• bütün yıl çalışmış, yorulmuş, deniz/güneş/kum hayalleri kurmuş bünyenin son bir hafta üşengeçlik emareleri göstermesidir..ne kadar saçma değil mi? hem yoğun bir istek/ihtiyaç duyun hem de bu istek gözünüzde büyüsün..insanoğlu işte tatil bulmuşta üşeniyo demeyin okuyun lütfen..

    önce 2 kişilik bavul hazırla onu çıkar onu koy 2 gün sürüyo zaten..sabah 06.00 da kalk o koca bavullarla yollara dökül..anadolu yakasından avrupaya geç..uçakta yer vardır inşallah stresi yaşa..bulamadın sonraki uçağa kadar bekle, bekle, bekle..hadi buldun sonunda, uçuş fobisi olan sevgiliyle 1 saat 20 dk. cebelleş..o nasıl bir eziyettir anlatamam bilen bilir zaten.. suratında hep bir ölüyoruz ifadesi ve asla konuşmama..saçma sapan konuşup çikolata, şeker verip rahatlatmaya çalışırsınız..hatta hostese bak fıstık gibi demişliğim bile var ama nafile bir süre sonra suratındaki o mendebur ifade sizi de korkutmaya başlar. neyse süre kısa indik bile..

    güneyin o sıcak havası yüzünüze çarptı ve 2 saat daha yol aştıktan sonra sonunda muradınıza erdiniz..bir hafta keyif zamanı..

    ve evet dönüşte aynı işkenceler sizi beklemekte üstüne bir de 2 bavul eşyayı yıkamak size kalıyorsa üşenirsiniz benim gibi.. cinsiyet ayrımcılığına değinesim yoktu ama kadın olmak zor vesselam erkekler rahat rahat gidip dönebilirler nasılsa yanlarında bir kadın vardır onların yerine eziyet çeken..
  • burak kut - tatili bosver:

    tatili boşver hadi gel evde oturalım
    çok sıkılırsak uzun uzun konuşalım
    aynı yatakta çifte kumrular gibi koklaşıp
    her nefeste ayrı bir tad alalım..

    yıldızlar bize yol gösterir tatlım
    yeteriz biz bize sevgi sonsuz aşkım..

    tatili boşver bu sene burada takılalım,
    çok bunalırsak küsüp küsüp barışalım..
    aynı koltukta kahve fallarına bakıp,
    gece olunca sarmaş dolaş uyuyalım
  • uçak bileti önceden ayarlanıp; kendi valizini kendi toplayabilecek, kendi çamaşırını kendi yıkayabilecek zeka seviyesinde bir sevgiliyle gidilirse pek gerçekleşmeyecek olan durum.
  • bunun sebebi tatilin aslinda evde yatip dinlenmekten daha yorucu olmasi.

    tatil tatil diye cikip gidiyorsun 1 hafta, sonra donup 1 hafta da yatip dinlenmen gerekiyor. ne bicim tatil anlamiyorsun.
  • "..i lost my faith in the summer time 'cos it don't stop raining.."
  • önceki yıllarda tecrübeyle sabit, tatile giderken alınan prezervatifi eczacıya iade etme stresinden olabilir.

    eczacı küçük esnaf olduğu için her türlü çamura yatacak, sattığı prezervatifi geri almamak için türlü türlü bahaneler bulacaktır. o yüzden tatile giderken "nokta atışı" yapılmayacaksa (sevgiliyle tatile gitmek) prezervatif kesinlikle migrostan alınmalıdır. bu sayede 7 iş günü içerisinde iade edilebilir. ayrıca; migros bir kurum olduğu ve çalışanları belli başlı kurallara uymak zorunda olduklarından eczacının, muhtemel "noldu lan, tıklatamadın mı o kadar rus'un arasında" söylemlerine maruz kalınmayacaktır.
  • bavul toplamaya üşenmekle başlayan süreç.

    o kadar istemiyorum ki anlatamam. üşeniyorum. yarın tatile gideceğim, aylar öncesinden bilet alındı, ayarlandı. o kadar aylar öncesinden ki +1'im 3 kere değişti.

    o kadar hevesliydim ve istekliydim ki, o hevesle bu bavulu 10 kez toplardım.

    insan üşeniyorsa tatile gitmeye bir sebebi vardır o da bavul değildir. uçağa gitmek, güvenlikte kuyruk beklemek hiç değil.

    tatile gitmeye üşeniyorsan var bir nedeni. ya gideceğin yeri istemezsin, ya da gideceğin insanları. ben gideceğim yeri ve insanları istiyorum. ama +1'im hariç. heyecanla başladığım ilişkide o bütün heyecanımı hevesimi düşüren adamın tatilde de aynı performansı göstermesinden korkuyorum.

    aylar sonra gelen edit: +1 şaşırtmadı, performansını arttırarak devam etti, tatili de zehir etti. döndük bitirdik çok şükür. artık herkes daha mutlu, çimenler daha yeşil, gökyüzü daha mavi...
  • tam olarak içinde bulunduğum durum.

    gelecek hafta izinliyim ve hiçbir şey yapasım yok. oturduğum yerden olası tatil simülasyonları yaparak göreceğim yerleri ve sonrasında oluşacak "ee ne var deniz işte" "ee ne var yani yeşillik evet" "hımm mağara işte evet" şeklindeki nihilist hallerimi düşünerek vazgeçiyorum.

    biliyorum ki nereye gitsem kalabalık olacak. harala gürele bir yerlerden bir yerlere gideceğim o da daha çok yorucu olacak. sıcakta bunları yapmak hiç çekilmiyor. tatil beldelerini işgal eden kemirgen esnafların uçuk hizmetleri ve biçtiği fiyatlar dışında şaşıracak bir şeyim de olmayacak.

    geçen hafta kuzey ege turu aldım ama ertesi gün iptal ettim. aslında deniz tatilini de o kadar çok sevmediğimi fark ettim. suya girip çıktıktan sonra sepserin bir yerde oturmak tam istediğim şey ama o da her yerde olmuyor. güneşlenmek zinhar bana göre değil. şemsiyeyle bile olsa hiçbir şey yapmadan o güneşin altında saatlerce oturmak hiperaktif ruhuma ters. sürekli dönüp duruyorum o şezlong üzerinde, kumda vs.

    evde bacakları duvara dikip tavan izlemek,"üff tatile çıkmayarak salaklık ettin" deme pişmanlığı yaşayıp bir sonraki tatile gitmeye üşeneceğim günleri beklemek daha câzip geliyor şu an.

    keşke şu sanal gerçeklik çok ilerlese de evde öylece oturarak dünyayı gezsem.

    edit: baharda gezmeyi seviyorum, yazı sevmiyorum galiba.
  • (bkz: benim o)
    hele birde cocuk var ise..
    3 bavul hazırla
    dönüşte herşeyi yıka ütüle
    tatilde çocuk ne istiyorsa onu yap vb derken en çok anneler yoruluyor...
    gerçekten bekarsanız yada çocuğunuz yok ise simdi gidin
    çocuk olunca iyice gözünüzde büyüyor

    anneli babalı bebekli yurtdışı tatilli instagram resimlerine bakmayın tecrübe ile sabittir bildiğin yalan...

    bekarken yada yeni evliyken gezmek çok kolay bir bilete bakar birde otele yada arkadaş evine vb.
    sonra geri dönünce de hemen toplamam lazım derdine girmezsin bebek yok birşey yok.
    bu çocuğun pişik kremi nerde diye bavulu yere boşalttığımı bilirim eve girer girmez...
hesabın var mı? giriş yap