• yurdum kaldırımları ve yollarından bihaber yazarın merakı.

    araç park edilen, motosikletle çıkılan, hesapsızca masa-sandalye atılan kaldırımlarda bi tatlıcıya yer yok değil mi?

    gücün, bir kanunsuza değil hepsine yetecek.
  • seyyar satıcıların çoğu hırsızdır. bu adamlara sempati ile bakmak bana evine gelen hırsıza ikramda bulunmakla aynı geliyor.

    o seyyar satıcı tatlının tanesini 50 kuruşa satıyor, karşıdaki dükkan 75 kuruşa satıyorsa, muhtemelen o seyyar satıcı daha çok kazanıyordur. hatta aynı fiyata da satsalar daha çok kazanır. adamın kira derdi yok, belediyeye vergi derdi yok. yani her türlü çalıyor. çalmak illa bir yerden sahibinin haberi olmadan bir para veya eşya çıkarmak değildir.

    bu adam bir de işi abartıp masa sandalye falan attıysa ekstra hırsızdır. kaldırıma çıkan motor öküzdür, şikayet edilirse cezası kesilir. keza araç da öyle. lakin bu adam o kaldırımdan para kazanıyor, ve bu kazandığının vergisini vermiyor, üstüne üstlük yasak olan bir şeyi savunup milleti öldürmeye kalkıyor. birileri de bunu savunuyor. kardeşim sen niye vergi veriyorsun? milletin enayisi sen misin? bir gün esnaf ol da görürüm senin façanı dükkanının karşısına seninle aynı malı satıp bir lira kira ve vergi vermeyen biri kurulur da işini baltalarsa.

    ha şimdi diyecek ki birileri, ama büyük yerler de masa sandalye atıyor, ona kimse bir şey demiyor. yanlışı yanlışla savunmak da bir tek bu ülkede var çünkü.
  • işportacı ali'ye duyulan sempatiden ziyade zabıtanın vicdansızca orantısız güç kullanmasına ve güçlüye yalakalık yapmak karakterine işlemiş yurdum insanına karşı duyulan nefretin yansımasıdır.

    edit: bu arada ali suriye gazi'si çıkmış. ösocular, ışidciler ne zamandan beridir gazi sayılıyor? görüntüleri izlerken "5 çocuğa bakıyorum" lafından dolayı kendisine acımıştım ama şu anki düşüncem; yiyin birbirinizi ete para vermeyin.
  • (bkz: circle jerk)

    ekşicilerin "hayır ben daha vicdanlıyım. bak şimdi nasıl sövecem" şovundan başka birşey değildir.
  • sempatinin sebebi ve haklı bulunmasındaki yegane sebep, denize atalım lafını eden ve adam mücadelesini ederken arabanın camlarını kıran barzo eylemleridir.

    yoksa yaşanan hengame, sıradan seyyar-zabıta eylemlerinden öte değildir.
  • (bkz: stockholm sendromu)
  • hırsız görmek için televizyona ihtiyacı olduğunu düşünenlerin savunduğu durum. hırsızı her yerde görüyoruz, sen televizyonu kapa boşa elektrik yazmasın. zaten oradan hırsızlık falan da görmezsin. ben çoktan kapadım, sadece playstation ve işte internetten dizi falan.
  • yüzde yüz katıldığım önerme. sözlükteki gereksiz ve saçma duyarlılık olaylarından biri daha. adam ne satıyor kimsenin herhangi bir fikri yok, büyük olasılıkla da merdiven altı imalathaneden alınan pis tatlılar, çoluk çocuğun sağlığıyla oynamaktan başka birşey değil. adamın insanlara bıçak sallaması vs. bahsetmeyeceğim bile. o adamı nasıl gözaltına almadılar şaşırıyorum hala. orda bulunan zabıtalardan birisi sizin babanız, abiniz, eşiniz de olabilirdi.
  • empati yerine sempati duyanları görüyoruz. kanunsuz iş yapan her kim olursa olsun "gariban bu idare edelim" görüşü , hak yemektir . kalan 80 milyon küsür kişiden herhangi biri de yapsa bu amcanın yaptığını, yanlıştır. yanlışı desteklemek de yanlıştır.

    peki bu amcamıza karşı olan tutum doğru mudur? hayır. kolluk güçleri hem kendi hem çevre hem de tatlıcının güvenliğinden sorumlu olmalıydı, ama sonuçta sopalar konuştu, kafalar yarıldı.
  • insanlar keşke zabıtanın mı yoksa seyyar satıcının mı daha masum olduğunu tartışana kadar, 2016 yılında hala neden insanların enformel işlerle uğraşmak zorunda olduğunu düşünse.çünkü bu adam bir tane değil binlerce.

    az at gözlüğü,fazla açık zihin sözlük.duyar kascağımıza azcık mantıklı düşünebilsek,ortada tartışma yaratcak konu kalmayacak ama iştee.
hesabın var mı? giriş yap