• gerçekten vakit kaybedilmemesi gereken bir film. senaryo aynen şu şekilde işliyor:

    --- spoiler ---

    erkek: of hiç arkadaşım yok.
    kız: ben senin arkadaşın olurum.
    erkek: (ne güzel oldu.)
    kız: hadi kilitlenmemiş arabalardan bi şeyler çalalım.
    erkek: ney? eh, peki.
    kız: hadi kilitlenmemiş evlerden bi şeyler çalalım.
    erkek: ney? eh, peki.
    kız: hadi paris hilton'un evinden bi şeyler çalalım.
    erkek: ney? eh, peki.
    kız: hadi paris hilton'un evinden bi şeyler çalalım.
    erkek: peki.
    kız: aaa bak ne buldum, kokoyin.
    erkek: sniff. hüloğ.
    kız: hadi arkadaşlar, paris hilton'a gidiyoruz.
    kızlar ve erkek: peki.
    kız: hadi şu eve de gidelim.
    erkek: peki.
    kız: hadi buraya da girelim. ay! az daha yakalanıyorduk!
    erkek: ay ay ay.
    kız: hehe baksana bizi görmüşler ama yüzümüz gözükmüyor.
    erkek: ay ben korkarım.
    kız: korkma salak. hadi paris'e gidelim.
    kızlar ve erkek: peki.
    erkek: ya uf ben sıkıldım.
    kız: benim babama gitmem lazım.
    polis: hepinizi yakaladık!
    erkek: :'(
    kız: :(
    emma watson: ben aslında film boyunca zerre işlevi olmayan bir karakterken birden en önemli karakter haline geldim, hadi vogue benle röportaj yapsın.
    vogue: sizce bu filmi çekilir kılan nedir emmanım?
    emma watson: şu görüntüler: http://imgur.com/a/gaoj7 bunların dışında filmin gerçekten zerre değeri yok.
    sofia coppola: oha süper sanatsal film çektim.

    --- spoiler ---
  • ben hayatımda kaybettiğim zamana hiç acımayan biri olarak bile, şu film bitince naptın lan ben şimdi dedim. kısacası niye böyle bir şey yapmışlar anlamadım o kadar emek veriliyor bir film çekmek için adam gibi bir şeyler çeksenize be kuzum.
  • emma watson'ın bacaklarının başrolünde yer aldığı film.

    bunun dışında; aslında filmin tam da bir şey anlatılacak bir noktaya gelmişken bitmesini anlamadım. bir yazar/yönetmen için hikaye tam başlayacakken biz finale geliyoruz.

    --- spoiler ---
    esas, halkın bu çocukları kahramanlaştırması ve bunun sebepleri hikaye edilecekken filmin bitmesi, aslında tüm o 1.5 saat boyunca anlatılan boş şeylere katlanmak zorunda kalan seyirciyi daha da derin bir hayalkırıklığına sevkediyor.
    --- spoiler ---

    coppolagillerin kızının bu filmi neden çektiğine, babasının ise bu filme neden para yatırdığına bir türlü anlam veremedim.
  • sofia coppola genç karakterlerinin motivasyonunu fazlasıyla küçümseyerek amaçlarını sadece çabucak tüketilen bir eğlence arayışına indirgiyor ve artık manyaklık derecesine ulaşmış, sorumluluk duygusundan uzak, anlık beğenilere dayalı bir amerikan popüler kültür fantezisine bilinçsizce hizmet ettiklerini göstermekten başka anlatmaya değer bir tarafları olmadığını ima ediyor..

    ağır suçların bile uyuşturucu gibi bağımlılık yaratıcı ve hızla tüketilir bir meta haline geldiğinin altını çizmeye o kadar kasmış ki işin içinden insan psikolojisini, heyecanı, tedirginliği, korkuyu bile çekip çıkarmış.. halbuki hiçbir insan evladı o kadar ruhsuz olamaz, ölüye saldırır gibi eşyaya saldıran zombi değil bu çocuklar..

    sonunda da mahkeme sürecini göstermiyor bile; hemen hüküm verildi, bilmemize bile gerek yok, oldu bitti.. yani güya bu gençler hiçbir pişmanlık yaşamamış, hiçbir ders çıkarmamış tüm bu yaptıklarından..

    doyumsuzluk, başıboş kalmışlık/bırakılmışlık, idealsizlik ve hiçlik hissine vurgu yok; sadece şımarıklık, özenti ve kısa yoldan şöhrete ulaşma sevdasına değinerek 90'lar jenerasyonunun ruhunu yakaladığını zannediyor.. olayı doğru kavrasa şaşardım zaten..

    çok tepeden bakan, küstahça ve zorlama bir eleştiri.. artık 40'lı yaşlarına gelmenin, zamanında sahip olamadığı sosyal ve teknolojik imkanların da kini var biraz herhalde..

    gitmeden ufak bir piyes:
    - ben bugünkü gençleri ellerinde iphone, sabahtan akşama kadar facebook, apolitik nesil zannederdim ama bu gezi olayları beni geleceğe dair çok umutlandırdı yeaaa..
    - he dayı he, allah senden razı olsun, selametle...

    4/10
    not: direniş destekçisiyim..
  • --- spoiler ---

    çerezlik film. izlettiriyor. yalnız bu ünlülerin evinde hiç mi hizmetçi, güvenlik, alarm falan yok. selamun aleyküm diye girip evde parti bile veriyorlar.

    --- spoiler ---
  • sanırım sofia coppola bu nesilin ne kadar boş olduğunu göstermek için en az onlar kadar sığ bir film çekmeliyim diye düşündü ve ortaya bu film çıktı. yanlış anlaşılmasın film kötü veya iyi demiyorum sadece olayların ve karakterlerin bu kadar hızlıca geçilmesinin bilinçli bir tercih olduğunu söylüyorum. kız ve çocuk iki dakikada arkadaş olup okul çıkışı ev soymaya başlıyorlar. amaçları sadece markalı elbiseler giyip gece klubünde etrafa para saçmak. tek gayesi sürekli tüketmek olan, çabuk sıkılan, hep daha fazlasını isteyen bu nesilin gerçekten var olması işin kötü yanı. morpheus dayının dediği gibi belki de bu daha önceki jenerasyonun suçu.

    http://i.imgur.com/wxldye1.png
  • hayatın boşluğuna dair bir tez yazıyordum, tembellikten bitiremediğimi sandım uzun süre. sonra kendimi çok dinledim ve inancımı yitirdiğim için yazamadığımı gördüm. rahatladım.
    community'de winger "şu anda, ne kadar çok sahte insanın, hayatın ne kadar sahte olduğundan bahsettiğini biliyor musun?" dedi, tezi bırakma kararımda haklı olduğumu bir kez daha anladım.
    bu filmden ve daha öncesinde springbreakers'dan kusa kusa çıkan ve bomboş berbat birer film olduklarını söyleyen kimseler karşısında, her biri yaşayan bir insanın ağzından bizzat çıkmış repliklerinin kan donduruculuğunu anlatmaya kalkmak ne kadar saçmaysa, o tezi yazıp savunmam ve kapağında adımla bastırıp kitaplığa koymam da o kadar saçma.
    o yüzden ikisini de yapmıyorum.
  • emma watson var diye izlediğim ama acayip boktan çıkan film. yazık lan 1.5 saate. şu filmin en güzel sahnesi* bunu izleyin yeter
  • hiçbir önyargım olmadan izlediğim bir film.

    bu film bana kapitalizmin nasıl da oyuncak olabildiğini söylüyor. gidip gözüne kestirdiğin bir porsche'a binmekten bahsetmiyorum. kapitalizmin ucundakilerin nasıl da beklentiler yaratıp, bunları nasıl da tatmin ettiğini, bilinçaltından bilinci nasıl da manipüle ettiğini gösteriyor. gucci'li bugatti'li şarkılarla ilginç chanel'li diyalogların sadece bir katmanı var: acıyarak seyretmek ama tam öyle değil. ergen insanların bilinci biraz bulanıksa nasıl acınır? imrenme kelimesi nedir? işte böyle...

    emma watson'ın oyunculuğu bir yerime battı. nasıl da kişisel yargılar oluşturdum toplam 45-70 dakikalık şovuyla kendim bile anlayamadım. tabiri caizse "kotaramamış."

    dolu dolu bir şaheser değil kendisi ama çok ilginç bir açısı var ve bu doğru noktadan bakmayınca gözükmüyor, böyle bir perspektiften ibaret de film yapılmaz lakin sofia hanım sanırım öngörememiş bu durumu ki herkes böyle fikirleri umursamayabilir. sanırım yönetmenler bizness'ın içine gömüldükçe detaylarda kayboluyor, perspektiflerini kaybediyorlar. birçok örneğini pek çok kez gördük.
  • eğer psikoloji öğrencisiyseniz istemeseniz de filmi bir psikoloji öğrencisiyim gözüyle izliyorsunuz
    eminim psikoloji bilimiyle uzaktan yakından alakanız olmasa bile suçun ailelerde olduğunu anlamışsınızdır.

    %100 suçlu olan aileler demiyorum elbette ama bazen görünen köy klavuz istemiyor.
    kimseyi suçlayamayız ana emma watsonun karakterinin annesi çok korkunçtu. o karıyı allah nasıl biliyorsa öyle yapsın.
hesabın var mı? giriş yap