlerinde yaşla uğurladığı o güzel ilçe garajının yıkılmış olması oldu. üzüldüm.

    biraz daha ilerlediğimde farkettim ki; son on yıl içerisinde belediye başkanlığına gelen kişi ya da kişiler -kimdir bilmiyorum- bu küçücük ilçeye tek bir hizmette bulunmamış. yıkılan şehir garajı dışında bir değişiklik göremedim önce. sonra ise izlenen politikanın saçmalığı yüzüme tokat gibi vurdu. çocukluğumuzda ilçenin tek eğlenilecek yeri olan çam ağaçlarıyla bezeli o çay bahçesi, yanındaki pazar yeriyle birlikte viran bir hale bürünmüş. yan yana duran bu pazar yeri ile çay bahçesinin tam ortasına camiyi andıran kocaman bir hamam yapılarak ilçe pazarının kalkması sağlanmış. çay bahçesi ise sadece çam ağaçlarından oluşan ıssız bir koruluk haline gelmiş.

    son yıllarda, yaşanan birçok acı olay nedeniyle gitmeye korktuğum ve uzak kaldığım bu şirin ilçeye anneannemi ebediyete uğurlamak için gittim. o güzel anılar, o güzel insanlar ve diğer tüm güzelliklerin; kısacası güzel olan herşeyin kaybolduğuna şahit oldum.

    bir daha gidip gitmeme konusunda kararsız kaldığım yer, belki memleketim...
  • planlı yapısı 1939 depreminden kaynaklanan amasya ilçesi. deprem sonrasında üç ilçe birleştirilerek bugünkü taşova kurulur.
  • akp teşkilatının bana taktığı ilçe. her cumamı hayırlı ediyorlar, her kandilimi hatta çiftçiler günümü bile kutluyorlar, ısrarla beni bağırlarına basıp seviyorlar.
    her gün mutlaka bir, toplamda yedibintane mesaj alınca, bu taşova allahın aşkına neresi dedim de açıp bi' googleladım, fotoğraflarına falan baktım, hayatımda gitmediğim, büyük ihtimalle de yanından bile geçmediğim amasya'nın bi ilçesindeki akp teşkilatı neden bana sürekli sevgili hemşerim diye mesaj atar diye de hep oturdum düşündüm.
    en son taşovayı geçtik, amasya milletvekili bana mesaj atmaya başladı, helallik falan istedi, sonra da beyaz tv melih gökçek yayında diye mesaj attı.

    bunlarda bi hal bi durum var ama...

    ps; hakkımı helal etmiyorum diye cevap yazdım ama, duyan olmadı. burda somurtuyorum iki nokta aç parantez. :(
hesabın var mı? giriş yap