aynı isimde "the man in the high castle (dizi)" başlığı da var
  • (bkz: i ching)
  • 6:45'in yeniden basarak philip k. dick okuyucusunu sevince boğduğu kitaptır. ayrıca bu baskı nazizim ve yüksek şato kitapçığını da barındırmaktatır. ne de güzeldir ne de şahanedir.
    ayrıca nadirkitap'ta 85 liraya listeleyen sahafa da selam ederim.
  • kitap ve yazarı hakkında atılıp tutulan bir t24 yazısına buradan ulaşılabilir
  • adı aşırı derecede dikkat çeken, yazarı zaten tartışmaya gerek olmayan, teması on numara ve ele alındığında bırakılması zor olan bir kitap. lakin 6:45 yayınları'ndan yeni çıkan versiyonu redaksiyon konusunda sınıfta kalmış olup yüzlerce yazım ve imla hatasıyla doludur. en göze batanları da insan isimlerinde yapılanlardır. örneğin alman konsülü herr reiss, bir bakarsınız "her reiss" olur, bir bakarsınız "reis" olur. bay tagomi'nin ofisinde çalışan bay ramsey arada bir size firavun ramses olarak göz kırpabilir. bunun yanı sıra, karakterler motele değil modele gidebilir. efendime söyleyim, kitapta sözü geçen "operation dandelion" çeviride "karahindiba operasyonu" olarak geçerken, philip k. dick'in sonradan yazmaya çalışıp yarıda bıraktığı ve 6:45 çevirisinin arkasına eklenen devam kitabına ait taslaklarda bir anda "aslanağzı operasyonu"na dönüşebilir. kaldı ki karahindiba'nın eş anlamlısı da "aslanağzı" değil "aslandişi"dir. ulan türkçeye çevrildiği saniye direk baskıya mı verdiniz kitabı ne yaptınız siz abicim?
  • 6:45 yayınlarından çıkan versiyonunun çevirisi berbat olan kitap. (bkz: feyyaz şahin) yahu, bir kelime aynı sayfada nasıl bir kez doğru bir kez de yanlış yazılabilir? ne imla kurallarına önem vermişler, ne de anlatım ve iç monolog ayrımını gözetmişler. anlatıcı durumu betimlerken birden aynı üslupla karakter içinden düşünmeye başlıyor, tabii kafa karman çorman. genel olarak da çevirilerin sığlığından mı bilemem ama kitapta bir ruh eksikliği var. ben çeviriden olduğunu düşünüyorum, ki üstte de belirtilmiş, hatalar öyle gözardı edilecek şekilde değil ve kitabın anlatımına dahi etkiyor.

    kitabın başına da bir yazı koymuşlar, bir süre gülmekten kitabı okuyamadım. sanki yeraltı edebiyatına hevesli bir ergene ''al abicim sen içli çocuksun yaz şöyle acayip bi şeyler'' demişler de ortaya saçma sapan bir yazı çıkmış; kadıköy'ün puslu sokaklarında ölüme giden lemurlar ne ya? bildiğin güneşli ve neşeli bir yer orası? sanki innsmouth. black metalciler bile şen şakrak, pembe saçlı kızlar kucaklarda geziyor. neden böyle bir kasvet durup dururken?

    biz, 1984, cesur yeni dünya gibi aynı türden kitapları zevkle okuduğumdan ve halihazırda bu kitabın da yarısına geldiğimden kitabı bırakmak istemiyorum. ama böyle olduğunu bilseydim asla almazdım. ucuz da değil.
  • elimde metis yayinlarina ait 1999 basimi bulunan kitap. kicimi yirtmistim bulmak icin. allahtan bi donem akmarda çalışmışım.
  • ve sonunda harekete geçilmiş sanırım.
    bugün facebook'ta ingilizce bi sinema sayfasının postuna denk geldim ama vakitsizlikten bakamadım.
    aslında bu tarz eserleri ve eserden yola çıkan çalışmaları okumak/izlemek istemiyorum.
    hep aklımda kaldığı şekilde, esinlenme olmadan düşünmek istiyorum fakat dayanamayacağımı da çok iyi biliyorum.
    güzel şeyler neden bu kadar bekletilir?
    2015 ya..
    zaten gelecekte yaşıyoruz artık.
    bu kadar beklemeye değer miydi kuzum?

    reserved: izledikçe editlenecek.
  • iyi bilimkurgu çıkmıyor. güzel hikaye çıkmıyor dediğimiz günlerde ustanın işini ekrana aktararak büyük sevaba girmiş yapım.
  • sanırım pkd'nin neden bu kadar abartıldığını asla anlayamayacağım. (pkd'nin öyküleri hariç) okuduğum bütün romanlarında asimov'un derli toplu anlatımını arıyorum. yine de asimov'un bilim kurgu'nun star'ı diye adlandırdığı pkd'yi bir kaç kitaba indirgemek olmaz. daha iyi anlamak için pkd'nin diğer eserlerine de şans vereceğim.
hesabın var mı? giriş yap