• kaliteli olma iddiasındaki pek çok pahalı restoranda su ile seyreltilerek getirilen likör ile servis yapılır.

    3ml'lik likörden tasarruf etme derdinde olduğunuz sürece bir bok olmaz sizden! çatır çatır hesap geçirmeyi biliyorsanız, kat kat kar etmeyi biliyorsanız bu mallığı yapmamayı da bilin derim.
  • genelde, bir restaurant'ta kafalari parlatip* mukellef bir yemek yedikten sonra, hesap asamasinda servis edilen, ortama cok guzel giden ikili.
  • babanın melek huylulugu üstündedir. "yürrüyün be felekten bi gece çalalım" der ev ahalisine. hoş bi mekana gidilir. güzel bi ziyafet çekilir. ardından hesap istenir. pek tabi "ziyafet" olarak adlandırılan bir yemekten sonra hesap "kol" gibi gelir. hasabı ödemekle mükellef babayı bi hüzün kaplar. annenin suratına "yaa işte, yediniz yediniz dağ gibi hesap geldi" şeklinde bakar. biraz sonra "biz bu parayı ne kadar zor kazanıyoz biliyon mu"ya döner muhabbet. baba, sanki tüm gelenleri anne tek başına yemiş gibi yüklenirde yüklenir.

    daha sonra garsonun tepsisi üstünde o* ikili gelir. baba iyice sapıtmıştır. bir şişe kavaklıdere artı kol gibi hesap babayı bi hayli sarsmıştır. daha önce ağzına içki koymamış anneye o ikiliden yeşil olanını içnesini ister....

    baba- içsene şunu...çok güzel...
    anne- selim içki di mi bu...
    baba- yok yok...içki değil...içki olur mu hiç
    quant- eee...bilmem ki...
    anne- içmem ben bunu!
    baba- alla halla...içsene yahu...çok güzel dedik...
    anne- nıck! içmem!
    baba- yahu iç! bak ben ne güzel içiyom...
    anne- selim gördün mü bu yaştan sonra baban bizi alkolik yapıcak...
    quant- ehi ehi...ehi...
    baba- ne alkoliği yahu...ben alkolik miyim yani içiyom diye...alla halla
    anne- hadi gidelim...
    baba- sen onu içmeden bi yere gitmiyoz...
    anne- yaa içmicem dedim...yüklenme üstüme...
    baba- iç iç...(sırıtır)
    anne- selim içki di mi bu...içki içki...
    quant- ehi ehi ehhe...
    baba- bi yudum iç...
    anne- ya içmiceeem...
    baba- iç iç...(yine sırıtır)
    anne- eeeehhh (likorü kaldırır babanın kahvesinin içine döker)
  • kiz istemey gidildiginde, ikram edilen kombinasyondur bu. ailenin "biz gorgulu, medeni ve de icki icen insanlariz" demesinin kisa yolu galiba.
  • velhasil ozellikle cumhuriyetin ilk yillarindaki vazgecilmez ikilidir, malum dogu-bati sentezi ve modernlesme cabasindan dolayi.
  • keşan'da, kalender bir et lokantasının sahibinin lafıdır:

    "nane likörü, kahvenin pezevengidir"

    alkışlayın dostlar..!
  • 30 dakika öncesi için:
    (bkz: tereyağı ve tulum peyniri)
  • özellikle türk kahvesinin sade,nane likörünün ise soğuk olduğunda daha keyif vereceğine inandığım muhteşem ikili.
  • önce hangisinin içileceğinin genellikle karıştırıldığı ikili.
  • türk kahvesi ve nane likörü eski türkiyedir, güzeldir.
    bayramda da ikram edilir, hafif bir yemek ve 2-3 kadeh rakının kapanışında da...

    muhtemelen yakın zamanda böyle bir damak tadı / lezzet arayışı kalmayacak. artık kağıt bardaklarda içilen boktan kahveler, "üçübirarada"lar, çorba kasesinden büyük saçma porselen kupalar ve kahve makinaları var hayatımızda. lümpenleşme, peyzanlaşma, yabancılaşma + americano/macciato içmeden ayılamayan sözde beyaz yakalalılar...
hesabın var mı? giriş yap