• çok güzel olacağını düşündüğüm filmdir. neden derseniz;

    the bling ring setinden

    edit: bok gibi filmdi. üstte koyduğum fotoğraftaki sahne sadece üç saniye falan gözüktü. o kadar fotoğrafı resmen filmin tanıtımını yapmak için çekmişler. izlemeyin bence.
  • sofia coppola genç karakterlerinin motivasyonunu fazlasıyla küçümseyerek amaçlarını sadece çabucak tüketilen bir eğlence arayışına indirgiyor ve artık manyaklık derecesine ulaşmış, sorumluluk duygusundan uzak, anlık beğenilere dayalı bir amerikan popüler kültür fantezisine bilinçsizce hizmet ettiklerini göstermekten başka anlatmaya değer bir tarafları olmadığını ima ediyor..

    ağır suçların bile uyuşturucu gibi bağımlılık yaratıcı ve hızla tüketilir bir meta haline geldiğinin altını çizmeye o kadar kasmış ki işin içinden insan psikolojisini, heyecanı, tedirginliği, korkuyu bile çekip çıkarmış.. halbuki hiçbir insan evladı o kadar ruhsuz olamaz, ölüye saldırır gibi eşyaya saldıran zombi değil bu çocuklar..

    sonunda da mahkeme sürecini göstermiyor bile; hemen hüküm verildi, bilmemize bile gerek yok, oldu bitti.. yani güya bu gençler hiçbir pişmanlık yaşamamış, hiçbir ders çıkarmamış tüm bu yaptıklarından..

    doyumsuzluk, başıboş kalmışlık/bırakılmışlık, idealsizlik ve hiçlik hissine vurgu yok; sadece şımarıklık, özenti ve kısa yoldan şöhrete ulaşma sevdasına değinerek 90'lar jenerasyonunun ruhunu yakaladığını zannediyor.. olayı doğru kavrasa şaşardım zaten..

    çok tepeden bakan, küstahça ve zorlama bir eleştiri.. artık 40'lı yaşlarına gelmenin, zamanında sahip olamadığı sosyal ve teknolojik imkanların da kini var biraz herhalde..

    gitmeden ufak bir piyes:
    - ben bugünkü gençleri ellerinde iphone, sabahtan akşama kadar facebook, apolitik nesil zannederdim ama bu gezi olayları beni geleceğe dair çok umutlandırdı yeaaa..
    - he dayı he, allah senden razı olsun, selametle...

    4/10
    not: direniş destekçisiyim..
  • açılış şarkısı çok güzel olan film. aşırı cool sarışın kız 95liymiş lanet olsun. emma watson kızın gölgesinde kalmakta ışıldayamıyor. film de fena değil.
  • emma watson var diye izlediğim ama acayip boktan çıkan film. yazık lan 1.5 saate. şu filmin en güzel sahnesi* bunu izleyin yeter
  • hayatımda izlerken en çok eğlendiğim filmlerden biri. entel izleyici kitlesine hitap etmediği de afişinden tut da konusuna kadar aşikar.

    azıcık modaya ve magazine ilgisi olan bir insanın bayılacağı bir film. rebacca seni anlıyorum bacım, benim de günlerim ünlülerin giydiği o kıyafetlere bakarak geçiyor. soundtrack'i de harikaydı, nerede dinlediğim şarkı var hepsini koymuşlar.

    --- spoiler ---

    lindsay lohan'in evine girdiklerinde rebacca'nın onun parfümüne uzun uzun dokunması ve parfümü sıkarken o yüz ifadesi görülmeye değerdi. ergenliğimde ben de kendisine hayrandım, o saplantıyı harika yansıtmışlar.

    marc gibi erkek kanka da zor bulunur.

    --- spoiler ---

    bu filmi beğenmeyen insan ise benimle hiç tanışmasın, suratıma yumruk atmak isteyebilir.
  • --- spoiler ---

    çerezlik film. izlettiriyor. yalnız bu ünlülerin evinde hiç mi hizmetçi, güvenlik, alarm falan yok. selamun aleyküm diye girip evde parti bile veriyorlar.

    --- spoiler ---
  • sofia coppola ve emma watson isimleri sayesinde izlenen filmden bozma şey. şunu kısa kessen belki güzel bir klip olabilirmiş ama. bu yaklaşımla bir şeyler anlatmak istenseydi hiçbir şey anlamazdım, iyi ki bu kadar boş bir şey olmuş. izlemeyin.
  • digiturkte aptal bir kanal vardı ünlü hayatlarını anlatn. orada bi reality showda görmüştüm kızın biri orlando blooma yalvarmıştı affetsin diye de orlando suratına bile bakmamıştı ve kız ciddi ciddi yargılanmıştı. işte o aptalı emma watson oynamış bu filme. hiçbir derinliği olmayan oldukça yüzeysel belgeselimsi de olmayan dramatize de edemeyen yani o seviyeye bile ulaşamayan bir film olmuş maalesef. oyunculuklar için diyecek bir şey yok bence. kötü senaryo diyelim konu kapansın.
  • gerçekten vakit kaybedilmemesi gereken bir film. senaryo aynen şu şekilde işliyor:

    --- spoiler ---

    erkek: of hiç arkadaşım yok.
    kız: ben senin arkadaşın olurum.
    erkek: (ne güzel oldu.)
    kız: hadi kilitlenmemiş arabalardan bi şeyler çalalım.
    erkek: ney? eh, peki.
    kız: hadi kilitlenmemiş evlerden bi şeyler çalalım.
    erkek: ney? eh, peki.
    kız: hadi paris hilton'un evinden bi şeyler çalalım.
    erkek: ney? eh, peki.
    kız: hadi paris hilton'un evinden bi şeyler çalalım.
    erkek: peki.
    kız: aaa bak ne buldum, kokoyin.
    erkek: sniff. hüloğ.
    kız: hadi arkadaşlar, paris hilton'a gidiyoruz.
    kızlar ve erkek: peki.
    kız: hadi şu eve de gidelim.
    erkek: peki.
    kız: hadi buraya da girelim. ay! az daha yakalanıyorduk!
    erkek: ay ay ay.
    kız: hehe baksana bizi görmüşler ama yüzümüz gözükmüyor.
    erkek: ay ben korkarım.
    kız: korkma salak. hadi paris'e gidelim.
    kızlar ve erkek: peki.
    erkek: ya uf ben sıkıldım.
    kız: benim babama gitmem lazım.
    polis: hepinizi yakaladık!
    erkek: :'(
    kız: :(
    emma watson: ben aslında film boyunca zerre işlevi olmayan bir karakterken birden en önemli karakter haline geldim, hadi vogue benle röportaj yapsın.
    vogue: sizce bu filmi çekilir kılan nedir emmanım?
    emma watson: şu görüntüler: http://imgur.com/a/gaoj7 bunların dışında filmin gerçekten zerre değeri yok.
    sofia coppola: oha süper sanatsal film çektim.

    --- spoiler ---
  • sanırım sofia coppola bu nesilin ne kadar boş olduğunu göstermek için en az onlar kadar sığ bir film çekmeliyim diye düşündü ve ortaya bu film çıktı. yanlış anlaşılmasın film kötü veya iyi demiyorum sadece olayların ve karakterlerin bu kadar hızlıca geçilmesinin bilinçli bir tercih olduğunu söylüyorum. kız ve çocuk iki dakikada arkadaş olup okul çıkışı ev soymaya başlıyorlar. amaçları sadece markalı elbiseler giyip gece klubünde etrafa para saçmak. tek gayesi sürekli tüketmek olan, çabuk sıkılan, hep daha fazlasını isteyen bu nesilin gerçekten var olması işin kötü yanı. morpheus dayının dediği gibi belki de bu daha önceki jenerasyonun suçu.

    http://i.imgur.com/wxldye1.png
hesabın var mı? giriş yap