• insan da böyle değil midir?

    "kış geçende bu leylek gendini dışarı verdi. uçuy, evliğini onarıy. süslüy. bekliy ki gendinin eşisı gelecak. biliy. ha bugün geldi, ha yarın gelecaktır. gözü semadadır. keyiflidir ki nasıl anladam.
    işte agalar, bu günlerden bir gün idi. hamogil ocak yakmıştı ki sabah ekmeğini yapalar. ocak alev alev yanıydı. yalımlar göğe çıkıydı ki, gökten bu leylek geldi, gendini ataş üstüne bıraktı. koştular bunu ataştan aldılar. kurtuldu, bir daha bıraktı gendini ataş üstüne. tüyleri yanıydı zaten, öldü getti, göz açıp kapata kadar. evin içinde bir telaş yürüdü. herkes birbirisine soruydu ki, ne olmuştur. ne olmuştur ki bu leylek gendini ataşa bırakmıştır. o sıra damdan hamo'nun sesi gelmiştir. demiştir ki, ben biliyem, gelin görün siz de bilin. koşmuş bakmışızdır ki, yuvada iki leylek oturuy. anlamışızdır, demişizdir ki, insan da beyle değilmidir lo, beyledir."

    böyledir.
  • hakkında bilgi bulamadım sözlükte.
    kendisi fotoğrafçı. öyküleri de var, yazıları da. hatta öyle güzel alıntıları var ki yazılarında ben hayran kaldım.
    biyografisini yapıştırmıyorum buraya. aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz.
    bio1 (bkz: http://www.fotograf.net/…lcakar/ozgecmis/index.html)
    kişisel web sitesi (bkz: http://tugrulcakar.com/)

    küçük bir alıntı görmüştüm oruç arouba'nın ile kitabında. aklımda kalmıştı. bakındım bulamadım kitaplarını. e-kitap olarak edilebilmekteydi. sahafta buldum 2 alıntılı kitabını.
    (bkz: saklanmış mektuplar)
    (bkz: akşamüstü yine hüzün)

    ben çok çok beğendim yazılarını, yaşanmışlıklarını. yaşanmışlık beğenilir mi. yazısında anlatmış hepsini. yitirdiklerini. fotoğrafa hapsederim, herkes göremez ile kalmamış yazıya aktarmış, bazen gözüken sözcüklerde görükmez turgulo. saygılar, selamlar.
    ilk fırsatta bilgisayarımın başına oturabilirsem fotobiyografisini de inceliyeceğim.

    'hamogil ocak yakmıştı ki sabah ekmeğini yapalar. ocak alav alav yanıydı. yalımlar göge çıkıydı ki, gökten bu leylek geldi, gendini ataş üstüne bıraktı. koştular bunu ataştan aldılar. ellerinden kurtuldu, bir daha bıraktı gendini ataş üstüne. tüyleri yaniydi zaten. öldü getti.'

    'keko bene eyle geliy ki, sen bu kanada kızına yavaş yavaş gönül veriysen. ben diyim ki, beyle bir işin sonu eyi bir son olmaz babo. bu iyidir, hoştur. dahi gözeldir. fekat gidicidir. ben diyem iş bitende bu kız geder, ama senin sevdan gitmezse, karalır da içine çökerse, ne dersen babo...'

    '''aynaya bakıp
    yüzünüzü görmediğiniz olur mu hiç?
    ya duvara bakıp
    saçınızı taradığınız?
    dalgınlık işte, deyip geçmeyin sakın,
    duvarın önünde siz varsınız,
    aynada aradığınız'''
  • az önce öğrendim, bir kalp krizi nedeniyle yaşamı sona ermiş. allah rahmet eylesin.

    fotografı seven, yazan hem de öğreten bir kişiydi. ankarada yaşıyor olmasına rağmen afad ( adana fotograf amatörleri derneği) üyesiydi.
  • fotoğraf yazıları adı altında kitap haline getirdiği, kitaplıktan kendilerine küçük bir yer talep eden yazılarını okuma fırsatı buldum. daha çok fotoğrafın aldatıcılığı ve teknolojinin bu sanatı getirdiği noktaya odaklanmış.

    fotoğrafın kandırıcı etkisini çoğu yazısında benzer şekilde anlatmış. ancak yine her yazısında bir "anla beni" telaşıyla kelimeler değişmiş, cümleler yer değiştirmiş. biraz da bu sayede ilk kez okuyormuşçasına o duyguları tekrar yaşıyorsunuz, yazarın düşüncelerine tekrar katılıyor ya da tekrar düşüncelerini reddediyorsunuz, çoğunlukla gocunmadan.

    onun anla beni'sini özetlemeye ise kendi sözleri yardımcı olacaktır: fotoğraf saklamak istediğimiz midir? saklanmak istediğimiz mi yoksa?
  • fotoğrafçılık 101 dersini aldığım kişi. a ile geçtiğimi belirtmek isterim.
  • tam sanatçı, tam yazar, tam insandı. üniversite yıllarımda sabahlara kadar süren sohbetlerim oldu. fotoğraf makinelerimiz boynumuzda, instagram nedir bilmezken, dialara çekim yapardık.
    her güzel insan gibi çabuk gitti. ağzımda anason tadı... ah hayat.
hesabın var mı? giriş yap