• önce alkolle ilgili şu temel gerçeği kabul etmek gerekir.
    "kadehin boyutu ile içkinin bünyeye vereceği zaiyat arasında ters orantı vardır."

    bu yüzden minicik, şirincik tekila kadehleri hiç de göründüğü kadar masum değildir. tekila, maksatlı bir içkidir. önce niyet edilir, sonra içilir. "niyet ettim kopmaya, dağıtmaya, dibine kadar sarhoş olmaya..."
    muhabbet olsun diye tekila içilmez. zaten o yüzden başlangıç değil final içkisidir tekila.
    elde edilen sarhoşluğa gelirsek; bu sarhoşluk -her ne kadar tekila sarhoşluğu desek de- aslında sadece tekila ile sağlanmamıştır muhtemelen. o raddeye gelene kadar en az iki farklı çeşit alkol tüketilmiş, final için ise eğlencenin piri tekila seçilmiştir. dolayısıyla en "dün gece naptım ben" sarhoşluğudur. tekilalı bir gecede, son derece ciddi rezilliklere imza atılmış olma ihtimali bir hayli yüksektir. ayrıca, diğer tüm "shot" içilen içkilerde olduğu gibi, dozu kaçırılırsa -ki rahatlıkla kaçırılabilir- taksim ilkyardım'da sonlanma olasılığı da en yüksek sarhoşluktur.
    farkındaysanız "x sarhoşluğu" temalı çalışmamın tekilaya ayırdığım bu bölümünde cin sarhoşluğu veya şarap sarhoşluğu değerlendirmelerimdeki gibi analizler yapamıyorum.
    neden?
    çünkü tekila sarhoşluğu hatırlanmaz.
  • şarap sarhoşluğunun aksine ertesi gün kendisini en az belli eden hatta hiç belli etmeyen sarhoşluktur. ne güne kıpkırmızı gözlerle başlamanıza sebep olur ne de başağrısına.
  • --- ekşi macera kabus'un bir bölümüdür! dikkat! şayet buraya bir "bkz" vasıtasıyla gelmediyseniz lütfen (bkz: #17201743) ---

    salyamın yanağımdan aktığını hissediyorum. en pembişlerin yanaştığını hatırlıyorum. bir ıslaklık vardı ama yanağımdan akana benzemiyordu. gözlerimi açmaya korkuyorum. gayet kendimdeyim ama bayılmamdan bu yana çok fazla zaman geçmemiş olabilir. ya kız tepemde bekliyorsa? sızdığımı düşünmesi, öpüşmeye dayanamayıp bayıldığımı düşünmesinden daha iyidir hiç yoktan. en iyisi gözlerimi sıkı sıkıya kapatmak...
    zihnen kendine geldikten sonra gözleri kapalı tutmak tamam ama kulakları kapamanın bir yolu yok. bıçakla bir tahtanın üzerinde doğramayı andıran sesler duyuyorum. barda yemek yapıldığına dair bir emare yok zihnimde. kasapa gittim de haberim mi yok? restorant, kasap derken ameliyathane geliyor aklıma. gayri ihtiyari ellerim hemen üstümü yoklama yoluna gidiyor. üzerimde en azından gövdemde kıyafet yok! kesin kesip biçiyorlar beni, narkoz etkisi altında olduğumdan hissetmiyorum. bir hışımla açıyorum gözlerimi sarı lekeye. tavan akmış. bilgim dahilinde bizim evde böyle bir tavan yok. hastanede böyle tavan olsa uğur dündar eşliğinde gelen sağlık bakanlığı yetkilileri kapatır burayı!
    bir müddet manasız bir şekilde tavanı izlemeye devam ediyorum. ses aynı tonajda devam ediyor. kafamı azıcık yana çevirme isteğine daha fazla karşı gelemiyorum. eskimiş kırmızı bir koltuğun üstünde yatıyorum sanırım. bizim evde kırmızı koltuk olmadığına yüzde yüz eminim!
    hastanede değil, check! kasap olamaz, check! peki, neresi burası?! organ mafyasının ini, checkme... ulan yoksa böbrekle--? ellerim tekrar böğrüme giderken kafamı kaldırıp doğruluyorum. görünürde sağlamım, en azından aklım hariç her şeyim yerinde gibi...
    yerimde doğrulduğumda başım zonklamaya, sızlamaya başlıyor, vücudum dökülüyor... tekila çarpması feci olur biliyorum da hiç içmediğim bir şey değil ki? hiç bu hale gelmemiştim şimdiye değin. başımın zonklamasında tahtaya vuran bıçak sesi etkili olmuş olabilir. zaman geçtikçe tahtaya vuran bıçak sesi iyice artıyor, tık tık, tık tık tık, tık tık tık tık--- gittikçe daha hızlı, daha da hızlı...
    ses artık dayanılmaz hale geldiğinde başım kendiliğinden sesin geldiği yöne dönüyor. evden çıkarken giydiğim siyah gömleğim esmer uzun saçlı bir hatunun üstünde. üstelik oldukça da bol gelmiş. tezgahın önünde çıplak bacaklarının altında ayağını yere bükmüş, elinde bıçak bir şeyler doğruyor.
    lan yoksa tekilama roofies mi attılar, nedir? aradaki kısımlar nerede? gerçi bardaki hatuna benziyor tezgahın önündeki kadın. kadın değil mi? evet, evet kadın olmalı. kıvrımlı bir vücudu var. hiç yoktan bu iyiye işaret.
    ağzımı açıp neler olduğunu sormak istiyorum. dudaklarım açılacak gibi oluyor ama nafile açılmıyorlar! tekrar deniyorum, canım yanıyor! elim dudaklarıma değdiğinde gözlerim tekrar kararıyor...

    ...

    sanki kalbime adrenalin iğnesi yemiş gibi soluk soluğa uyanıyorum. gözlerim yerinden fırlayacak neredeyse. üşüyorum, buz gibi. kafamın delice hareketiyle etraftaki her şey bir anda beynimin önüne geliyor. verileri tek tek ele alan beynim şoka giriyor.
    bulunduğum yer bembeyaz. etrafta karolar var. burası bir banyo. içerisi çok soğuk, anadan doğma çıplağım. küvet. buz, su... ve kan---

    --- the end ---
  • raki sarhoskugu gibi degil. etkisi birden degil de sonradan ortaya cikiyor.
    shot bardagini limon suyuna sonra tuza batirip tekila'yi da koyup bir yudumda yuvarlayinca o tadın damaginizda ve bogazinizda biraktiği hazzi ince bir dilim limon yiyerek daha da arttiriyorsunuz. sonra bi daha, bi daha, bi daha...
    alkol komasina girmeyecegimi bilsem bütün şişeyi bitireceğilm.
  • ertesi gün zerre kadar baş ağrısı yapmayan sarhoşluktur. tecrubeyle sabit.
  • dünyanın en zevkli sarhoşluğudur.eğlendirir sapıttırır güldürür döndürür.
  • bi akşam gece vardiyasına gitmeden 1 saat önce 7 shot atmıştım o gece işe gittim mi gittiysem naptım hep merak etmişimdir
  • başka bir şeye benzemez bu durum. ellerini tekilayla yıkayan birini tanımıştım vakti zamanında. :)

    t: alkol oranı yüksek oldugu için bi tık yoran sarhosluk.
hesabın var mı? giriş yap