• çevre tiroid parankiminden farklı ve radyolojik olarak ayrılabilen lezyonlara tiroid nodülü denir. tiroid nodülleri sık rastlanan lezyonlar olup büyük kısmı beningndir. bunlar; kistler, kolloid nodül veya adenomlardır. tiroid nodüllerinin görülme sıklığı yaşla birlikte artar. soliter nodüller kadınlarda erkeklere nazaran dört kat daha fazla görülmektedir. tiroid nodülü olan her hasta ameliyat edilecek diye bir kaide yoktur. konservatif tedavi ile cerrahi tedavi arasındaki tercih öykü, klinik bulgular, fizik muayene, görüntüleme ve tanı yöntemleri ile elde edilen bilgiler ışığında verilir.

    tiroid nodülü saptanan her hastada hikayede çocukluk döneminde baş boyun bölgesine radyoterapi, kemik iliği transplantasyonu için tüm vücut ışınlaması, tiroid kanseri aile hikayesi (medüller veya papiller) veya birinci derece akrabaların birinde tiroid kanser sendromu hikayesi (örn. cowden sendromu, familyal polipozis, gardner sendromu, carney kompleksi, multipl endokrin neoplazi-men, werner sendromu), çocukluk ya da adölesan dönemde iyonize radyasyona maruz kalma sorgulanmalıdır. ayrıca nodülün hızlı büyümesi ve ses kısıklığı, nefes darlığı, yutma güçlüğü ve öksürük gibi bası bulguları hikayesi araştırılmalıdır. nodül saptanan hastanın yaşı ve cinsiyeti önemlidir. çocukluk veya adölesan dönemde saptanan tiroid nodüllerinin malignite riski 3 ila 4 kat yüksektir. ayrıca erkek cins ve ileri yaş da risk faktörleridir. hızlı büyüyen kitle maligniteyi düflündürmelidir ancak tiroid malignitelerinin çoğunun yıllarca tiroid bezi içerisinde sessiz nodül olarak kaldığı unutulmamalıdır. büyüme hızı, kitle boyutu ve çevreye invazyonla ilişlkili semptomlar maligniteyi düflündürür ancak çoğu malign nodülün hiçbir semptoma yol açmayacağı, hastaların nodül varlığı dışında asemptomatik olacakları akılda tutulmalıdır.

    fizik muayenede tiroid bezi ve servikal lenf nodları dikkatlice incelenmelidir. hastanın arkasından ve boynu hafif ekstansiyondayken yapılan tiroid muayenesinde tiroid kitleleri yutkunmayla birlikte hareket eder. nodül ya da nodüllerin kıvamı, yeri ve boyutları saptanmalı ve kaydedilmelidir. sert nodül ve çevre dokulara fikse nodül maligniteyi düşlündürür. vokal kord paralizisi, servikal lateral lenfadenopati varlığı,
    diğer bası bulguları yine maligniteyi düflündürmelidir. malign nodül ağrılı olabilirse de başka nedenlerle de nodülde ve tiroidde ağrı ve hassasiyet oluflabileceğ unutulmamalıdır. tek nodül veya multinodüler guatrda malignite riski benzerdir. fizik incelemede mukozal nörinomlar ve marfanoid yapı gibi bulgular men 2b’yi akla getirmelidir. ayrıca tiroid bezinde kitle palpe edilemezken bile boyunda lenf nodu metastazları, özellikle papiller tiroid kanserli hastalarda mecvut olabilir.

    görüntüleme yöntemlerinden ultrasonografi, palpe edilemeyen tiroid nodüllerinin saptanmasında, boyutunun belirlenmesinde, kistik-solid nodüllerinin ayrımında, komşu lenfadenopatilerin belirlenmesinde ve ince iğne aspriasyon biyopsisi ile beningn nodül tanısı almış lezyonların takibinde kullanılır. tomografi ve ct kullanmak gereksizdir. sintigrafi kullanımı ise son yıllarda önemli ölçüde azalmıştır. ince iğne aspriasyon biyopsisinde foliküler nodül tespit edilmiş hastalarda ve tsh düşük veya normal bulunduğu vakalarda hiperitoridi ayırıcı tanısında kullanılabilir.

    labotatuarda; tiroid nodülü saptanan tüm hastalarda serum tsh düzeyi mutlaka ölçülmelidir. tsh düzeyi düşükse veya yüksekse hipo veya hipertiroidi için ileri değerlendirme yapılmalıdır. tsh düşük olan vakalarda ayırıcı tanı için tiroid sintigrafisi yapılmalıdır. yüksek tsh düzeyleri ve yüksek anti-tg düzeyleri malignite riski ile ilişkili bulunmuştur.tiroid nodülü olan hastalarda tiroid fonkyion testlerinin kullanımı tanı için yeterli düzeyde fayda sağlamaz, çünkü çoğu fonksiyonel olarak ötroidtir. tiroglobülin nodül değerlendirilmesinde tümör markeri olarak kullanılmamalıdır. ancak tiroglobülin aşırı yüksekse metastatik kolon kanserinden şüphelenilebilir.

    ince iğne aspirasyon biyopsisi artık tiroid nodülü olan hastaların değerlendirilmesinde tek önemli test haline gelmiştir. ultrasonografi klavuzluğunda yapılabileceği gibi olmadan da yapılabilir. iiab yapılması gereken hastalar şu şekilde standartize edilmiştir.
    - solid: hipoekoik > 1 cm veya >5 mm risk grubunda hasta veya şüpheli usg bulguları varsa,
    - izo-hiperekoik: 1-1,5 cm
    - karışık veya süngerimsi: > 1,5-2 cm
    - saf kistik: biopsi gereksiz, büyükse boşaltılmalıdır
    - multinodüler: en büyük nodül ve usg olarak şüpheli diğer nodüller

    iiab sonuçlarına göre nodüllerin biyopsi sonucu genel prevalansa göre şu şekildedir:
    - benign (%65)
    - malign (%5)
    - şüpheli (%20)
    - tanısal olmayan (%15)

    genel olarak bir tiroid nodülü ile karşılaştığımızda şu algoritmayı izlememiz gerekir. bu şemaya göre özetle ilk bakılacak olan tsh düzeyidir. tsh yüksek veya normal ise iiab, düşükse sintigrafi çekilir. iiab'nin yalancı pozitiflik oranı düşük olduğundan, sonucu malign olan tüm hastalar cerrahiye alınır. beningn sonuç gelenler ise takibe alınır. şüpheli sonuç alan hastalarda nodül foliküler veya hürthle hücreli adenomdur. bu gibi şüpheli sitolojilerde malignansi riski %10-20 arasında değişmektedir. şüheli sonuç alan hastalara sintigrafi çekilir. hiperaktif nodül takip edilir, hipoaktif ve ılık nodüllerde cerrahi planlanmalıdır.

    tiroid nodüllerinin tedavisi bazı kriterler ile standartize edilmiştir. iiab sırasında bir kist ile karşılaşılırsa tamamen boşaltılmalıdır. bazı kistler iki eya üçüncü aspirasyonları gerektirse de bu işlem basit tiroid kistlerinin yaklaşık %75'inde küratiftir. eğer 3 aspirasyondan sonra da nüks ediyorsa o taraf loba lobektomi önerilir.

    izlem önerilen hastalar:
    - 1 cm küçük nodül
    - t4 tedaisi ile küçülen nodül
    - iiab ile malignite potansiyeli ekarte edilmiş nodül

    tsh ile baskılama tedaivisi tercih edilen hastalar:
    - 2,5-3 cm'lik küçük nodül
    - iiab ile malignite potansiyeli ekarte edilmiş nodül
    - diğer malignite kriterlerini taşımayan nodül

    cerrahiye gidecek hastalar:
    - nodül 3 cm'den büyük ise
    - iiab sonucu malign ise
    - tsh baskılama tedavisi ile büyüyen nodül varlığı
    - ailede medüller tiroid kanseri olması
    - boyuna radyoterapi anamnezi
    - hızlı büyüyen nodül
    - serum tiroglobulin ve kalsitonin artışı
    - ses kısıklığı ve vokal kord paralizisi

    not: burada bir noktada genel cerrahi ile dahiliye fikir uyuşmazlığı yaşamaktadır. iiab sonrası foliküler neoplazm tespit edildiğinde sintigrafi çekilir ve sonucu sıcak yani hiper aktif bir nodül gelirse, dahiliyeciler iiab ile takip etmeyi önermektedir. genel cerrahlar ise tiroidektomi veya radyoaktif iyot tedavisi önermektedir.
  • tiroid* nodülleri, boynumuzun ön kısmında yer alan tiroid bezinin içindeki çoğunlukla iyi huylu yumrulardır. tıp dilinde “nodüler gutar” adı verilir, nodül sayısının birden fazla olması haline “multinodüler guatr” denilir.
    tiroid nodülü ortalama her 10-15 kişiden birinde görülür. nodüllerin bu kadar sık olmasına karşın kanserleşme az görülür (%5-20).
    tiroid nodülleri bayanlarda erkeklere kıyasla 6 misli daha sıktır. hastanın yan yana bir kaç adet veya sadece bir tane (solitary) nodülü olabilir. nodülünün tek başına olması (kanserleşme riski daha yüksek olduğu için) hoşumuza gitmez.
    tiroid nodüllerinin neden oluştuğu tam olarak bilinmemekle birlikte ailede tiroid nodülü olanlarda daha sık görülmesi genetik bir ilişki olduğunu düşündürmektedir.
    belirtiler nelerdir?
    tiroid nodülü çok büyük olmadıkça hiçbir belirti vermez. bazı kişilerde dışardan gözle görülecek kadar büyük olurken bazılarında ancak muayenede doktorun eline gelir. check-up kontrollerinde tiroid sonografisi yapılması küçük nodüllerin daha sık yakalanır olmasına neden olmuştur. nodül çok büyük olursa boğazda baskı hissi, yutkunma zorluğu yapar. aşırı çalışan nodüller çarpıntı, terleme, kilo kaybı gibi “hipertiroidi” bulguları gösterir.
    tiroid nodülü saptanan hastada bu nodülün kanser olup olmadığını anlamak önemlidir. günümüzde bunun için yapılacak ilk tetkik ultrasonografidir.

    hiç şikayetim yokken ultrasonla tiroid kontrolü yaptırmalı mıyım?
    dahiliye uzmanları muayene esnasında tiroid bezini elle kontrol ederler. büyük nodüller genellikle ele gelir, doktor şüphelenmesi halinde ultrasonografi ister. anne baba veya kardeşinde tiroid kanseri olan bir kişinin boynunda şişlik olmasa da ultrasonografi yaptırması uygun olur. bunun dışında herhangi bir sorun yokken tarama amacıyla ultrasonografi önerilmez.

    kan testleri
    tiroid nodülü saptanan hastalarda tiroid bezinin görevini iyi yapıp yapmadığını gösteren standart kan testleri yapılır: tsh, t4, t3 testleri normal çıkabilir. bu testlerin anormal çıkması halinde ilave kan testleri (tiroid antikorları vb) istenebilir.

    iyi huylu tiroid nodülleri
    folliküler adenomalar tiroid bezinin folliculer epitelinin iyi huylu tümörleridir. etrafı düzgün bir kapsülle çevrili homojen yapıda bir nodüldür. kendi içinde colloid, embryonal, hürthle hücre tipleri vardır.
    hiperplastik nodüller
    tiroid kistleri iyi huylu tiroid nodüllerinin beşte birini oluştururlar. kistlerin üçte ikisi iyi huyluyken üçte biri tiroid karsinomasıdır.
    aşırı çalışan tiroid nodülleri iyi huyludur ve bunlara biyopsi yapmak gereksizdir. ilaç tedavisi, radyoiyod tedavisi veya cerrahi müdahale düşünülebilir.
    tiroiditis
    tiroid bezinin mikroplu veya mikropsuz iltihabı söz konusudur. tiroid nodülünün ağrılı olması ve aşırı çalışması tiroidit ihtimalini çok kuvvetlendirir.
    5 farklı tiroiditis türü vardır.
    1. haşimato tiroiditi
    2. subakut granulamotöz tiroiditisi virüsler yapar, tiroid bezi muayenede hassastır.
    3. subakut lemfositik tiroidit
    4. akut suppuratif tiroidit bakteri veya mantar enfeksiyonuna bağlı gelişir.
    5. riedel struma.

    tiroid kanserleri
    tüm kanserlerin yaklaşık % 1’ini yapar. soliter tiroid nodülleri kadınlarda daha çok görülmesine karşılık kanserleşme erkeklerde daha fazla olur. soliter tiroid nodülünün kanser çıkma ihtimali % 3-29 arasında değişir. yaş ilerledikçe kanserleşme ihtimali daha yükselir. çocukluğunda çeşitli röntgen/tomografi çekimleriyle baş boyun bölgesine röntgen ışınları alanlarda risk daha yüksektir. adet düzensizliği yaşayan, yumurtalıkları alınan, ailesinde tiroid kanseri olan bayanlarda kanser riski daha yüksektir. tiroid nodüllerinin çap olarak büyümesi kanser ihtimalini de artırır.
    tiroid hastalarına yapılan kan testleri (tiroid fonksiyon testleri) ayırıcı tanıda yol gösterici olmasa da mutlaka yapılmalıdır. medüller tiroid karsinomasında cea ve serum calcitonin testleri yüksek çıkabilir.

    tiroid nodüllerinde hangi testler yapılır?
    ultrason
    ultrason zararsız ve basit bir tetkiktir, tiroid nodülünün yapısı hakkında bilgi verir, içinde kist olup olmadığı, yapısının homojen olup olmadığı anlaşılır. birkaç milimetrelik küçük tiroid nodüllerini bile görmek mümkündür. ultrasonda nodüllerin kireçlenme gösterip göstermediğinde, kenarlarının düzenine, damarlanmaya bakılarak kesin olmasa da kanser ihtimali belirlenmeye çalışılır. merkezi damarlanması artan nodüllerde kanserleşme daha yüksektir.
    tiroid sintigrafisi
    radyonükleid maddeler kullanılarak tiroid nodülünün az, normal veya çok çalıştığı gösterilebilir. nodülün maddeyi tutmaması -soğuk olması- az çalıştığını, -sıcak olması- aşırı çalıştığını gösterir. soğuk nodüllerin kanser olma ihtimali (%16) sıcak nodüllerden (%9) daha yüksektir. sintigrafi, ultrasonografinin gelişmesinden sonra daha az istenen bir tetkik olmuştur.
    aspirasyon biyopsisi – fine-needle aspiration biopsy (fnab)
    ultrasonografik görünüm olarak kanserden şüphe edilmesi veya nodülün 1 cm den büyük olması halinde nodüle ince bir iğne ile girilerek biyopsi alınır. soliter (tek) nodüllerde hele nodül büyükse mutlaka iğne biyopsisi yapmak gerekir. biyopsi sonucunda nodülün iyi huylu mu yoksa kanser mi olduğu anlaşılır. bazen şüpheli bulgularda tam bir karara varmak mümkün olmayabilir. papiller tiroid kanserlerine biyopsi ile teşhis koymak spesifik hücre görüntüsü nedeniyle daha kolaydır. follicular kanserlere ince iğne biopsisi ile teşhis koymak zor olabilir. patologlar bazen kesin teşhis koymakta zorlanır ve tereddütte kalırlar, böyle durumlarda biyopsi ultrason eşliğinde 3-6 ay sonra tekrar edilir. hızla gelişen moleküler genetik tetkikler sayesinde önümüzdeki yıllarda tiroid kanserlerini ayırmak ve teşhis koymak daha kolay olacaktır.
    iyi huylu (benign) tiroid nodüllerinin yıllık ultrason kontrolleriyle takibi uygun olur. böylece nodüldeki herhangi bir olumsuz gelişim veya aşırı büyüme erkenden fark edilerek önlem alınır.
    ne zaman ameliyat olmalı?
    her tiroid nodülünün ameliyatla alınması gereksizdir. ülkemizde tiroid operasyonları biraz fazlaca yapıldığı için bu konuda dikkatli olmakta fayda var. ilerde kanser gelişebilme ihtimali ameliyat için bir neden değildir çünkü operasyonun kısa ve uzun dönemli komplikasyonları vardır.

    kanser ihtimali kimlerde artar?
    1. 20 yaşından küçük 70 yaşından büyük hastalarda
    2. erkeklerde
    3. yutkunurken veya konuşurken boyunda ağrı hissedenlerde
    4. boyuna daha önce röntgen ve tomografi uygulanan hastalarda
    5. nodülün çok sert ve etrafına yapışık olması halinde
    6. boyunda lenf düğümlerinin mevcudiyeti halinde
    7. nodülün 4 cm’den büyük olması halinde kanser riski artar.

    tiroid nodülünün alınması sırasında veya sonrasında:
    1. kanama olabilir.
    2. larinks siniri harabiyetiyle sesin değişmesi veya ses kaybına neden olabilir.
    3. yanlışlıkla paratiroid bezlerinin alınması veya zedelenmesi söz konusu olabilir
    4. hastanın daha sonra hipotiroidiye girmesi ve hayat boyu tiroid hormonu alması ihtimali vardır
    5. enfeksiyon kapabilir
    6. bazı hastalarda operasyon yeri iz bırakır.

    soliter tiroid nodülü olan hastalara ilaç (levothyroxin supresyon) tedavisi uygulanabilir. bu konuda tam bir fikir birliği yoktur. bazı doktorlar yan etkileri (kemik erimesi ve aritmi) nedeniyle supresyon tedavisi önermezken bazı hekimler 6-12 aylık tedavinin sonucunda ultrasonografi ile nodülün küçülüp küçülmediğine bakmayı daha doğru bulmaktadır. bu süre içinde hastanın tsh seviyesi 0.1-0.3 mu/l arasında tutulur. küçülme varsa ilaç kesilir ve 6 ay sonra nodül çapı kontrol edilir. nodülün tedaviye rağmen büyümesi halinde hastaya tekrar biopsi yapılması veya nodülün çıkarılması gerekir.

    edit:imla.
  • (bkz: çevre tiroid parankiminden farklı ve radyolojik olarak ayrılabilen lezyonlara tiroid nodülü denir. tiroid nodülleri sık rastlanan lezyonlar olup büyük kısmı beningndir. bunlar; kistler, kolloid nodül veya adenomlardır. tiroid nodüllerinin görülme sıklığı yaşla birlikte artar. soliter nodüller kadınlarda erkeklere nazaran dört kat daha fazla görülmektedir. tiroid nodülü olan her hasta ameliyat edilecek diye bir kaide yoktur. konservatif tedavi ile cerrahi tedavi arasındaki tercih öykü, klinik bulgular, fizik muayene, görüntüleme ve tanı yöntemleri ile elde edilen bilgiler ışığında verilir.tiroid nodülü saptanan her hastada hikayede çocukluk döneminde baş boyun bölgesine radyoterapi, kemik iliği transplantasyonu için tüm vücut ışınlaması, tiroid kanseri aile hikayesi (medüller veya papiller) veya birinci derece akrabaların birinde tiroid kanser sendromu hikayesi (örn. cowden sendromu, familyal polipozis, gardner sendromu, carney kompleksi, multipl endokrin neoplazi-men, werner sendromu), çocukluk ya da adölesan dönemde iyonize radyasyona maruz kalma sorgulanmalıdır. ayrıca nodülün hızlı büyümesi ve ses kısıklığı, nefes darlığı, yutma güçlüğü ve öksürük gibi bası bulguları hikayesi araştırılmalıdır. nodül saptanan hastanın yaşı ve cinsiyeti önemlidir. çocukluk veya adölesan dönemde saptanan tiroid nodüllerinin malignite riski 3 ila 4 kat yüksektir. ayrıca erkek cins ve ileri yaş da risk faktörleridir. hızlı büyüyen kitle maligniteyi düflündürmelidir ancak tiroid malignitelerinin çoğunun yıllarca tiroid bezi içerisinde sessiz nodül olarak kaldığı unutulmamalıdır. büyüme hızı, kitle boyutu ve çevreye invazyonla ilişlkili semptomlar maligniteyi düflündürür ancak çoğu malign nodülün hiçbir semptoma yol açmayacağı, hastaların nodül varlığı dışında asemptomatik olacakları akılda tutulmalıdır.fizik muayenede tiroid bezi ve servikal lenf nodları dikkatlice incelenmelidir. hastanın arkasından ve boynu hafif ekstansiyondayken yapılan tiroid muayenesinde tiroid kitleleri yutkunmayla birlikte hareket eder. nodül ya da nodüllerin kıvamı, yeri ve boyutları saptanmalı ve kaydedilmelidir. sert nodül ve çevre dokulara fikse nodül maligniteyi düşlündürür. vokal kord paralizisi, servikal lateral lenfadenopati varlığı,diğer bası bulguları yine maligniteyi düflündürmelidir. malign nodül ağrılı olabilirse de başka nedenlerle de nodülde ve tiroidde ağrı ve hassasiyet oluflabileceğ unutulmamalıdır. tek nodül veya multinodüler guatrda malignite riski benzerdir. fizik incelemede mukozal nörinomlar ve marfanoid yapı gibi bulgular men 2b’yi akla getirmelidir. ayrıca tiroid bezinde kitle palpe edilemezken bile boyunda lenf nodu metastazları, özellikle papiller tiroid kanserli hastalarda mecvut olabilir. görüntüleme yöntemlerinden ultrasonografi, palpe edilemeyen tiroid nodüllerinin saptanmasında, boyutunun belirlenmesinde, kistik-solid nodüllerinin ayrımında, komşu lenfadenopatilerin belirlenmesinde ve ince iğne aspriasyon biyopsisi ile beningn nodül tanısı almış lezyonların takibinde kullanılır. tomografi ve ct kullanmak gereksizdir. sintigrafi kullanımı ise son yıllarda önemli ölçüde azalmıştır. ince iğne aspriasyon biyopsisinde foliküler nodül tespit edilmiş hastalarda ve tsh düşük veya normal bulunduğu vakalarda hiperitoridi ayırıcı tanısında kullanılabilir.labotatuarda; tiroid nodülü saptanan tüm hastalarda serum tsh düzeyi mutlaka ölçülmelidir. tsh düzeyi düşükse veya yüksekse hipo veya hipertiroidi için ileri değerlendirme yapılmalıdır. tsh düşük olan vakalarda ayırıcı tanı için tiroid sintigrafisi yapılmalıdır. yüksek tsh düzeyleri ve yüksek anti-tg düzeyleri malignite riski ile ilişkili bulunmuştur.tiroid nodülü olan hastalarda tiroid fonkyion testlerinin kullanımı tanı için yeterli düzeyde fayda sağlamaz, çünkü çoğu fonksiyonel olarak ötroidtir. tiroglobülin nodül değerlendirilmesinde tümör markeri olarak kullanılmamalıdır. ancak tiroglobülin aşırı yüksekse metastatik kolon kanserinden şüphelenilebilir.ince iğne aspirasyon biyopsisi artık tiroid nodülü olan hastaların değerlendirilmesinde tek önemli test haline gelmiştir. ultrasonografi klavuzluğunda yapılabileceği gibi olmadan da yapılabilir. iiab yapılması gereken hastalar şu şekilde standartize edilmiştir.- solid: hipoekoik > 1 cm veya >5 mm risk grubunda hasta veya şüpheli usg bulguları varsa,- izo-hiperekoik: 1-1,5 cm- karışık veya süngerimsi: > 1,5-2 cm- saf kistik: biopsi gereksiz, büyükse boşaltılmalıdır- multinodüler: en büyük nodül ve usg olarak şüpheli diğer nodülleriiab sonuçlarına göre nodüllerin biyopsi sonucu genel prevalansa göre şu şekildedir:- benign (%65)- malign (%5)- şüpheli (%20)- tanısal olmayan (%15)genel olarak bir tiroid nodülü ile karşılaştığımızda şu algoritmayı izlememiz gerekir. bu şemaya göre özetle ilk bakılacak olan tsh düzeyidir. tsh yüksek veya normal ise iiab, düşükse sintigrafi çekilir. iiab'nin yalancı pozitiflik oranı düşük olduğundan, sonucu malign olan tüm hastalar cerrahiye alınır. beningn sonuç gelenler ise takibe alınır. şüpheli sonuç alan hastalarda nodül foliküler veya hürthle hücreli adenomdur. bu gibi şüpheli sitolojilerde malignansi riski %10-20 arasında değişmektedir. şüheli sonuç alan hastalara sintigrafi çekilir. hiperaktif nodül takip edilir, hipoaktif ve ılık nodüllerde cerrahi planlanmalıdır.tiroid nodüllerinin tedavisi bazı kriterler ile standartize edilmiştir. iiab sırasında bir kist ile karşılaşılırsa tamamen boşaltılmalıdır. bazı kistler iki eya üçüncü aspirasyonları gerektirse de bu işlem basit tiroid kistlerinin yaklaşık %75'inde küratiftir. eğer 3 aspirasyondan sonra da nüks ediyorsa o taraf loba lobektomi önerilir.izlem önerilen hastalar:- 1 cm küçük nodül- t4 tedaisi ile küçülen nodül- iiab ile malignite potansiyeli ekarte edilmiş nodültsh ile baskılama tedaivisi tercih edilen hastalar:- 2,5-3 cm'lik küçük nodül- iiab ile malignite potansiyeli ekarte edilmiş nodül- diğer malignite kriterlerini taşımayan nodülcerrahiye gidecek hastalar:- nodül 3 cm'den büyük ise- iiab sonucu malign ise- tsh baskılama tedavisi ile büyüyen nodül varlığı- ailede medüller tiroid kanseri olması- boyuna radyoterapi anamnezi- hızlı büyüyen nodül- serum tiroglobulin ve kalsitonin artışı- ses kısıklığı ve vokal kord paralizisinot: burada bir noktada genel cerrahi ile dahiliye fikir uyuşmazlığı yaşamaktadır. iiab sonrası foliküler neoplazm tespit edildiğinde sintigrafi çekilir ve sonucu sıcak yani hiper aktif bir nodül gelirse, dahiliyeciler iiab ile takip etmeyi önermektedir. genel cerrahlar ise tiroidektomi veya radyoaktif iyot tedavisi önermektedir. )
  • 24 ocak itibariyle eşimin başına gelmiş çareli hastalık.
    kendisinden bu süreci başından sonuna kadar yazmasını istedim. sağolsun baya detaylıca, a'dan z'ye her şeyi yazdı. bundan sonrası biraz uzun, ilgisi olmayan aramızdan ayrılabilir.

    "öncelikle bu yazıda sadece geçirmiş olduğum tedavi sürecindeki deneyimlerimi aktarmakta olduğumu, bilimsel bir bilgi veya yazı olmadığını belirtmek isterim.

    en önemli bilgi şu; tirod nodülü ya da tiroid kanserini başında yakalarsanız, ölümcül bir durum teşkil etmeyecektir.
    yani insan ömrüne etki eden bir durum söz konusu değildir. bunu sırayla görüştüğüm tüm doktorlar üstüne basa basa söylediği için ben de buraya gönül rahatlığıyla yazıyorum. kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, genel itibariyle çok yaygın bir hastalık(mış).

    bu nodülü; 23 ocak akşamı yere eğildiğimde sanki boynumda bir fazlalık varmış hissine kapıldım ve aynaya baktığımda bademciğimin sağ tarafında rahatlıkla görülebilen bir şişlik ile fark ettim. şişliği hemen farkettim, farkedilmeyecek bir boyutta değildi çünkü.
    öncesinde genellikle yutkunmada bir zorluk hissi oluyormuş. bende olmadı ya da ben fark etmedim. bunu şundan dolayı söylüyorum; nodül herkeste şişerek kendini belli etmeyebilirmiş.

    ertesi sabah ilk iş hastaneye*giderek muayene oldum.
    öncelikle klasik sorular;

    • ailede tiroid hastası var mı?
    • karadenizli misiniz? (bu soru hem kara lahana tüketimi hem de çernobil sebebiyle soruluyor.)
    • son zamanlarda bağırdın mı? hangi takımlısın? (ben fenerbahçeliyim. o dönem devre arasına denk gelmesine karşın bağırmış olabilirim dedim. sonuç olarak takımın durumu ölüm döşeğindeydi. her an her şey olabilirdi. doktorun da fenerbahçeli olması sonucunda bu bölümü karşılıklı isyanlarla geçirdik)

    sonra hemen bir kan tahlili*yapıldı. tahlillerin sonucuna göre boyun ultrasonu*çekiliyor. (ultrason sırasında "cinsiyeti belli oldu mu" gibi şakalar yapmayın. çünkü yapıldı, daha yaratıcı olun :) )

    boyun ultrasonundan sonra toplamda kaç adet nodül olduğu, ölçülerinin ve tam yerlerinin detayının olduğu bir rapor yazılıyor.
    bendeki nodül 4,5cm olarak ölçüldü. tüm doktorların hem fikir olduğu konu “3,5 cm üstünde ise kesinlikle alınmalı.” yönündeydi.

    ultrason incelenmesinden sonra,biyopsi yapılıyor. bu da ikinci kritik konu.

    biyopsi sırasında şırınga ile nodülden örnek parça alıp kansorojen bir durum var mı yok mu ona bakıyorlar. bu işleme 2 ayrı doktor giriyor. biri ultrason ile görüntüleme yapıyor. diğeri şırınga ile ekrandan bakarak doku örneği alıyor. bende bu işlemi tek doktor halletmişti.
    biyopsi sırasında "lokal anestezi yapıyoruz" lafları sizi çok yanıltmasın. baya 1-2 temizleyici sprey sıkıp, girişiyorlar.

    biyopsi sonucu 7-10 gün içinde çıkıyor. rapor sonucu için sizi arayamayı unutabiliyorlar (!), takip etmekte fayda var. ben bu zamana kadar olan işlemleri gayrettepe florance nightangale hastanesinde yaptırdım. genel itibariyle memnun kaldım.

    rapor sonucunda özetle* kesin bir sıkıntı olmamakla birlikte, risk teşkil eden bir durum olduğu ve alınmasının gerektiği yazıyordu.

    internete girip sakın araştırma yapmayın. kendinizi bambaşka yerlerde bulabilirsiniz. inanılmaz bir bilgi kirliliği söz konusu.

    ben bundan sonraki işlemleri yani ameliyatı ve atom tedavisini amerikan hastanesinde yaptırmaya karar verdim.

    doktorum bu konuda oldukça başarılı olan prof. dr. tarık terzioğluolması da bizi ayrıca rahatlattı. kime sorsak aaa çok iyi, aaa tarık hoca çok ünlüdür, aaa tarık hoca bu alanda en iyisidir gibi dönüşler alıyorduk.

    benzer konuşmalardan sonra hemen ameliyat tarihi belirlendi ve operasyon gerçekleştirildi."

    bundan sonrasını tiroid ameliyatı başlığında devam edeceğim.
  • merhabalar konuyla ilgili size danışmam gerekli fakat mesaj atamadım size yardımlarınızı bekliyorum
  • tiroid nodülü genelde otuzlu yaşlarda ve kadınlarda görülür genelde.

    tiroid nodülünde önce anemnez almalıyız ve ailede hiç tiroid kanseri var mı yada boyuna radyasyon almış mı onu öğrenmeliyiz. yada hastada tirotoksikoz bulguları var mı sormalıyız. eğer bunların hiçbirisi yoksa o zaman hastaya direkt ince iğne aspirasyon biyopsisi yaparız. eğer hastada kanser öyküsü yada rt öyküsü varsa da hastaya ince iğne aspirasyon biyopsisi yaparız.

    eğer tirotoksikoz bulguları varsa o zaman hastanın gerçek mi öğrenmek için tsh, ft3 ve ft4 düzeyini isteriz. eğer gerçekse bu sefer nodül'ün sıcak mı soğuk mu olduğunu öğrenmek için tiroid sintigrafisi isteriz. eğer sıcak nodül gelirse ya cerrahi yada radyoaktif iyot tedavisi yapılır. ama hastada soğuk nodül çıkarsa yada gerçek tirotoksikoz değilse o zaman hastaya ince iğne aspirasyon biyopsisi yaparız.

    eğer erkekse ve solidse hele bir de soğuk nodül ise büyük ihtimalle altından papiller tiroid ca çıkar. ve bu durumda hastaya bilateral total tiroidektomi yapılmalıdır. ama burada boyun diseksiyonu yapılmaz. . tabiiki lenf nodu tutulumu yoksa.

    ama eğer hastada medüller tiroid kanseri çıkarsa o durumda hastaya santral boyun diseksiyonu yapılmalıdır. aynı yaklaşım hurtle hücreli kanser için de geçerlidir.

    tiroid nodülünde yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisi çok güvenilirdir. eğer sonucunda benign derse sadece izlem yeterlidir. eğer şüpheli ise bu durumda lobektomi yapılır. yani foliküler neoplazi eşittir şüpheli lezyon.

    eğer sonuç malign ise total tiroidektomi yapılır.

    eğer sonuç non-diagnostik ise biyopsi tekrarlanır.

    edit: bilgi ekleme.
  • biyopsi sonucu çıkınca iyi huylu mu kötü huylu mu belli olacak. öldürücü olmadığı bir nebze sevindirmedi desem yalan olur. daha çekecek çilemiz varmış. :)
  • bu arkadaş bütün vücudumu yavaş yavaş kemirmiş ama fark etmemişim. iyi hoş hala daha sorunun ne olduğunu bulamadılar. ama çoğu şeyin bundan kaynaklandığını söylediler. çok uyuyan biri değilim. günde 6 saat ortalama uyuyabiliyorum. ama onun da hiç yetmediğini fark ediyordum. hafta sonları bazen 9-10 saat uyuyunca da hafta içi az uyuduğum için yetmiyor diye düşünüyordum. meğer 20 saat de uyusam yetmezmiş.
    son zamanlarda artan yorgunluk hissini hep oturmaktan, hamlıktan kaynaklandığını düşünüyordum. o da ondan değilmiş. asıl önemli olan benim için kilo olayıydı. bir türlü kilo alamıyordum. aylarca uğraşıp aldığım 5 kiloyu rutin dışına çıkınca vermem 2 gün sürmüyordu. meğer onun sebebi de buymuş. öyle oldu bittiye getirilecek bir hastalık değil. belirtiler varsa anında bir uzmana görülmesi gerekir. ilerleyen boyutları kansere kadar gidebilir ve bu da zor değil.
  • senelerdir boynumun sol tarafında bu nodülle geziyorum (doktor kontrolünde) ancak artık alınması gerekiyor. bu ameliyatı olan var mı, çok korkuyorum.
  • boğazımda 6 santim tiroid nodülüyle yaşıyorum amk. ya hayat benimle taşak geçiyor ya ben hayatla aq
hesabın var mı? giriş yap