• hani lokmayı iyi çiğnemeden yutmuş bulunursunuz da yemek borunuzu yırta yırta gider; işte insanın içini öyle acıtan bir film ve aynı adlı şarkısı...
  • sex and the city 'nin 2.sezonunun final bölümünde sözü geçer. kızlar big ve natasha'nın nişanını konuşurlar..carrie neden onunla değil natasha'yla olduğunu anlamadığını söyler.. . konu bu filme ve şarkısına gelir, kızlar filmi müthiş bir coşkuyla repliklerine kadar anlatırlar.."kız filmi" diye küçümseyen samantha bile duygulanır.
    öyle güzel bir sahnedir ki o masada, beşinci sandalyede de siz olmak istersiniz, yüzlerce kere izleyip ekran karşısında öyle hissedersiniz..

    --- spoiler ---

    carrie: why her, i mean really, why her?
    miranda: one word: hubble!
    charlotte: hubble!!
    carrie: oh my god hubble! it is so hubble!!
    samantha: who's hubble?
    carrie: hubble! robert hubble redford in "the way we were"
    charlotte: i love that movieee..
    carrie: i love love love that movie.
    samantha: i never saw it
    carrie-miranda-charlotte: oh my god!
    miranda: what are you? an alien? how could you not have seen "the way we were"?
    samatha: chick film....
    miranda:ok. robert redford is madly in love with barbara streisand.
    charlotte: katie!
    carrie: kkkkatie!
    charlotte: ohh kkkkatie right
    miranda: but he can't be with her because she's too complicated and she has wild curly hair.
    carrie: hello!! c-c-c-c-curly!!
    miranda: yeah...so he leaves her and marries his simple girl.. with straight hair.
    carrie: ladies, i am having a epiphany ..the world is made of two types of women: the simple girls and "katie" girls!
    and i am a katie girl! and where are our drinks??
    charlotte: i always cry at the iast scene in that movie...when she sees him with his new wife
    carrie: the simple girl!
    charlotte: and she reaches up..
    carrie: and smoothes his hair away..
    miranda: and she says to him:
    miranda-carrie-charlotte: "your girl is lovely hubble."
    charlotte: and then the music comes in..
    carrie: memories...
    miranda: oh my god it's so god.
    carrie: light the corners of my mind. misty water colored memories. of the way we were.
    miranda: ok. let me do my favourite part.
    can it be!
    miranda-carrie-charlotte: can it be that it was all so simple then .. or has time rewritten every line..if we had the chance to do it all again..tell me - would we? could we?
    samantha: i miss james..
    carrie: excuse me.

    --- spoiler ---
  • her şey bi yana, en çok da insanın kendi olmaktan vazgeçememesinin hikayesidir bu film. ne kadar aşık olursanız olun, kendinizden vereceğiniz ödünün sınırı, ilişkinin sizin içinizi kemirmeye başlayacağı noktaya kadardır. katie, eğer hubbell kendini aşıp da geliştiğinde ona bir şans daha veremeyecek kadar tükenmeseydi belki sonu böyle olmazdı. ama bu da ilişkinin doğasında olsa gerek. önceden gelen tükenmişliğin bir noktadan sonra geri dönüş kapısını kitlemesi. öyle kitlemesi ki, her şeye rağmen içinin düzelememesi, hiç bi şeye eskisi gibi inanamamak, güvenememek. her şeyden çok da incinmeyi artık göze alamamak. yaşanan en çok bu. ama en güzeli, bunların ayrıyken bile birlikte olmaları. hiç birinin diğerini hayatından, aklından çıkartamaması. sürmediği halde bir ilişkiyi yine de sürdürmek.

    adam gibi film böyle çekilir. her izlendiğinde insanın boğazına asansörler dizen filmlerden bu da.
  • şarkımız aynı zamanda friends dizisi 3 sezon ilk bölümünde rachel ın en güzel aşk şarkısı olarak tasvir ettiği şarkıdır.doğrudur da.
  • filmin en enteresan yönü taraf tutmaya izin vermemesi. hubble veya katie tarafında olamıyor seyirci. çünkü bu gerçekten birbirini seven ama birbirlerine uygun olmayan insanların hikayesi. önce katie adamın peşinde koşuyor veya öfke nöbeti gibi delirmelerine diye kıl oluyoruz. ama sonra, ilk ayrılıklarında katie hubble'ı eve çağırıp da barışma isteğini söylediğinde hubble'ın gülerek ellerini sanki katie'nin yüzünü avuçlarının arasına almışçasına kaldırması ile aslında onun da vazgeçmek istemediğini anlıyoruz; sadece katie daha cesur..
    son 3 dakikası gerçekten çok feci. hele hubble'ın katie onu saçını düzelttikten sonra ona sarılırken iyice kendine çekmesi, anlık da olsa onunla bir olmuş gibi hissedercesine yüzünün aldı ifade tarifsiz. kızlarını sorarken ismini söyleyemiyor, çünkü isim vermek onu kişiselleştirmek demek. katie'yi kızlarının bir başka adamın babalığı ile büyümesine izin verecek kadar çok sevip de birlikte olamamaları halini; katie'ye olan aşkının bitmediği ama olamayacağını bildiğini o kadar güzel anlatıyor ki..
    tek dert ettiğim katie onun saçını düzeltirken neden eldivenini çıkarmıyor; neden o kısacık belki de son kez birbirlerine dokundukları anı parmak uçlarında hissetmek istemiyor?
  • tekrar tekrar izlenen ve her izlendiğinde yeni bir sahnesinden etkilenen film. sanırım bu insanın her izlediğinde aradan gecen zamanla alakalı, buyuyor işte insan.

    ps :bulamayanlar için; kendisi torrent vasıtasıyla edinilebiliyor. üstelik görüntü kalitesi de oldukça iyi.
  • dünya görüşleri sebebiyle birbirlerine benzemeyen iki kişinin aşkını hakkıyla anlatan filmdir. kült mertebesine bileğinin hakkıyla erişmiştir.

    --- spoiler ---

    zira katie karakteri (barbra streisand) yahudi olması, aktivist olması, doğrucu davut olması, sözünü sakınmaması ve ideal güzellikte olmaması hasebiyle muazzam gerçeklik kazanmış, aşık olduğu adamla, hubbell ile (robert redford) ilişkinin neden yürümediği insan ruhunu tatmin edecek derinlikte anlatıldığı sydney pollack filmidir aynı zamanda.

    --- spoiler ---

    bir de şöyle bir yan etkisi vardır ki; bu filmden sonra nice aşk filmi tırt gelir insana...
  • filmin isminin turkce'ye "bulundugumuz yol" olarak cevrilmis olmasi da ayri bir acitir.
  • çok güzel, çok gerçek bi film.
    çok sev, deli gibi aşık ol ama biter, bitmesi gayet olağan, diyor film.

    --- spoiler ---

    hubbell'a mı üzülüyorsun, katie'ye mi karar veremiyorsun. kimse değişmesin istiyorsun izlerken, neyse ki değişmiyorlar da.

    bu normal bi film olsa sonuna gelince, ee kızı göstermediler? hubbell kızını görmeyecek mi hiç? hiç mi görüşmeyecekler şimdi bunlar? gibi lüzumsuz bir sürü soru belirir kafanızda istemeden.
    ama bu film normal değil. bu soruların hiç birini sormuyorsunuz sonunda. onlar yıllar sonra karşılaşıp sarılıyorlar birbirlerine ve bu izleyiciye yetiyor. geçen sürede neler yaşandı, ileride neler yaşanacak, hiçbir şeyi merak etmiyorsunuz.

    ayrılıyorlar, ayrı olmaları gerekiyor.

    --- spoiler ---

    bi ilişkinin başlaması için, yaşanması için kendinden ödün vermemek ne de güzeldir. bitmesi bile güzeldir.
  • paula & karol şarkısıdır.

    tadından yenmez.
hesabın var mı? giriş yap